Eğitim Sen Gaziantep Şubesi tarafından 2023 yılında uygulanacak olan asgari ücrete ilişkin basın açıklaması yapıldı. Açlık sınırının altında kalan asgari ücret için Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Parlakçı, "Milyonların sırtındaki küfe daha da ağırlaştı" dedi.
BÜYÜK TEPKİ GELDİ
Asgari ücrete ilişkin tepki gecikmedi. 8 bin 500 TL olarak açıklanan asgari ücrete ilişkin Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, "Asgari ücretliler ülkesine dönüştürülen Türkiye’de ‘en büyük toplu sözleşmeden’ milyonların sırtındaki küfeyi daha da ağırlaştıracak bir sonuç çıkmıştır. İşçilerin ve emekçilerin yok sayıldığı, iktidar ve patron mutabakatından çıka çıka açlık sınırının altında kalan bir asgari ücret çıkmıştır. Günlerdir 2023 yılı asgari ücretinin ne kadar olacağı tartışılmakta, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları yapılmaktadır. Önceki gün yapılan Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısında sadece işçi tarafını temsil eden Türk-İş asgari ücret talebini açıklamıştır. İşveren ve hükümet kanadından ise ne bir rakam ifade edilmiş ne de Türk-İş’in talep ettiği rakam hakkında bir açıklama yapılmıştır" dedi.
Parlakçı açıklamalarını şu şekilde sürdürdü;
"Dün yanına Çalışma Bakanı ve işveren sendikası temsilcisini alarak kameraların karşısına geçen Cumhur başkanı 2023 yılı asgari ücretinin net 8.500 TL olması konusunda “mutabık” kaldıklarını açıklamıştır. Her şeyden önce bu mutabakat her zaman olduğu gibi iktidarın ve patronların mutabakatıdır. On milyon asgari ücretli başta olmak üzere alın teri açlık sınırının altında bırakılan, her geçen gün daha da yoksullaştırılan milyonlar kendi yaşamalarına ilişkin can alıcı bir meselede bir kez daha iktidar-patron mutabakatının kurbanı haline getirilmiştir. Açıklanan rakam ne kadar allanıp pullansa da “bizim sırtımızda 85 milyonun taşındığı küfe var” hamaseti ile perdelenmek istense de gerçekler gün gibi ortadadır. Öncelikle eğer bir küfeden söz edilecekse o küfenin yıllardır bu ülkede emeği ile geçim mücadelesi verenlerin, dar gelirli milyonların sırtına yüklenen küfe olduğu açıktır. Üstelik asgari ücretlisi, işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, dar gelirlisi ile milyonların sırtına yüklenen küfe her geçen gün ağırlaşmaktadır. İğneden ipliğe zamlar, gerçek enflasyonunun yarısına bile denk gelmeyen TÜİK rakamlarına göre yapılan maaş-ücret artışları, Gelir vergisi adaletsizliği başta olmak üzere tüm vergi yükünü bordrolulara yıkma, Kur Korumalı Mevduat Sistemi, Kamu Özel İşbirliği projeleri gibi soygunlar, Patronlara dağıtılan teşvikler, vergi indirimleri, vergi afları Sermayeden yana bütçeler Gibi yüzlerce emek düşmanı, sermeye dostu politika ile geldiğimiz yer ülkenin Asgari Ücretliler ülkesine dönüştürülmesidir. Sefalet endeksinde dünya liderliğidir. Emeğin milli gelirden aldığı payın son 25 yılın en düşük seviyesine inmesidir."