USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Röportajlar

Şeker: “İktidara hazırız”

Şeker: “İktidara hazırız”
18-09-2015 20:44
Gaziantep

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep milletvekili adayı Mehmet Şeker, Hakimiyet Gazetesi’ni ziyaret ederek, sorularımızı açık yüreklilikle cevaplandırdı. Şeker, CHP’nin Türkiye’nin kurucu ve birleştirici gücü olduğunu, bütün donanımlarıyla yeniden Türkiye’yi yönetmeye ve iktidar olmaya hazır olduklarını söyledi.

Özellikle ekonomi alanında zor günler geçiren ve Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yaşanan sorunlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Şeker, 7 Haziran seçimleri başta olmak üzere, Suriyeliler sorunu, işsizlik gibi birçok önemli konuda önemli mesajlar verdi.

Sorularımızı samimi bir şekilde yanıtlayan Mehmet Şeker, CHP’nin seçim vaatlerini ve Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan Yüzyılın Projesi olarak tanıtılan ‘Merkez Türkiye’ projesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve HDP adayı Celal Doğan ile ilgili çarpıcı açıklamalarda da bulunan CHP milletvekili Mehmet Şeker, CHP iktidarında Suriye ile sınırların kaldırılabileceğini ileri sürdü.

İşte merakla beklenen ve çok konuşulacak olan röportaj:

 rop1 copy

“ŞİMŞEK GAZİANTEP’İ TANIMAZ”

 Gaziantep’in ekonomide geri kalmasının nedeni nedir?

 Mehmet Şeker: “Ekonomideki sıkıntı, geri kalmışlığın nedeni, öngörüsüzlüktür. Yani bunları hesaplayamamaktan dolayı bir sıkıntı yaşıyoruz. Dolayısıyla sayın Şimşek’in Gaziantep’e faydalı milletvekilliği yaptığına inanmıyorum. Böyle bir şeye katılmıyorum. Çünkü kendisi Gaziantep’i tanımaz. Gaziantep’in sorunlarıyla ilgili Gaziantep’in sosyal yaşantısıyla ilgili Gaziantep’in ekonomisi ile ilgili bir bilgi birikimi olduğuna inanmıyorum. Eğer böyle olsaydı, Suriyelilerle olan problemlerin çözümü ile ilgili çok ciddi tedbirler almaları gerekirdi. Muhalefet olarak çok anlattık bunları ama ciddiye almadılar. Neden? Sorunu bilmedikleri için. Bu şehirde oturan adam çok avantajlıdır, dolayısıyla bu şehrin sorunlarını iyi bilir. Bu şehirde olduğum için sınırdan girenleri iyi denetleyin yoksa kızamık hastalığı gibi bulaşıcı hastalıklar geçer dedim. Kimse beni dinlemedi. Bugün kızamık aşısı yapıyoruz. Ben bu şehirde nelerin olduğunu, sağlık alanında, sosyal yaşantısında, kültürel alanda, siyaset alanında, nelerin olduğunu, ben bunların hepsine vakıfım. Ama dışarıdan gelen bir kişi bunlara vakıf olamaz. Olamadığı içinde başarılı bir milletvekili olmaz. Öğrenmesi içinde 4 sene 5 sene vakit lazımdır. Doğrusu da budur. 4 sene burada oturdu mu zaten dönem bitiyor. Yerli dinamiklerle, Gaziantep’in kendi evlatlarıyla bu işin götürülmesi taraftarıyım. Ama bu ithali biz o kadar çok seviyoruz ki, Gaziantep’te İl Milli Eğitim Müdürü yabancı. Sanki Gaziantep’te İl Milli Eğitim Müdürlüğü yapacak bir vatandaş yokmuş gibi, dışarıdan Milli Eğitim Müdürü getiriyoruz. Bu şehirde bu görevi yapacak kimse yok ise bu şehre marka şehir demesinler. Kapısına da kilidi vurup gitsinler.”

“MARKA DEĞİL, HİKAYE BİR ŞEHİR” 

İktidar milletvekillerinin hükümet nezdinde zayıf kaldığı anlamını çıkarabilir miyiz?

 Mehmet Şeker: “Zayıf kaldılar, ilgilenmediler, sorunları taşıyamadılar diyebiliriz. Pek çok şey söyleyebiliriz ama gerçek bir tane. Eğer siz Gaziantep gibi ekonomiye yön veren motor güç oynayan bir şehrin Türkiye’de nüfusu, ihracatı ile 6.sırada olan bir şehirde, Milli Eğitim Müdürlüğü yapacak bir babayiğit bulamıyorsanız kusura bakmayın bu şehir marka şehir değildir. Hikâye bir şehirdir.”

rorororo

“TEDBİR ALINMASI LAZIM” 

Organize Sanayi Bölgesi başta olmak üzere çok sayıda iş adamının iflas ettiği ancak ifade etmek istemedikleri iddia ediliyor. Size göre böyle bir şey var mıdır? 

Mehmet Şeker: “Gaziantep ekonomisi yatırım yapan bir ekonomidir. Devlet desteği yok. Burada özel sektör motor güç oynuyor ve bütün yatırımları kendisi yapıyor. Dolar 1 lira 80 kuruşa makine anlaşması yapan bir firma 2 lira 70 kuruştan ödemeye başlarsa bu bir sorundur. Yani şu anda Gaziantep ekonomisinde büyük bir kesim dolar ile hammadde alıp TL ile satan bir grup var. İkincisi her zaman çek ile senetle açığa mal satamayanlar var. Birbirlerinden alacak verecek konusunda çok ciddi sıkıntıları olan şirketler var. Yine Gaziantep ekonomisi için çok önem arz eden bir olay var. BDDK kendi sitesinde Türkiye’nin en borçlu ili Gaziantep görünüyor. Dediler ki, bu borç efendim bu borç vatandaşın. Eğer bu şehir Türkiye’nin göz bebeği ise, BDDK’nın sitesinde en borçlu il görünüyorsa, burada bir sıkıntı var. Biz esnafı vatandaşı sanayiciyi gezdiğimizde şunu söyledik. TÜİK diyor ki, Türkiye’de en çok senet protesto edilen il Gaziantep’tir. Ekonomi iyiyse bu senetler neden protesto ediliyor? Ekonomi iyiyse bu çekler niye ödenmiyor? Ekonomi iyiyse bazı şirketler biz bu işten vazgeçtik niye diyor? Genelinde var mıdır? Yoktur. Biz Gaziantep ekonomisi battı batacak demiyoruz. Tedbir alınması gerek diyoruz. Gaziantep ekonomisinin tek tipin dışına çıkması gerekir. Sadece Irak’a, Suriye’ye, Arap Yarımadası’nın dışına çıkması gerek. Katma değer üretmesi gerekiyor. Yeni şeyler üretmesi lazımdır. Tekstil artık dünyada 3. dünya ülkelerine doğru kayıyor. Tekstilin dışında yeni bir hikâye üretmesi lazımdır. Mutlak yeni bir alan yaratılması gerek. Ben hep söylüyorum 2016’da Suriye’de savaş bitecek. Bu savaş bittikten sonra şu anda Gaziantep’in sanayi, ticareti Suriye’deki ihaleleri alabilmek için oradaki inşaatların ihalesini yapabilmek için hazır mı? Bence hazır değil. Buna hazır olacaksınız. Oradaki iş 350 milyar dolar ile 500 milyar dolar arasındaki bir iştir. Eğer siz bunu yapabilirseniz, Türkiye’nin gelecek 10 yılını kurtarırsınız. Hazır mısınız? Hayır. Bununla ilgili bir çalışma yaptınız mı? Hayır. Sanayi Odası, Ticaret Odası bunlarla uğraşmalı. Vali geldi, bakan geldi, başbakan geldi. Bunların arkasında gezerek sanayiyi geliştiremezsiniz. Sanayi öngörü ile gelişir. Ufku genişse ve büyük oynuyorsanız başarılı olursunuz. Bizle beraber aynı şekilde İkinci Dünya Savaşı’ndan çıkıp çok büyük kayıplar veren Kore, şu anda marka üretmekte ve dünyada söz sahibi bir ülkedir. Biz yapamamışız. Bir yerde düğmeye basıp o kırılgan alanı geçip yeni bir hikâye üretmemiz lazım. Bu yeni hikâyenin içerisine Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünleri olmalı. Bir Apple, bir Siemens, bir Sony üretmeliyiz. Bizimkilerin ufkunda ne var? Bir araba yapalım diyorlar. Senin Alman’ın, İngiliz’in yaptığı arabadan daha kaliteli araba yapma şansın yok ki. O da yapıyor zaten, o dururken senden almazlar. O zaman sende başka bir şey üreteceksin, senin ürettiğin dünyada pazar bulacak başka bir ürün olmalıdır. Bütün emeğini buna vermelisin. Tarımsal üretimi arttıralım diyoruz ama o da yok. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke dünyaya balık satamıyor. Tarımsal alanı Konya’dan küçük olan Hollanda, dünyada tarımsal ürünlerin üretiminde söz sahibi olmuş. Siz bunları yapamıyorsunuz. Biz bu eksiklikleri gördüğümüz için hep söylüyoruz, bunları düzeltin, yapın diyoruz. Lay lay lomla hayat geçirirseniz bir gün kapınızı çalarlar. Dolar 3 lira olursa tedbirini ona göre alacaksın. 5 lira olursa ona göre de programın olacak. Doları belirleyen sen değilsin, doları belirleyen dünyadır. Sen kötü olasılıklara göre programını yapmak zorundasın. Ama Türkiye bunları yapamadı. Niye yapamadı? 2 şeyden dolayı yapamıyor. Dünyada gayrı safi milli hasılası yüksek olan ülkelere bakın İsviçre, Almanya, İngiltere, Norveç, İsveç, Amerika… Hepsinin demokrasisi gelişmiştir. Hukuk devleti olmuşsa bir ülke insan hak ve özgürlükleri alabildiğine genişletilmişse, o ülkelerde sanayide büyür, ekonomide büyür, insanların cebine giren para da artar. Bir ülke demokrasi ve hukuktan nasibini almamışsa, o ülkenin büyümesi mümkün değildir. Bunu yalnızca ben söylemiyorum. Ali Babacan’da söyledi. Bizim demokrasimiz üçüncü lig demokrasisi, eğitimde Türkiye dünya klasmanında 7.6 ile ortaokuldan terk. Dünyada üniversite bitirmiş ülkeler var, biz ortaokuldan terkiz. Peki siz nasıl dünya ile yarışacaksınız? Dünya ile yarışmanız mümkün mü? Tarım alanında kendine yeten bir ülke iken, tarım ürünleri satın alan bir ülke olduk. Orada da geri kaldık. Makine üretebilmeniz lazım ama ürettiğiniz bir makine yok. Bunlar bir ülkenin gelişmesini ciddi şekilde engelleyen şeylerdir. Demokrasimizi güçlendireceğiz, eğitimimizi güçlendireceğiz. Eğitimde dünya ile başa çıkabilecek gençler yetiştirebilmeniz lazım. Türkiye’deki gençler çok akıllı, zeki ve birikimlidir. Ama bunu dünyadaki yeni bilgi çağıyla monte etmeniz lazım. Biz diyoruz ki, her yıl 15 bin tane genci yurtdışına doktora programına göndereceğiz. Tüm masraflarını biz karşılayacağız. Neden? Bir şey üretsin diye. Türkiye’de 200 tane üniversitemiz var. Bir tek Harvard Üniversitesi ürettiği patent ile bu 200 üniversiteyi ikiye katlıyor. O zaman sen yanlış yapıyorsun. Çok üniversite olması bir şey ifade etmiyor. Plan program yapacaksın. Bizimkiler yıllardır topluma yalan yanlış şeyler söyleyerek siyaset yaptılar. Bütün siyasetçiler için söylüyorum. İki anahtar vereceğiz dediler, adamın elindeki anahtarı da aldılar. Bu ülkeye demokrasi getireceğiz dediler. Bu ülke üçüncü sınıf demokrasiyi yaşıyor. Eğitimde bu ülkeyi şahlandıracağız dediler. AK Parti milletvekillerine bir sorun bize niye yalan söylediniz diye. Kanal İstanbul projesi ne oldu? 2011 yılında bununla bizde oy almadınız mı? Vatandaşlar vay dünyanın en büyük projesi diye sevinmedi mi? Çılgın proje, ne oldu Kanal İstanbul?”

“ZEKÂMIZLA KİMSE DALGA GEÇMESİN”

 CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan ‘Yüzyılın Projesi’ne ilişkin Mehmet Şimşek, “Biz bu projeyi 2007’de yapacaktık. CHP engel oldu. Şimdi de bizim projemizi çalıyor, kendi projesi gibi sunuyor” diye bir açıklamada bulundu. Sizin düşünceniz nedir?

 Mehmet Şeker: “Kusura bakmasınlar biz neyi engellemişiz? Saray yapıyorlar, biz engelleyemiyoruz. Rüşvet yiyorlar, biz engelleyemiyoruz. Proje yapıyorlar, projelerini mi engelliyoruz? Bakın afişlerde var, ‘Milli aşı üretiyoruz’ hangi aşıyı sen üretmişsin? Şurada 5 tane eczaneye sorun. Türkiye’de üretilen aşı var mı diye. Yalanları ortaya çıkar. Afiş asmışlar ‘Amanos’u deliyoruz, Gaziantep ile İskenderun arasından mesafeyi 86 kilometre kısaltıyoruz’ diye. Bu ihaleyi ne zaman yaptınız? Hangi firma burayı aldı? Maliyeti kaç lira? Nereyi deldi? Nereden çıktı? Bu kadar yalan olmaz. Allah için biz bu kadar aptal değiliz. Zekamızla kimse dalga geçmesin. Adamın yüzüne vururlar. Ben Kanal İstanbul Projesi’ni Başbakanlığa sordum. Karşılığında aldığım cevap herhangi bir çalışmanın yapılmadığı ve proje olarak kaldığı söyleniyordu. Çevremdeki konuyla bilgili olan arkadaşlara sorduğum zaman bu proje ile ortaya çıkacak moloz yığınını koyacak bir yer yok diyorlar. İnsanlara yapacağınız şeyleri söyleyin. Amanos Dağları ile ilgili böyle bir ihale duymadım. Delinen bir yer görmedim. O yoldan geçmedim. Yani insanları afaki olmayan yalan ile yönetiyorlar. Toplumda bunu sormuyor. Ama eminim bu seçimden bunun hesabını soracaklar. Çünkü halk kendisine yalan söylenildiğinin farkındadır. ‘Ben cumhurbaşkanı olacağım’ dedi, oy istedi. Vatandaşta oy verdi. Şimdi adam, hem başbakan olacağım, hem cumhurbaşkanı olacağım, bakan olacağım diyor. Halk, ‘Yeter kardeşim!’ diyor. Geçen yerel seçimde esnafları dolaşırken insanlar bize ‘Ak Parti’ye oy vereceğim’ diyordu. Bu sene dolaşıyoruz aynı insanlar, ‘AK Parti’ye oy vermeyeceğim’ diyor. Söylemleri inandırıcı değil. Ufku açacak bir söylem yok. Ülkeyi bir duvara getirdiler. Yalanla devlet yönetilmez. Devletin bir hafızası vardır, yazarlar. Bir gün gelir kapılarını çalar. Ergenekon’da, Balyoz’da çiftetelli oynuyorlardı. Bugün bizi kandırdılar diyorlar. Yarın Kürt Açılımı, Alevi Açılımı içinde aynı şeyleri söylerse ne yapacağız biz?”

“SURİYE İLE SINIRLARIMIZI KALDIRABİLİRİZ”

roppppp

 Gaziantep’teki Suriyeliler savaşın bitmesinin ardından tamamen giderler mi?

 Mehmet Şeker: “Büyük çoğunluğunun Suriye’ye döneceğini düşünüyorum. Yani ülkemizde savaş falan yok, yurtdışına gezmeye, toplantılara gidiyoruz. Bir an önce memleketime gideyim diyoruz. Buradan kimler gitmez. Evlilik yapan kadınlar, iş kuran, ciddi yatırımlar yapan insanlar var. Bunların da gitmeyeceğini düşünüyorum. Ama orada geçmişi olan insanlar var. Bunların gideceğine inanıyorum. Bu giden insanların bizlerin elçileri olması gerekiyor. Çünkü biz onlara güzel bir misafirperverlik örneği gösterdik. Cebimizdeki paradan verdik. Biz üzerimize düşeni vatandaş olarak yaptık. Türkiye’nin yapmaması gerekeni de söyledik. Şimdi bu savaşın bitmesi gerekiyor. Bunun içinde düğmeye basılacak. Burada yeni bir yönetim oluşacak. Nasıl oluşacak bunu bilmiyoruz ama Türkmenlerin hakim olduğu ya da söz sahibi olduğu bir yapı oluşur. Türkiye’nin bu konuda gerekli çalışmayı yapması gerekiyor. Oranın yeniden yapılanmasıyla ilgili çok ciddi çalışma yapılması lazım. Suriye’nin etrafındaki ülkelerin hiç biri bunu yapamaz. Bunu yapabilecek tek ülke Türkiye’dir. Ülkelerine geri dönen misafirlerin bizim fahri elçimiz olması, bizle ilişkilerini anlatarak hem de alt yapı işlerini yaparak ülke ile yakın ilişkileri kurabiliriz. Suriye’de demokrasiden nasibini almış bir yapı oluşursa, barış içerisinde ve kardeşçe bir ortam oluşursa, Türkiye ile dostane ilişkiler kurulursa Suriye ile sınırlarımızı kaldırabiliriz. Avrupa’daki sınırların kalktığı yapı gibi bir yapı oluşabilir. Hem de sınırlarımızda yaşayan insanlar birbiri ile akraba dolayısıyla sıkıntı yok. Suriye ile ilişkilerimizin çok iyi olabilmesi için önemli adımlar atılmasının taraftarıyım. Suriye’yi, sadece bir ekonomik alan olarak görmemek lazımdır. Bu bölgedeki burada ilişkilerin iyi olması demek, Türkiye’nin sadece ekonomik anlamda değil nüfus açısından da güçlü olması anlamına geliyor. Bunu yapabilirsek, İsrail’in bu bölgedeki ekonomik ve askeri gücünü alt etmiş oluruz. Bu tabi ufuk işi, bunları iyi hesaplamak lazım, bunları yapabilmek için akıllı bir devlet politikası izlemek gerekiyor.”

“ARA ELEMANA İHTİYAÇ VAR”

 Gaziantep’in en önemli sorunlarından bir tanesi de işsizlik sorunu. 400 bin Suriyeli de eklenince ciddi bir işsiz rakamı var. Gaziantep bunu nasıl aşmalı?

Mehmet Şeker: “Bazı zamanlar devlet eli ile işsiz yaratıyoruz. Şöyle örnek vereyim. Gaziantep’teki üniversitelerde desinatörlük bölümü var. Sizin 200 tane desinatöre ihtiyacınız varken, 2 bin tane mezun ederseniz, işsizlik ortaya çıkar. Bizim ülkemizin aslında ara elemana ihtiyacı var. Üniversite bitirsin ama üniversite mezununa ihtiyacı yok. Örneğin Türkiye’nin sağlıkta çok hekim ihtiyacı yok ama ara sağlık elemanına çok ihtiyacı var. Biz bunları toplum olarak başaramadık. Türkiye bu eksiği göremiyor. Biz sağlık sistemini hekim üzerinden yürütmeye çalışıyoruz. Hatta yurtdışından hekim getirilmesinin önü açılacaktı. Hem Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ekonomisi içine sokmak isteyeceksiniz hem de Malezya’dan doktor getireceksiniz. Bu iş olmaz kendiniz yetiştireceksiniz. Bu çok zor değil. Üniversiteleri bilgi yarışının içine sokamazsanız gelişemezsiniz. Hatırla gönülle rektör olunduğu, bilgisi olmayan kişilerin rektör olduğu bir üniversitenin başarılı olma şansı yoktur.”

“KATAR BURADA BİR ÜNİVERSİTE KURUYORSA VAY HALİNİZE”

 Gaziantep’e Katar tarafından Suriyeli mültecilere eğitim vermek için bir üniversite yapılması planlanıyor. Duyumlara göre Büyükşehir Belediyesi yer için çalışma yapılıyor. Şu an için Katar’dan yetkililerin gelmesi bekleniyor. Bu konuda neler söylersiniz?

 Mehmet Şeker: “Bunlar komedi. Katar hangi ülkede üniversite kurmuş da başarı elde etmiş? Kendi ülkesinde kaç tane üniversitesi var da dünya ile yarışabiliyor. Türkiye’nin bunlarla vakit kaybetmemesi gerekiyor. Türkiye büyük ülke ise Türkiye’nin gidip Katar’da üniversite kurması gerekiyor. Azerbaycan’da, Suriye’de üniversite kurması gerekiyor. Suriyeli gelip senin ülkende üniversite kuruyorsa sen üçüncü dünya ülkesisin demektir. Amerika gibi büyük ülkeler çeşitli ülkelere üniversiteler kurarak yetenekli insanları kendi ülkelerine götürürler. Katar gibi bir ülke burada bir üniversite kuruyorsa vay halinize. Gaziantep’te zaten var 4 tane üniversite ne yapmışlar? Neyi becermişler? Gaziantep sanayisinden hangi araştırma geliştirmeyi hayata geçirmişler. Bir patent üretmişler, neyi geliştirmişler?”

“İNSANLARI KANDIRIYORLAR” 

Seçim öncesi 50 bin konut için arsa Şimşek hızında tahsis edildi. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?

 Mehmet Şeker: “Bir ülkenin sosyal devlet olmasını bunlar anlayamıyorlar. Sosyal devlet deyince bunların aklına kömür verilmesi geliyor. Sosyal devlet, insanların kültürlerini geliştirir, örgütlenmelerinin önündeki engelleri aşar. Sosyal devlet, insanları mutlu kılabilmek için girişimlerde bulunur. Sosyal devletin gayesi budur. Biz bunları seçimden önce bu insanları kandırmak, aklını karıştırmak için kullandığımız yöntemlerden birisi olarak görüyoruz. Şahinbey Belediyesi 19 Mayıs’ta eşofman dağıtacak denildi. Ama Şahinbey Belediyesi geçen beş 19 Mayıs’ta kalem dağıtsaydı. Ben derdim ki, ‘Evet Şahinbey Belediyesi geçen sene kalem dağıttı bu senede eşofman dağıtıyor’ bunu yaptılar derdim. Bu 19 Mayıs’ta seçim var diye, Milli Eğitim tablet dağıtıyor. Bir belediye başka bir şey dağıtıyor. Bunları görmek lazımdır. Bunlar işte ülkenin geri kalmışlığını görüntüleridir. CHP iktidarı olsa bu ülkede ve benim aday olduğum parti bunları dağıtıyor olsa, ben siyaseti bırakırım. Böyle siyaset anlayışı olmaz, bu insanlar aptal değil. Okullara tablet dağıtacaksanız okul başladığı zaman dağıtın. Yazın tableti çocuk oyun oynasın diye mi dağıtıyorsunuz? Yoksa buradan bilgiye ulaşsın diye mi dağıtıyorsunuz? Bir konut bile yapmayı billboardlarda göstermek ayıptır. Bu senin görevindir. Efendim 3 tane park yaptık, ne yapacak belediye fabrika mı kuracak? Belediye uzaya araç mı gönderecek? Bu senin görevin yani bunları billboardlara yazmak ayıp bir şey. İnanın bu ülkede yaşadığım için şok oluyorum. Biz nasıl yetiştirememişiz bu toplumu? Bu ülkedeki insanların öncelikleri vardır. Siz Gaziantep’in Dülük Ormanları’ndaki Kaya Mezarları’nı bu çocuklara göstermemişsiniz, Çanakkale’ye götürüyorsunuz. Çocuklara önce Gaziantep kültürünü anlatın, Gaziantep’in yazarlarını okutun, Ahmet Ümit gibi Gaziantepli yazarlarını kitaplarını verin okusunlar. Gaziantep’ten böyle bir yazar çıkmış öğrensinler. Ben ilkokula giderken İl Halk Kütüphanesi vardı, üniversiteyi bitirdim, emekli oldum halen İl Halk Kütüphanesi var. Kardeşim bu şehir 200 bin nüfuslu iken bir kütüphane yapılmış, 2 milyon nüfuslu olmuş halen bir tane kütüphanesi var. Okumayı teşvik etmeniz lazım.”

“GAZİANTEP’TE BELEDİYECİLİK FALAN YOK”

 Fatma Şahin’i ne kadar başarılı buluyorsunuz?

 Mehmet Şeker: “Benim Fatma Şahin’den umudum çoktu. Ama bir yılda eleştirmeme konusunda söz verdim. Geçtiğimiz günlerde Taraf Gazetesi’nde bir yazım çıkmıştı. Tramvay ihalesi ile ilgili olarak. İhaleyi alan birinci firma 3 gün önce kurulmuş, ikinci firmada ise birinci firmanın sahibi genel müdür olarak görülüyor. Bu kadar iş bilmez ya da bu kadar iyi iş bilen adamların belediyecilik yaptığı ortamda eleştirilecek çok şey var. Benim elimde bir takım bilgiler var. Şimdiye kadar da sesimi çıkartmadım. Seçimlerin bitmesini bekliyorum. Ama şunu net söylüyorum Gaziantep’te belediyecilik falan yok. Türkiye’de 40 bin tane muhtar var. Bir kısmının muhtarlıkları iptal edildi. Getir o muhtarlardan herhangi birini bunlardan iyi yönetir. Niye kafasının arkasında başka bir düşüncesi yoktur o insanın. Bu şehirde çok sorun var. Siz gençlik merkezi kuruyorsunuz, dikiş-nakış kursu var. Yani bunun katma değeri, üretime bir katkısı var mı? Bir şehrin Belediye meclisine gelen 80 maddesinin 76 tanesi imar tadilatı olur mu? Benim yerimi al, yeşil alan diye başkasına sat. Eğer siz A2 olan bir yeri A5 olarak düzenliyorsanız, başkalarını devlet eliyle zenginleştiriyorsanız sizin Müslüman’ım demeye hakkınız yok.”

“PARTİLİLERİMİZ ARKASINDAN GİTMEZ”

HDP’nin 1.sıra adayı Celal Doğan’ın, CHP’den oy alacağı söyleniyor. CHP’nin 7 Haziran için şu ana kadar ki yaptırdığı anketlerde oy oranı ne çıkıyor ve beklentisi nedir?

 Mehmet Şeker: “Celal beyin aday olmasının bizin partimizin oyuyla bir ilgisi yok. Celal bey daha öncede Demokrat Parti’ye gitmişti ve partililerimiz arkasından gitmedi. Partili olmayıp işe aldığı, kendisini dostları olan kişiler oy verebilir. Bunlarda her zaman var olabilir. O yüzden oraya CHP’den bir gidişatın olabileceğini hiç düşünmedim. Mutlaka insanlarda ideoloji bir hedef olması gerek. HDP’nin hedefi yüzde 10 barajını geçmek, bizim ise hedefimiz iktidar olmak. Biz yönetmeye talibiz. Baraj aşmaya, kendimizi ispat etmeye talip değiliz. Aramızdaki en büyük fark budur. Bunu vatandaşta, partilimizde görüyor. Biz bu ülkede iktidar olmuş bir partiyiz.”

Layout 1

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
19 Ekim 2024 Hakimiyet Gazetesi
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler