Gaziantep Barosu Başkanı İskender Kahraman, "Siyasi partilerin kadın aday kontenjanlarının arttırılmasını ve temsil de fırsat eşitliği sağlanmasını talep ediyoruz. Bu hususlarda tüm siyasi partilerimizi ve TBMM’de görevde bulunan tüm milletvekillerimizi hassasiyetle göreve ve yasa değişikliği yapmaya davet ediyoruz" dedi.
Baro Başkanı İskender Kahraman, 5 Aralık Kadın Hakları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, bu çağda maalesef ki kadının 'insanca yaşam hakkı için' mücadele ettiklerini söyledi.
Kahraman, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Ülkemizde 5 Aralık 1934’de yürürlüğe giren yasa ile kadın-erkek eşitliği alanında kadınlara, “Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı”nın tanınmasından dolayı bugün Kadın Hakları Günü” olarak kabul görmektedir.Kadın erkek eşitliği ve birlikte toplumda var olmaları önemli bir uygarlık aşaması olup bu husus Ulu Önder Atatürk’ün devrimlerinin de başında gelmektedir. Şöyle ki; 1926 yılında Büyük Millet Meclisi tarafından kabulle Yürürlüğe giren Medeni Kanun ile Türk kadınına bin yıl evvel kaybettiği hakların iade edilmesinin temeli oluşmuştur.Medeni Kanun ile erkeklerle eşit haklara sahip olan Türk Kadınına, TBMM tarafından 3 Nisan 1930’ da kabul edilen bir yasa ile belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır. IV. TBMM tarafından 26 Ekim 1932’de kabul edilen bir yasa ile Türk kadınına muhtar, köy ihtiyar kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı tanınmış, ertesi yılda 8 Ekim 1934’de kabul edilen ve 5 Aralık 1934’de yürürlüğe giren yasa ile 'Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı' tanınmıştır. Atatürk, Cumhuriyet’ in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923 ‘de şöyle demiştir: 'Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, sosyal toplum felçlidir.'
Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini tanımlamıştır. Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının tanınmasının hemen ardından 8 Şubat 1935 genel seçimlerinde TBMM’ye 18 kadın, milletvekili olarak girerken 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde ise TBMM’ye sadece 82 kadın, milletvekili olarak girebilmiştir. Yani TBMM’de ülkenin yarı nüfusunu oluşturan kadınların temsil oranı sadece yüzde 15 civarındadır. Bu durum ise kadın hakları ve siyasi temsilde kadınlara da tanınan fırsat eşitliği anlamında yasalarla tanınan hakların üzerinden 80 yıl geçmesine rağmen yerimizde saydığımızın en açık göstergesidir. Kadın hakları açısından teoride değil de pratik yaşamda üst seviyelere gitmemiz gereken bu çağda maalesef ki kadının 'insanca yaşam hakkı için' mücadele ediyoruz.Artık bizler; siyasi partilerin kadın aday kontenjanlarının arttırılmasını ve temsil de fırsat eşitliği sağlanmasını talep ediyoruz. Bu hususlarda tüm siyasi partilerimizi ve TBMM’de görevde bulunan tüm milletvekillerimizi hassasiyetle göreve ve yasa değişikliği yapmaya davet ediyoruz."