Günümüz toplumlarının yeni tehdidi sanal dünya bireylerin geleceğini tehlikeye atıyor. Özellikle çocukları gerçek dünya yaşantısından koparıp sahteliklerden oluşan bir ortama iten sanal dünya toplumlar için ciddi bir tehlike oluşturuyor.
Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özcan Palavan, çocukların hayal dünyasını esir alan bu oyunlardan uzak tutulması gerektiğini belirtirken, aileleri de önemle uyardı.
Çocukların gerçek hayatta yapamadıkları pek çok şeyi oyunlar vasıtasıyla yapabildiklerini ve bu durumun onlarda bağımlılık oluşturduğunu vurgulayan Palavan, “Sanal dünya ve özellikle sanal oyunlar çocuklara sahip olamadıkları yada gerçek hayatta yapamadıkları şeyleri yapma imkanı sağlıyor. Bu durumda onlarda doğal olarak bağımlılık oluşturuyor.” dedi.
Bu oyunlarda yer alan karakterlerin bağımlılık yoluyla çocukları esir aldığını belirten Palavan, “Bu bağımlılık çocukların hayal dünyasını kısıtlıyor ve bir noktadan sonra onları köreltiyor. Bu durum çocukların asosyal bir kişiliğe bürünmesine ve zihinsel faaliyetlerinin olması gereken seviyenin çok çok altında seyretmesine neden oluyor.” diyerek sanal oyunların çocuklar üzerindeki olumsuz etkisine dikkat edilmesi gerektiğini aktardı.
Çocukların bu etkilerden kurtulması için onları bu tür aktivitelerden olabildiğince uzaklaştırılması gerektiğine özellikle değinen Palavan, “Eğer aileler çocuklarına bu oyunlara ulaşma imkanı sağlarsa, çocuklar da ister istemez bu oyunların etkisinde kalacaktır. O nedenle aileler mümkün olduğunca çocuklarını sanal dünyadan ve sanal oyunlardan uzak tutmalı. Çocukların, sanal dünya yerine eski dönemlerde olduğu gibi sokak oyunlarına yönlendirilmesine, rahatlamaya ihtiyacı var.” diye konuştu.
Palavan, çocukların apartman duvarları arasına sıkıştırılmasının da son derecede yanlış olduğunu ve bu durumun onları apartman çocuğu haline getireceğini de söyledi. Bunun da bir nevi esaret olduğunu açıklayan Aslan, bu durumun ileriki safhalarda aşırı pasiflik nedeniyle çocuklarda otizm başlangıcına neden olacağına vurgu yaptı. Aslan, bu nedenle de çocukların sokakta yaşıtları ile birlikte vakit geçirerek, geliştirici oyunlar oynamasının, daha aktif ve daha hareketli bir olmasının çok önemli olduğunu anlattı.
Sanal oyunların çocukları daha çok geliştirici bir nitelikte kullanılmasının yaygınlaştırılmasının ehemmiyetini ifade eden Palavan, “Bazı oyunlar ve programlar çocukların zihinsel açıdan gelişimini sağlayacak şekilde olmalı ve oyun tarzı programlar onları bağımlı yapmak yerine daha çok düşünmeye zorlamalı. Onların hayal dünyasını istila etmek yerine, onları çözüm yolları bulmaya sevk etmelidir.” diyerek sözlerine son verdi.