1995 yılında Gaziantep’te KEVSER İNŞAAT olarak kurulan firma; yenilikçi yaklaşım, karşılıklı güven, dürüstlük ve çalışkanlık ilkelerinin ışığında her zaman en iyisini hayata kazandırdığı projelerle bugün sektöründe saygın bir yere sahip olmuştur. 2005 yılından bu yana ise Gaziantep, Kilis ve bölgede birçok başarılı konut projelerine imza atmıştır. 2017 yılında Yenilenmek, dinamik bir yapıyı tekrardan canlandırmak ve marka değerini daha yükseklere taşımak adına NACAR İNŞAAT MİMARLIK unvanını almıştır. Son kuşak yöneticilerinden İnşaat Mühendisi-Mimar Mustafa Orhan Nacar ile siz okurlarımız için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Kilis doğumluyum. Gaziantep Hasan Kalyoncu Ün.İnşaat Müh.ve Mimarlık Bölümlerini bitirdim. Küçük yaşlardan beri içerisinde bulunduğum, 1995 yılında kurulan ve faaliyet gösteren aile şirketimizde eğitimlerimi de tamamlayarak aktif olarak çalışmaktayım.
Bir inşaat firması olarak farklılıklarınız nelerdir?
Küçük yaşlardan bu işlerin içerisinde olmanın avantajlarını yaşıyorum. Aynı zamanda eğitimlerini de aldım. Bundan dolayı da eksiklikleri, incelikleri, diğer şehirlere göre yapılaşmadaki eksikliklerimizi daha iyi görebiliyorum. Genel olarak bir İstanbul’la kıyaslayacak olursak da bina cepheleri, plan çözümleri gibi işlerde şehir olarak çok ciddi gerilerdeyiz. Ayrıca şehir kentleşme yapısı olarak gerilerde olduğumuzu düşünüyorum. Her sektörde olduğu gibi inşaat sektöründe de güncellemenin önemli olduğunu düşünüyorum.
Genelde maliyetler arttıkça evler küçülürken, Gaziantep’te aileler
küçüldüğü halde evler daha da büyüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gaziantep'te ne yazık ki standartlaşmış planlar ve anlayışlar var. İnşaat şirketleri olarak da istesekte taleplerin çok dışına çıkamıyoruz. İnsanlarımızın farklı kalıpların dışına çıkması, kabullenmesi çok zor oluyor. Mesela Adana’da çok farklı yapı modelleri görmemiz mümkün oluyorken bizde nadir kullanılan bir salon kültürü öne çıkıyor. Evin en büyük odası oluyor. Adana’dan sonrasında böyle bir anlayış göremezsiniz. Salon ve oturum odası beraber kullanılması gereken alanlarken bizde çok önemli ve büyük paralarla döşenir. Sonrada kapısına kilit vurulur. Artan maliyetlerde göz önünde bulundurularak kalıplarımızı yıkmamız gerekiyor. Şehir olarak farklılıkları kabullenmemiz biraz zor oluyor.
Siz sadece ihtiyaca cevap veren yapılar tasarlıyor musunuz?
Modern yapılaşmayı biz inşaat sektörü olarak da tercih ediyoruz. Öncelikle salon kültüründen ayrışıp konfora ve ihtiyaca cevap veren yapı kültürünün benimsetilmesi lazım. Bakış açılarımızın ve yaşam tarzımızın güncellenmesi, dizayn edilmesi gerekiyor. Lüksten ziyade az maliyetli ve ihtiyaca yönelik yapılar tercih edildikçe taleplere cevap vermemiz daha kolay olacaktır.
Gaziantep Arap kültürünün etkisinde bir şehir diyebilir miyiz?
Aynen katılıyorum. Aşırı büyük lüks, gösteriş ağırlıklı evler kültürü, yanı başımızdaki Arap kültürünün esintilerinin etkisinden olmakta. Oysa evlerimiz bizim rahatımızı sağlayacak, kullanımı kolay yaşam alanlarımızdır. Kullanmadığımız alanlara yatırımlar yapmakta israftır ayrıca.
Rezidans tarzda yapılaşmalar olsa da tepkiler çok olumlu olmuyor. İnsanlarımız çok kalabalık yapılarda yaşamaktan korkuyorlar. Daha az dairenin olduğu projeler tercih ediliyor. Aidat ödemelerde dahi halen sıkıntılar yaşanıyor. Büyükşehirlerde yaygın olan profesyonel yöneticilik sistemine dahi alışamadık. Komşuluk kültürü bizde halen çok rağbette. Aslında bu çok güzel olsa da rezidans tarzı projelerden bizleri geri çekiyor.
Ekonomik göstergeler ve yüksek fiyatlar sizleri nasıl etkiledi?
2018’in son çeyreğinden beri piyasaları çok yakından takip ediyoruz. Projelerimizi durdurmadık. İlk başlarda doların yedi liraları görmesi arasındaki bütün fiyat farkları bize yansıdı, maliyetlerimizi etkiledi. Malzemelerin tamamında artış oldu. Elimizde seksen dairelik bir proje var. Bütün olumsuzlara rağmen durdurmadık. Sonuçta istihdam sağladık. Malzemeciler o dönemde fiyatları sekiz liradan gördüler. Şuan düşüşler olsa da değişen bir şey olmadı.
Faizler düşük olsa da alıcıda geleceğe yönelik bir endişe var mı?
Kredi fiyatlarının düşmesi ile de piyasada hareketlenme başladı. Normal piyasa şartlarında olsaydı kredi faizleri şimdiki seviyelere düştüğünde piyasada bir tane dahi ev bulamazdınız. Son iki yıldır yeni temel yok, yani daire sayısı az. Piyasalarda halen bir güvensizlik var. Sınırımızdaki savaş, ekonomideki sıkıntılar olumsuz yansıyor. İnsanlarda, işten çıkarılanları gördükçe, kredi çekersem ödeyebilir miyim endişeleri hakim.
TOKİ’ nin şehirlerin her yerinde konut yapması inşaat firmalarını nasıl etkiliyor?
Tabi ki de memnun değiliz. Belediyelerin yaptığı bir proje ve sermaye olarak çok güçlü bir firma var karşımızda. Taksitlendirme açısından da uzun vadeler olması bizler için olumsuz oluyor. Ayrıca arsa fiyatları çok yüksekken belediyelerin zaten kendilerine ait olan arsalara yapı yapması TOKİ rakamlarını aşağılara çekebiliyor.
“Güven” sizin için ne anlam ifade ediyor?
1995 yılından bu yana var olan bir firmayız. Köklü bir firma olarak babamın yapmış olduğu konutlardan negatif dönüşümlerin olmaması, yüksek memnuniyetler olumlu referanslarımızdır.
“Referansımız yapılarımızdır”
Firmamıza geçmişten gelen bir güven var.Bizimle alakalı olarak bölgede de güzel bir çevremiz var.Güven endeksini çok güzel bir şekilde kazanmışız.En önemlisi de yaptığımız her işin sonuna kadar arkasındayız.En az dönüş aldığımız iş bizim için en iyi iştir.Aldığımız dönüşlerde de kaç yıl geçerse geçsin işimizin arkasında duruyoruz.
Alıcılarınızın çoğunluğunu yerli mi yoksa yabancılar mı oluşturuyor?
Yerli alıcılarımız daha fazla.Ama yabancı yani mülteci alıcılar ilk zamanlarda daha çoktu.Suriye’den para ile gelenlerde vardı.Onlar zaten hemen, işlerini kurup evlerini de aldılar.Şu süreçte geri dönmelerinde başlamasıyla satın almalarda da azalmalar oldu. Gurbetçilerimiz de ise eskiye oranla bu yıl düşüşler yaşandı.Dövizdeki dengesizlik, Avrupa’da ki ekonomik daralmalar konut satışlarında düşüşler yaşanmasına neden oldu.
Kiralarında çok yüksek olduğu ilimizde uygun taksit imkanları ile ev sahibi olmak için seçenekleriniz var mı?
Taksitli satışlarımız önceden vardı. Çünkü maliyetler şimdiki gibi çok yüksek değildi. Taksitlendirme de sistem farklıydı. 3-4 yıl süren projeler yapılıyordu. Ancak o dönemi geçtik. Maliyetlerin aşırı artışı uzun dönemli taksitlere mümkün kılmadı. Artık daha kısa süreli projelerle hızlı dönüşüm alacağımız projeler yapıyoruz. Şuanda piyasadaki herkes böyle çalışmak zorunda.
Piyasada çok inşaat firması var. Nasıl güvenebiliriz?
Köklü firmalar olması ve denetimlerinde çok iyi yapılması lazım. 2 Aralıktan itibaren müteahhitlik yasası çıkıyor. Bizde destekliyoruz. Sektörümüz açısından çok iyi. İşin ehilleri tarafından yapılması gerekiyor. Her parası olan inşaat işine girmemeli. Her gün yeni bir firma görmek zorunda değiliz. Biz 25 yıllık bir firmayız. Sonuç olarak da bu bizim işimiz. İnşallah daha uzun yıllar devam etmek istiyoruz. Kalitemiz, projelerimizdeki memnuniyetlerimiz referanslarımızdır.
Deprem kuşağı olan Gaziantep’te ne kadar güvendeyiz?
Öncelikli deprem toplanma alanımızdan birisi olan Metro bölgesinde yüksek binalar yükselmekte.Düzgün bir yapılaşma da olmadı.Yollar dar, binalar çok kalabalık.En son gelen yasalarla birlikte artık daha güvenli binalar yapılmakta. Eski yapılaşma tekniklerine göre çok çok iyi durumlardayız.Firma olarak da yaptığımız konutların arkasındayız.Artılarımızdan birisi de babamın yıllardır bu sektörün içinde olması, takiplerini düzenli yapmasıdır. Benimde mühendis olarak statik çözümleri yapıp kontrollerini, teknik boyutlarını takip etmem yapılarımızın güvenilirliğini artırmaktadır.
Sloganınız nedir?
Babamın bir sözü vardır; “İşinizi düzgün yapın bir kere yapın.” Bizde bunu düstur edinerek işimizde kaliteyi gözeterek özenle yapmaya çalışıyoruz. En önemlisi de müşterilerimiz bize güveniyorlar. Projelerimizle piyasanın, bölgenin en üstü olmayı hedefliyoruz. Kaliteye önem verdiğimizden güven konusunda da hiç sıkıntı yaşamıyoruz. En çok şikayet alan mekanik alanlarda da markalarla çalışıyoruz. Maliyetten asla kaçmıyoruz. Müşterilerimizin memnuniyeti bizim memnuniyetimizdir.
