USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Mobil

Özdağ, 'MHP'de değişim olmazsa, erken seçim olur'

Özdağ, 'MHP'de değişim olmazsa, erken seçim olur'
22-06-2016 06:31
Gaziantep
 
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan adayı ve Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile birlikte Gaziantep'te partililerle bir araya geldiği iftar yemeğinde, geçtiğimiz Pazar günü yapılan tüzük kurultayı ile hem MHP'nin ve hem de Türkiye'nin geleceği ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Özdağ, 10 Temmuz'da yapılacak Kurultay'da Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin yeniden seçilmesi durumunda AK Parti'nin sonbaharda baskın bir seçim yaparak Türkiye'nin önüne sandığı getireceğini ancak bir değişimin yaşanması halinde AK Parti'nin tüm planlarının suya düşeceğini söyledi.
 
Çok sayıda üst kurul delegelerinin de katıldığı iftar programında bir konuşma yapan Prof. Dr. Ümit Özdağ, tüzük kurultayının son derece olumlu geçtiğini ifade ederek," 19 Haziran'da yapılan tüzük kurultayımız Genel Merkezimizin son derece sert açıklamalarına rağmen benim özellikle 2002 ile 2006 yılları arasında özellikle benim yaşadığım fiziki müdahaleler olmadan son derece olumlu ve güzel bir havada gerçekleşti. Bu neresinden bakarsanız bakın Ülkücü Hareket için bir olgunluk sınavıdır ve Ülkücü hareket bu sınavdan başarıyla çıkmıştır. Ama işin bir başka tarafında ise tabanda ve tavanda ciddi bir kutuplaşma olduğu de gözüküyor. Bizim bu kutuplaşmayı ortadan kaldırıp partimizin birlik ve beraberliğini sağlamamız gerekiyor" dedi.
 
10 Temmuz'da yapılacak kurultay'da MHP'nin iktidara yürüyüşünün ilk adımını atacağını ve 2019 yılında yapılacak seçimlerde de iktidara geleceğini vurgulayan Özdağ," 2019 yılında yapılacak seçimlerde iktidara gelecek olan MHP'yi nelerin beklediğini bilmemiz gerekiyor. İktidara Almanya'da yada Fransa'da gelmeyeceğiz. İktidara geleceğimiz ülke tarihinin en kritik döneminden geçen Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacak. Bunu ben söylemiyorum, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söylüyor, bunu Davutoğlu söyledi, şimdi de Başbakan Binali Yıldırım söylüyor. Üçünün de söylediği şu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Bekaa sorunu yaşıyor. Ne demek Bekaa sorunu ? Varlık sorunu. 2015 yılı ile 2016 yılını karşılaştırdığınızda 2016 yılı 2015'e göre daha zor bir yıl. Bu da gösteriyor ki, 2017, 2018, 2019 çok daha zor olacak. Etrafımızda bir ateşten çember, Terör örgütleri Türkiye'nin içine sızıyor. Kentlerimiz bombalanıyor. İşte yanı başımızda Kilis. Bu ilimiz aylarca bombalandı, şimdi bakıyoruz Kilis'te Kilisli nüfusu Suriyelilerden çok daha az duruma gelmiş. Sadece Kilis mi bombalanıyor ? Ankara, İstanbul, Gaziantep ve daha bir çok şehrimiz bombalanıyor. Gaziantepli iş çevreleri ile yaptığım görüşmelerde yabancıların Gaziantep'in savaş bölgesi olduğunu ileri sürerek bu kente gelmediklerini söylüyorlar" diye konuştu.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, hem Genel Başkan seçildiği takdirde vaatleri ve hem de Türkiye gündemi ile ilgili yaptığı konuşmada şu görüşlere yer verdi:
 
MHP KONGRESİNDE DEĞİŞİM OLMAZSA KASIM'DA ERKEN SEÇİM VAR
Milliyetçi Hareket Partisi'nin 10 Temmuz'da yapacağı kongresinde değişim olmazsa Türkiye Kasım ayında erken seçime gidecek. Bunun için herşey hazır. Kağıtlar hazır, baskı malzemesi hazır. Aslında kampanya da başladı. 29 Mayıs İstanbul Fetih mitingi Recep Tayyip Erdoğan'ın Kasım 2016 seçimlerinin kampanyasını başlattığı gündür. Eğer MHP'de değişim gerçekleşmezse Başkanlık ve Federasyonu bu seçimden çıkartmayı hedefliyorlar. Onun için MHP'de değişim sadece MHP için değil Türkiye'nin milli ve üniter devlet olarak kalmasının da şartıdır. 
 
GENEL BAŞKANLIKLA İLGİLİ ANLAYIŞI DEĞİŞTİRECEĞİZ
MHP'nin önünde iktidar olabilmek için üç yılı var. Biz bu üç yıl içerisinde Genel Başkanlık anlayışımızı değiştireceğiz. Genel Başkan, ülkücü hareketin ortak aklını temsil edecek kişi olmalı. Yani Türkiye'nin en ücra köşesindeki ilçe başkanının aklından ve vicdanından geçenleri de, İl Başkanlarının aklından ve vicdanlarından geçenleri de temsil edecek kişi olmalı. Bu il ve ilçe başkanları ile ancak konuşursanız, bir araya gelirseniz ve onları dinlerseniz olur. 
 
10 TEMMUZ'DA GENEL BAŞKAN SEÇİLİP 2019 SEÇİMLERİNDE PARTİMİ İKTİRADA TAŞIYAMAZSAM İSTİFA EDECEĞİM
Bunun yanı sıra Genel Başkan sadece başarılı olduğu sürece kalmalıdır. Başarının tek ölçütü oyları artırmak değil, iktidar olmalıdır. Bir siyasi parti Genel Başkanlığı için de başarı Başbakan olmaktır. Eğer bir Genel Başkan Başbakan olamazsa ayrılmalıdır. Ben eğer 10 Temmuz'da Genel Başkan seçilirsem, 2019 yılında yapılacak seçimde partimi iktidara taşıyamaz Başbakan olamazsam Genel Başkanlıktan istifa edeceğimi taahüt ediyorum.
Bir Genel Başkanın kadrosu ne kadar güçlüyse kendisi de o kadar güçlüdür. Genel Başkanın kadrosu zayıf, kendisi güçlü olmaz. Onun için partinin en güçlü isimlerinin partinin başkanlık divanında yer alması gerekir. Eğer 10 Temmuz'da ben Genel Başkan seçilirsem mevcut üç Genel Başkan adayı arkadaşıma Başkanlık Divanınında görmek için teklif götüreceğim ve MYK listemde de yer alacaklar. Kabul ederler, etmezler kendilerinin kararıdır.
 
HER MYK ÜYESİNİN MUTLAKA BİR GÖREVİ OLACAK
Eğer 10 Temmuz'da Genel Başkan seçilirsem, her MYK üyesinin bir görevi olacak. Önümüzdeki üç yıl boyunca MYK bir gölge kabine olacak. Her MYK üyesi bir Bakanlıktan sorumlu olacak ve gölge gibi takip ederek bunları rapor haline getirecek. MYK partinin projelerinin üretildiği yer olacak. Öyle ayda bir toplanmayacak. Her ay iki gün toplanacak ve herkes projelerini getirerek burada tartışılacak.
 
5 TELEVİZYON KANALIMIZ OLACAK
2019 seçimlerine giderken en az 5 televizyon kanalı ile gireceğiz. Bunlardan birisi genel, ikisi haber, birisi belgesel ve bir tanesi de gençlik kanalı olacak. Yanında bütün Türkiye'de dinlenen Turan Radyo'yu kuracağız. Turan Haber Ajansını kuracağız ve bu ajansa her ilçeden bir ülkücü genci muhabir olarak alacağız ve gazeteci olarak yetiştirip ajansın o ilçede temsilcisi yaparak hem bir mesleği olacak hem geliri olacak. Ayrıca tirajı en az 300 bin olacak bir gazete kuracağız ve Türkiye'de her köşeye haberlerimizi bunlarla ulaştıracağız.
 
DEVLET BÜROKRASİSİ BÖLÜNDÜ
AK Parti iktidara geldikten sonra devlet bürokrasisinde büyük bir tahribat yarattı. Şimdi bakıyoruz, Polis bölündü, Asker bölündü, İstihbarat bölündü, devletin hemen hemen her organı, Bakanlığı parçalandı. Liyakat esası tamamen terk edildi. Eğer bir işe kendi adamlarını işin şartlarından dolayı alamıyorlarsa hemen şartları değiştiriyorlar. Bazı şeyler vardır ki bunlarla oynarsanız, bürokrasiyi tahrip edersiniz, devleti tahrip edersiniz.
 
TOPLUM HİÇ OLMADIĞI KADAR BÖLÜNMÜŞ DURUMDA
Türkiye'de toplum AK Parti iktidarı ile birlikte hiç olmadığı kadar bölünmüş durumda. Vatandaşın bir bölümünde inanılmaz bir nefret var, bir bölümünde ise "Ümmetin seni başkan yapacak" diye slogan atacak kadar kendinden geçmişlik hatta dininden çıkmışlık var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2002'den bu yana insanları böyle ayrıştırma ve bölme üzerinden yönetti. Toplumu gerip, birbirine düşman edip bir kısmın tapınması üzerinden ülke yönetiyor. Bakın şimdi tekrar Taksim'de inşaatı gündeme getiriyor. Bizim böyle bir toplumu tekrar bir millet haline getirmemiz gerekiyor. Bunu yapacak tek hareket te Milliyetçi Hareket.
 
TÜRKİYE'DE ÜRETİME YÖNELİK YATIRIM YAPILMIYOR
İktidara geldiğimizde devralacağımız ekonomi bir enkaz değil bir moloz olacak. AK Parti ikdirara geldikten sonra Türkiye ayda 1200 lira kazanıp, 1900 lira harcayan bir aileye benziyor. Aradaki 700 lirayı da sürekli dış borçla kapatıyoruz. 400 milyar doların üzerinde bir dış borç yükü oluştu. Yapılan yatırımların hiç biri üretime yönelik bir yatırım değil. Büyük bölümü, yol, rezidans, bina ve AVM inşaatı. Bu ekonomi çökmüş bir ekonomi. Bunu Ali Babacan söyledi onu attılar. Şimdi de Mehmet Şimşek dillendiriyor onun da elindeki yetkilerin büyük bölümünü aldılar, önümüzdeki günlerde de tamamını alacaklar. Çünkü, Erdoğan kafasındaki ekonomiyi yürütebilmek için kimseyi dinlemiyor. Türkiye'deki Merkez Bankası Başkanı ilk kez ekonomist değil. Erdoğan'ın dediklerini yapabilmek için Merkez Bankası yasasını değiştirdiler ve uluslararası ilişkiler mezunu bir kişiyi Merkez Bankası'nın başına getirdiler. 
 
GAZİANTEP, KİLİS VE HATAY PEŞAVER BÖLGESİNE DÖNDÜ
7 Haziran seçimlerinden önce yaptığım konuşmalarda, AK Parti hükümetinin Gaziantep, Kilis ve Hatay'ı Pakistan ile Afganistan arasındaki o kimsenin kontrol etmediği savaş bölgesi olan Peşaver'e çevirdiğini söylemiştim. Suriye iç savaşının sert dalgaları önümüzdeki günlerde Türkiye'ye daha sert vuracak. Türkiye'nin bir kaç ilçesinde terör örgütü PKK'nın yaptığı ayaklanmanın ana kaynağının Suriye'nin kuzeyindeki yönetim merkezi olduğunu herkes biliyor. Ahmet Davutoğlu Başbakanlıktan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada Suriye'de Esad'ın kontrolü kaybetmesini kendilerinin sağladığını söyledi. Evet, bunu yaparak PKK ve IŞİD'e birer devletçik hediye ettiniz. Şimdi bu iki terör örgütü Suriye'deki bu devletçiklerinden her gün Türkiye'ye saldırıyorlar.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
19 Ekim 2024 Hakimiyet Gazetesi
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler