Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne.
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar.
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında.
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar.
Dünyayı çocuklara verelim
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacak elimizden
Ölümsüz ağaçlar dikecekler.
Değerli yavrularımızı güvenle emanet edebileceğimiz, 2002 yılında Türkiye’de 1,5–6 yaş grubuna eğitim veren, ilk ve tek ‘Yetenek Geliştirme Programı Uygulayan Anaokulu’ olarak hayata geçen Neş’e Erberk Kreş ve Anaokullarının Gaziantep şubesindeyiz.
Özenle seçilmiş yerleşkesi, çocuklar için gerekli her türlü imkanın sunulduğu bu şirin okulumuzun yöneticileri değerli hocalarımız Şükran Gözeri-Dilara Gözeri ile siz okurlarımız için bilgilendirici ve eğitici bir sohbet hazırladık.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ben Şükran Gözeri 1960 Rize doğumluyum. 1983’de atamayla Gaziantep’e ilk görev yerim olarak geldim. Daha sonrasında hep güney illerinde görev yaptım.Sonra dönüş yine Gaziantep’e oldu.Ben sınıf öğretmeniyim. Kızım Dilara Gözeri üniversiteden mezun olup gelince sayıca çok, ama kurumsal olarak eksiklik olarak gördüğümüz kreşler dikkatimizi çekti. Bu alanda yaptığı ciddi işlerden dolayı Neşe Erberk’le görüşüp kurumsal olarak burayı açmaya karar verdik.
Sayıları oldukça fazla olan kreş-anaokulu eğitim kurumlarından Neşe Erberk’te karar kılmanızı ne etkiledi?
Öncelikle Neşe Erberk 1984’ ten beri ,yani çok öncelerden bu piyasa da ve biz eğitimdeki bilinç, ciddiyet ve disiplininden çok etkilendik.Erberk okulların en temel amacı çocukların okullarda sadece vakit geçirilmesinden çok, sevgi dolu güvenli bir ortamda, sosyal grup içerisinde kendilerini mutlu hissetmeleri, kendisine ve çevresine duyarlı, özgüvenli, sorumluluklarının bilincinde bireyler olmalarını sağlamak.Bizde Neş’e Erberk Gaziantep Franchising olarak faaliyet göstermekteyiz.
Bu alanda faaliyet gösteren diğer eğitim kurumlarından farklılıklarınız nelerdir?
2002 yılında Türkiye’de 1,5–6 yaş grubuna eğitim veren ilk ve tek ‘Yetenek Geliştirme Programı Uygulayan Anaokulu’ olarak hayata geçen Neş’e Erberk okullarıdır.Okulumuz klasik anaokulu ezberci ve dayatmacı eğitim anlayışı kalıplarından çıkarak, çocukların doğuştan gelen ve zamanla yitirdiği yetenekleri erken çocukluk döneminde profesyonel eğitimciler desteği ile fark etmek, geliştirme ve yönlendirme hedefiyle kurulmuş olup sürekli değişim ve gelişim içerisinde yoluna devam etmektedir..
İstanbul’da ki sistem ile buradaki bire bir aynı mı?
Evet, birebir aynı eğitim uygulanıyor. Hatta yemek menüsünü bile aynı. Ama biz menümüzü Gaziantep’e göre ayda bir kez değiştirebiliyoruz.O da çocuklar sevdikleri yemekleri de yiyebilsinler diye.Onun dışında eğitim programımız paket olarak İstanbul’dan geliyor.Haftalık programlarımız, konularımız önceden belirleniyor.Öğretmen alınırken de titizlik gösterilip, referansları, mülakatları hepsi belli bir disiplin ve seçicilik uygulanıyor.
Kreş kültürü önceleri sadece çalışan anneler için ihtiyaç olarak görülüp sayıları da az iken son yıllarda ev hanımlarının da ilgilenmesiyle hızlı bir artış göstermekte. Çoğunluğun kurumsallık özellikleri yok. Haliyle ebeveynlerin kafası da çok karışık.
Doğru, kurumsal anlamda kreşlerin sayısı çok değil. Gaziantep’te sadece birkaç taneyiz.Gerisi kendi bünyelerinde açılmış kurumsal olmayan yerler. Kendilerini zaman zaman kurumsal olarak ifade de etseler değiller.Aileler de artık okul öncesi eğitimin önemine inanıp çocuklarını daha bilinçli ellerde eğitmeyi istiyorlar.Ama tercihte titiz davranmalarını tavsiye ederim.
Kurumsallık neden bu kadar önem taşıyor?
Çünkü emanet ettiğimiz en değerli varlıklarımız, yavrularımız. Eğer kurumsal olursanız sizin ikinci bir oto kontrolünüz var demektir. Buda ciddiyet demektir.Ben kurum olarak sosyal politikalara bağlıyım.Siz benden şikayetçi olduğunuz da oraya gidebiliyorsunuz Fakat benim bir de İstanbul kontrolüm var.En ufak şeyde dahi bizlerle ilgili İstanbul’ dan da fikir alıyorlar ki bu beni memnun ediyor. Çünkü ben burada hata adına yaptığım hiçbir şey yok.
Denetimler ne kadar sıklıkla oluyor?
İstanbul-Gaziantep mesafesi gözetilmeden inanın her gün. Her gece biz eğitimciler olarak telekonferanstayız ve online eğitim alıyoruz.Öğretmenlerimiz ve psikoloğumuz da aynı şekilde.Ve biz çocukları bir sınıfta toplayacak şekilde eğitimler almıyoruz.Önemli farkındalık olarak rotasyon sistemin de eğitimler uygulayan bir kurumuz.
Rotasyon eğitimi derken?
Çocuk sadece bir sınıfta kapatılıp eğitim görmüyor. Her dersimiz yarım saat sürüyor. Sonra çocuk diğer dersi için sınıf değiştiriyor. O yüzden çocuk o sınıftan ve ortamdan sıkılmıyor.
Ne tür eğitimler veriyorsunuz?
Eğitim programımızda Milli Eğitim Bakanlığı’nın programının yanı sıra Gems Scamper , Reggio Emilia ve High Scope eğitim yöntemleri uygulanmaktadır. Uyguladığımız karma eğitim modeli doğrultusunda yaptığımız Anadili etkinlikleri, Fen-doğa etkinlikleri, Oyun etkinlikleri ve Okuma yazma hazırlık çalışmalarının yanı sıra, yaratıcı drama, orff öğretisi temeline dayalı müzik etkinlikleri, drama, bale eğitimi rotasyon ile yapılarak öğrencinin bütünsel gelişimi desteklenirken yetenek ve becerileri de keşfedilmekte ve geliştirilmektedir. Haftalık ve aylık konularımız İstanbul’dan geliyor.Resim öğretmenimiz sanat dersinde Picasso’yu öğretti.İki yaş gurubu çocuk annesinin şal bağlama şeklini Picasso’ya benzetmiş Bu bizi ve aileyi çok etkiledi.
Çocuk eğitimi 2-6 yaş olduğu bilimsel olarak ta kanıtlandı.Çocuğun kreşe başlama yaşı sizce ne olmalı? Sadece çalışan anneler mi tercih etmeli? Her aile göndermeli mi?
Öncelikle ben en kötü kreşin bile en iyi bakıcıdan daha iyi olduğu kanısındayım. Çünkü ilk okul eğitimi dahi olmayan bir bakıcıya çocuğunuz bıraktığınızda ondan ne bekleyebilirsiniz ki? Ve çocuğunuzu emanet etmeniz ne kadar doğru olabilir? Eğer anne çalışıyorsa zaten kreşler en iyi tercihlerdir. Ama anne çalışmıyorsa da bebeklik dönemi geçtiğinde çocuğa eğitim açısından yetemeyebiliyor.Bilinçli gelişim çok önemli.
Biz hep çocuk annenin yanında en iyi eğitimi alabilir diye düşünürüz..
2 – 6 yaş arası, çocuklarda, bilim adamlarının belirttiğine göre kişiliğin şekillendiği en önemli zamanlardır. Bu dönem içinde çocuk geleceğini şekillendirmeye başlar toplumun hangi noktasında olacağını belirler. Bu dönemini verimli, eğitimli , bilinçli ve eğlenceli geçiren çocuk gelecekte sağlıklı bir birey olmaya adım atar.Okullarımız Türkiye’de sağlıklı bireylerin yetişmesine katkı sağlamaktır. Bu nedenle yurt çapında çocuk eğitim, gelişim merkezleri zincirleri oluşturmak hedeflenmiştir.
Hangi yaşa ne eğitim verilemeli? Bunu nasıl belirliyorsunuz?
Bizim okulumuzda çok farklı seçenekler de var.Yavaş yavaş oyun olarak başlatılması gerektiğini düşünüyorum.Kreşi ve sonrasında ana okulunu sevdirmeye çalışılmalı.Çocuk hayatının bu en önemli evresinde kaliteli zaman geçirmeli. Bütün gün evde çocuğunuzla kalmak ta önemli değil. Ona vereceğiniz kaliteli zaman ve eğitimdir önemli olan .Bunun süresi de önemli değil.
Özel eğitim gerektiren çocuklar için ne gibi çalışmalarınız oluyor? Mesela geç konuşan, ya da şiddet yanlısı,A sosyal.. gibi
Tabi ki de özel eğitimlerimiz var.Burada tam zamanlı bulunan bir psikoloğumuz var.Çocuğa göre bir çizelge hazırlıyor ve o doğrultu da ne gerekiyorsa yapıyoruz.Dürtüsel bir çocuğumuz diğer çocuklara zarar vermeye çalışıyordu.Psikoloğumuzun yönlendirmesiyle çocuk her arkadaşını ittiğinde elini yıkamaya gönderdik.Isırdığında ise “ağzın kirlendi yıkaman lazım” diyorduk.Ve çocuk şuan da bu davranışını bıraktı. Önemli olan doğru eğitimle bilinçli yaklalım.
Velilerden geri dönüşümler nasıl? insanların kafasının çok karışık ve bu konuda tedirginde olduklarını düşünecek olursak..
Ben Gaziantep ’li değilim ve 80 küsur kadar çok ana okulu olan bir şehirde bu işi yapmak istedim.Gaziantep çok feodal bir şehir ve birbirlerine çok tutkunlar.Şuan tercih ediliyorum ve velilerimizden çok güzel geri dönüşümler alıyorum.Çünkü çocuk buradan mutlu gidiyor ve öğrenmiş olarak gidiyor.Hafta sonu gelmek isteyen çocuklarımız dahi var.Çocuklar mutlu olunca velilerde mutlu oluyor.
Hijyen bu gibi merkezlerde en tedirginlik yaratan unsurlardan. Siz bunu nasıl sağlıyorsunuz? nelere dikkat ediyorsunuz?
Kurumumuzda çalışan bütün öğretmenler ve çalışanlar ciddi hijyen eğitimi aldılar. Ve burada çalışan herkes üniversite mezunu.Yani hijyen konusunda da bilinçliler.Her öğretmenimiz çocuklarla ilgilenme şansına sahip.Ayrıca bizim branş öğretmenlerimiz da var.Ve her çocukta temizlik kuralları ile ilgili dersleri de görüyor.
Okul öncesi hazırlık sizde var mı?
Şuan bizde 6 yaş gurubumuz yok. Ama seneye beş yaşını bitiren öğrencilerimiz için açacağız.ben de ilk okul öğretmeniyim ve çalışmaları büyük bir zevkle yaptıracağım. Anaokullarında okuma yazma öğretiliyor ki bu yanlış.Çünkü çocuk okula başladığında bu sefer sıkılıyor ve okuması da ilerlemiyor.Eğitimin yaşa göre bilinçli verilmesi çok önemli.
Velilerden ne gibi şikayetler alıyorsunuz?
3 yaş çocuğu olan bir velim “başka kreşlerde ödev veriliyor, bizde niye yok?” diye sordu. Bakın bu çok yanlış.Bu yaş çocuğuna kavramlar verilir ve bunun içinde eve ödev vermeye gerek yok.Hatta bazı kesim işlerini çocuk yapamadığı için aile yardım ediyor ki bu çok komik.Çünkü amaç çocuğun motor gelişimleri gelişmeli ve oda eğri büğrü olur.Burada yapılan bütün el işi etkinlikleri öğretmenlerimiz sadece gösterici olup yardım etmiyorlar.O yüzden de çok düzgün değil.Doğru olanda o zaten.
Kreşlerde hava değişimleriyle baş gösteren salgın hastalıklarda nasıl tutum izliyorsunuz?
Okulumuz bahçesi de olmak üzere iki ayda bir ilaçlanır.Hafta da bir kerede hastanelerin temizlenen steril sularla okulumuz silinir.Bütün oyuncaklar muhakkak yıkanır.Hatta peluş oyuncakları her hafta sonu kendim evime götürüp yıkıyorum ki Neşe Erberk hanımda Ortaköy’deki okulunda kendisi yıkıyor.Zaten hasta olan çocuğu da okula almıyoruz.Doktor raporuyla alıyoruz.Antibiyotiğini en az üç gün almış olmalı.Gurbetçi ve çalışan velilerimizin çocuğuna da ben evde oturup bakmak suretiyle de mağdur etmeyip yardımca oluyoruz.Bizde her türlü destek var..
Kreş seçerken nelere dikkat etmeliyiz?
Aileler öncelikle sınıfların büyüklüğüne bakmalılar. Çok küçük ve dar sınıfları olanlar kesinlikle tercih etmesinler.Öğretmen kadrosu çok önemli.Ve mutlaka eğitimli olmalarına çok dikkat edilmeli.Sınıflarda televizyon olmamasına dikkat edilmeli.Çocuk burada kaliteli eğitime geliyorlar.Çizgi film yerine çocuklara hikayeler anlatılmalı, kitaplar okunmalı.Ve yemek listelerine dikkat etsinler.Bizim listeler İstanbul’dan titizlikle hazırlanıp gelişimlerine yönelik olarak geliyor.Biz yöresel yemeklere de yer veriyoruz.Çocukların sebze ve zeytinyağlı yemeleri de çok önemli ama ne yazık ki Antep çocuklarına bunları yediremiyoruz.Özellikle ailelerde sesleniyorum. Lütfen çocuklara sebze ve zeytinyağlı yemekleri de yedirin.
Sloganınız var mı?
Doğru ellerde, doğru eğitimle olursa okula hazır mutlu ve istekli bir çocuk olur.
İyi bir gelecek, okul öncesi eğitimle gelecek!