EMİNE AYBÜKEN YILDIRIM
Tusunamili yaşamlara inat
Daima pırıp pırıl gülen gözleri
Acımasız hayat sen dur!
Yıkamadığın tek şeydir
Güçlü bir kadının yüreği!
Merve Tanrıöver
Onunla ilk karşılaştığınızda sahip olduğu özellikleriyle dominant bir duruşla karşılaşacağınızı zannederken,küçük bir kız çocuğunun şımarıklığı ve doğallığı edasıyla sımsıcak bir yürekle karşılaşıyor sizi ve hemen yörüngesine yerleşiveriyorsunuz.
Bilinmeyen yönleri, Gaziantepte siyasi kimliği sosyal sorumluluk projeliriyle yaptığı çalışmalarıyla ve renkli iç dünyasıyla Av. Aybüken Yıldırım..
Hedefte daima en zirveyi zorlayan
Ne istediğini çok iyi bilen
Kararlı
Neşeli
Ve daima güler yüzlü…
Aybüken Hanımla ilk tanıştığınızda siyasetçi, avukat ve pek çok sivil toplum örgütü üyeliği ve başkanlığı olan birisiyle karşılaştığınızda beklenen ciddiyetin aksine, cıvıl cıvıl, hayat dolu pozitif enerji yüklü bir hanımefendiyle karşılaşıtığınızda ilk şaşkınlığı attıktan sonra hemen kaynaşıveriyorsunuz.
Hayat hikayesi, yaşam felsefesi dopdolu yaşam ideolojileriyle Gaziantep ‘in bu başarılı hanımefendisini tanımaktan sizler de en az benim kadar memnun olacaksınız.. Garantisi var..
M.T: Aybüken Yıldırımızı bize tanıtırmısınız?
A.Y: Gaziantep liyim ve bununla gurur duyanlardanım.Avukat bir babayla öğretmen bir annenin üç nolu çocuklarıyım.12 yıldır serbest avukatlık yapmaktayım.MHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi olarak hem ilimizde hemde Türkiyenin pek çok ilinde partimi temsil etmekteyim.Önceki dönemde ikinci sıra milletvekili adayıydım.
Ayrıca sosyal bir sorumluluk olarak gördüğüm pek çok sivil toplum kuruluşunda görev almaktayım.
Gaziantep lisesi mezunları derneği üyeliği,Türk Ocakları Derneği üyeliği,Türk İslam Kültür ve Eğitim Derneği üyeliği,Arabuluculuk Derneği üyeliği,Kadınların kurmuş olduğu Empati Sosyal Dayanışma Ve Yardımlaşma derneği,Gaziantep Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanlığı……
M.T: Harikasınız.Çok aktif ve hareketli bir yaşantınız olmalı.
A.Y: Evet ama ben asla şikayetçi değilim.İnsanlarla iç içe olmak ve onların sorunlarına çözüm bulmak mutlu ediyor beni…
M.T: Çocuk komisyonu başkanlığınızdan yola çıkarak son günlerde hepimizin kimyasını bozan çocuk cinayetleri ve cinsel istismarlarıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?Eskidende bu tip olaylar bu kadar yaygınmıydı? yoksa şimdi mi dikkatimizi çekmeye başladı?
A.Y: Aslına bakarsanız çocuk istismar ve cinayetleri ne yazık ki her zaman vardı.Ama bu saldırılar, mağdur tarafından bir utanç olarak görüldüğünden ve gereksede mahalle baskıları yüzünden dillendirilemiyor ve suçlular aramızda dolaşmaya devam ediyordu.Ama zamanla gerek medyanın ilgisi gerekse insanlardaki fakındalık,bu saldırıları kolluk görevlilerine ve adliyelere taşınmaya başladı.Ve akabinde de cezalandırmalar,hükümler….
M.T: Gaziantep tede bu vakalar çok değilmi?pedofili,ensest ilişkiler…
A.Y: E vet biz hukukçularda bunun farkındalığını biliyoruz. Bu konuyla ilgili çok ciddi çalışmalara imzalar atıldı.2005 ‘te ilimiz uluslar arası sempozyuma ev sahipliği yaptı.Bu konuda gerek sivil gerekse siyasi her kesim ciddi bir şekilde elini taşın altına koyması gerekiyor.Büyükşehir belediyesi başkanımız Asım Güzelbeyin de çocuklarla ilgili çok ciddi ve önemli çalışmaları vardır.Her ne kadar ilimiz çok göç alıyor ve beraberinde sosyal sorunlarında patlamasını yaşıyorsa da işin temelinde artık dilimize persenk ettiğimiz ama gerçektende önemli olan “eğitim “yoksunluğundan bu sorunlarıda yaşıyoruz.Yurt dışında çok ciddi uygulamarı olan” evlilik öncesi anne baba olmaya,aile kurmaya uygunmudur”testlerinin bizde de ciddi manada uygulanması gerekir.Herkes biyolojik olarak evlat sahibi olabilir ama ruhsal açıdan anne baba olamaz..
M.T: Kadın cinayetlerindeki artışta bu konula paraleldir değil mi?
A.Y: Kadın deyince ben aynı zamanda” Gaziantep Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkan Yardımcısıyım.Kadın cinayetleriyle ilgili ciddi çalışmalarımız var.Ama öncelikle alt yapı eksikliklerini tamamlamamız lazım.Birde asıl önemli olan, bana göre kanunu çıkarmaktan ziyade, uygulanabilirliği ve caydırıcılığıdır asıl önemli olan .
M.T: Sizi hep gülen yüzünüz ve pozitif kişiliğnizle tanıyoruz.Yaşam kaynağınız nedir? yaşam koçunuz varmı dır?
A.Y: Buna hep şükrederim ki huzurlu bir aİlede büyüdüm.Babam ve annem bizleri, ne istediğini bilen kararlı bir birey olarak yetiştirdi.Onlara minnettarım.Yaşam koçum ve en önemli akıl hocam ise aynı zamanda meslektaşımda olan canım babamdır…
M.T: Bütün meziyetlerinizin yanında aynı zamanda siyasetçisiniz de.Kadın için, erkekler hegomanyasında siyaset yapmanın zorluklarını bilen biri olarak nasıl bakıyorsunuz?Neden siyaset?
A.Y: Hani küçükken başlamıştım…diye başlayan bir giriş vardır ya..İşte aynen bende, ilk siyasete adımımı 6 yaşında iken ,ülkü ocaklarının bir gecesinde rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeşin karşısında “İstikal Marşını” okuyarak ve kendisinin beni yanına çağırıp, büyüyünce ne olacaksın sorusuna”SİYASETÇİ” diyerek başladım.Çünkü o zamanlar babam MHP İl Başkanıydı ve ben siyaseti onun penceresinden görüp çok sevmiştim..Babam benim idolümdür.İnanın içimdeki o günkü coşkum halen devam etmekte…Zorluklarına gelince ise,siyasette yer alabilmek için önce eğitim sürecini tamamlamak gerekir.Sonrada basamakları yavaş yavaş dikkatlice çıkmak.Birde negatif yönlerini çok görmeyeceksiniz..İl yönetiminden teklif geldiğinde babam önce tasvip etmemişti.Ben ise artık hukuk diplomamı da aldığımı ve siyasetin çokta ehil ellerde olmadığını ve bundan dolayı endişe duyduğumu, aktif olarak içinde bulunmak istediğimi belirttim.8 yıldırda aktif siyasetteyim.Vatandaş ise siyasetçiyi kadın erkek diye ayırım yapmadan, kendisine gösterilen sevgi ve ilgi açısından değerlendiriyor.Şöyle ki; milletvekili adayı olarak köyleri dolaşırken köylü kardeşlerimiz bana çok samimi ilgi gösterip kadın olduğumu yadırgamadan dertlerini anlatıp sonra da “Abla ya, sen ne kadar beyefendi bir hanım efendisin”demişlerdi..Halen gülümseyerek hatırlarım…
M.T: Kadınlar çekinmeden siyaset yapsınlar o zaman..
A.Y: Tabiki..hemde her alanında.Kadınlar siyaseti gerçektende çok güzel başarıyorlar.Özellikle mecliste son yıllarda artan bayan vekil sayısının getirilerini görüyoruz.Umarım bu sayı daha da artar.Yalnız arkalarında duracak ve omuzlarına dokunup”hadi”diyebilecek bir destekte lazım..
M.T: Kadınlarla erkekler yaşamın içinde birbirine rakip midir sizce?
A.Y: Bilakis. Aslında kadınlar birbirlerinin en büyük rakipleridir.Bu konuda objektif olalım.Aksine beylerle bayanlar pek çok alanda omuz omuza rahatça çalışabilmektedir..Ama itiraf edelim ki kadınlarda kıskançlık had safhada…
M.T: “Keşkeleriniz” var mıdır hayatınızda?
A.Y: Çok değil ama var tabiki. Ama genelde düşündüğümü rahatça söyleyebilen aldığı kararları uygulayabilen bir insan olduğum için keşkeler hayatımda çok yoktur. Mesela bana şansım olmadığı söylendiği halde keşke dememek adına gidip genel başkanımızla MYK üyesi olmak için açık açık konuşmuştum. Sonuçta da istediğimi elde ettim J
M.T: Asla yapamam diyeceğiniz 3 şey?
A.Y: Asla… benim pek aslam yoktur. Aslında çok da cesurum ama paraşütle atlayamam mesela. Çok asla demeyi sevmem çünkü hep de başıma gelmiştir. Yani asla, asla demem J
M.T: Sizi mutlu eden 3 şey söyleyin desem?
A.Y: 1-)Gülen çocuk suratı 2) Yemekten sonra ,benim doyurduğum, yalanan kedi 3)Sevilen bir dostla içilen keyifli kahve
M.T: Kadın beynini doğadaki birşeye benzetin desem?
A.Y: İnsan beynini hep cevize benzetirim. Ama bu benzetme yaratılmış tüm insanlar içindir doğruyu söylemek gerekirse. Kadın beyni ise bir kelebek gibidir.
M.T: Kadınlar mı daha çok konuşur, erkekler mi?
A.Y: Başkasını bilmem ama ben çok konusurum .Kadınların çok konuşuyor iddasına maruz kalmalarının sebebi ise bana göre, kadın eşini kısıtlı saatlerde görüyor ve o saatlere pek çok gündem sığdırmaya çalışıyor. Erkek ise gün içinde yeterince konuşma yaptığı için eşine sıra geldiğinde tahammülü kalmıyor.Ama şuda varki dedikodu karşılaştırmasında her iki tarafta beraberler…..
M.T: Kaza yapan bir kadın ilk olarak ne söyler?
A.Y: Aybuken Yıldırım böyle bir olayda hemen “geçmiş olsun bir problem yok değil mi?” diye tepki verir. Ama tanıdığı diğer kadınlardan duyduğuna göre “kocam beni öldürecek, sen ne yaptın?”” diye bağırıp karşıyı korkutma ve sindirme politikası güder.
M.T: Dünyada parayla satın alınamayacak tek şey denir?
A.Y: Tabiki klasik olacak ama “sevgi “ve” gerçek dostluk”.Her nekadar maddi perest bir dünyada yaşasak da..
M.T: Planlarınızı neye göre yaparsınız, büyük hedefleriniz var mıdır?
A.Y: Benim hedeflerim ve planlarım hep 15-20 yıllıktır. Uzun vadeli ve dikkatli hesaplar yaparım. Çevrem bu konuda, yıpranabilirim diye beni zaman zaman uyarsada ben hep “off the record” derim ve hedefime odaklanırım. Mesela benim siyasetteki hedefim bakanlıktır.
M.T: Şiir severmisiniz?Duygusal yönü ağır bir insan olarak yazmaktan hoşlanırmısınız?
A.Y: Hemde çok. Ama aşık olunca, kalbe aşk düşünce yazarım.Aşk insanda mutluluk hislerini coşturuyor ve kendini harika hissettiriyor.Şiir ise okumayada dinlemeyede bayılırım.Müsade ederseniz sizeşimdi çok sevdiğim ve ilerde çokta ünlü olacağına inandığım Arzu Hanımın bir dörtlüğünü hemen okumak isterim .
TURNALAR VE ÇOCUK
Daha turnalardan bahsetmedim sana çocuk
Birlikte yaşlanmaktan birde
İlkini bilerek yaptım
İsteyerek
Olurda çıkıp gelirsen bir gün
Anlatırım turnaların masalını
Diğerini yazmaktan korktum.
Korktum işte hepsi bu..
Bu şiirde bir Can Yücel, Özdemir Asaf tadı vardır. İlerde çok başarılı olacağına da inanıyorum…
M.T: Çok güzel sesinizin olduğunu biliyorum.Şarkı söylemeyide severmisiniz?
A:Y: Hem de bağıra bağıra..Üniversite de5 yıl belediyenin konservatuavarına gittim.Repartauvarımda 600-700 beste vardır.Ayrıca eylenmeyede bayılırım.
M.T: Herkezlerden sakladığınız “gizleriniz” varmı?
A.Y: Kıskanç değilimdir kadınsı anlamda.Yani şu güzel giyinmiş,bu kadın benden daha uzun gibi.Ama bilgi alanında başarı alanında çok kıskancımdır.Ben de öyle olmalıyım veya bunları neden bilmiyorum diye..Birde karanlıktan ve yalnız kalmaktan çok korkarım.Hayatta yalnız kalmak bir insanın başına gelebilecek en büyük kabustur bana göre..
M.T: Sizi tanımak ve sohbet etmek çok güzel ve zevkliydi Aybüken Hanım.Sizin gibi cesur başarılı ve çalışkan kadınlarımızın emsal olması dileğiyle okurlarımıza son olarak neler söylemek istersiniz?
A.Y: Bende çok keyif aldım.Sizlere çok teşekkür ederim.Son olarak şunu söylemek isterim ki bir Gaziantepli olmaktan her zaman gurur duyan birisi olarak söylüyorumki, gelin hep beraber bu güzel ilimizi daha iyi yaşanacak bir yer yapalım.Fedakarlıksa herkez elini taşın altına koyup görev almalı.Kadınlarımız ise önce iyi bir eğitim hedefleyip, sonrasında hayatın her alanında ve siyasette kendilerini göstermeli…İnandıkları yolda korkmadan yürüsünler.Başardıklarını kendileride görüp mutlu olacaklardır…
Hayatta ne olmak istiyorlarsa, o olmak için mücadele versinler.Unutulmamalıdır ki, insanın hayattaki idealleri karşısındaki tek engeli yine kendisidir…