USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Röportajlar

Su gibi AK, KAYA gibi güçlü bir hikaye

Su gibi AK, KAYA gibi güçlü bir hikaye
29-01-2019 09:34
Gaziantep

Gaziantep’in başarılı ve ilklere imzasını atmış, girişimci ve iş kadınlarından Akort Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı G. Hülya Akkaya ile Gaziantep'i, sorunlarını, hayallerini, iş hayatındaki başarılarını ve en güzeli de toplumda iş kadını olmanın, hayatlara dokunmanın inceliklerine dair güzelliklerini konuştuk. İş yaşamında örnek kişiliği ve üstün başarılarıyla dikkat çeken Akkaya, Hakimiyet Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.

Birçok alanda üstün başarılara imza atan Akkaya, “Ana dilim gibi bir kaç dil konuşmayı çok isterdim. Halen de bunun mücadelesi içindeyim ve yapmaya çalışıyorum. Gençlere de tavsiyem, bir dil bir insan, iki dil iki insan demektir. Artık dijital çağda yaşıyoruz, bütün dünya elinizin altında. Her dilde araştırma yapabilme şansınız var. Tüm dünyayı keşfedebilirsiniz dil sayesinde. Ülkenizi ve kentinizi daha fazla tanıtabilirsiniz, daha çok insanla tanışabilir, ürünlerinizi pazarlayabilirsiniz” dedi.

AKORT Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı
TOBB Güneydoğu ve Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı
GTO Meclis Üyesi ve TOBB Delegesi
TOBB Kadın Çalışma Kurulu Başkanı,
TOBB Fuarcılık Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı
Gazişehir Gaziantep Futbol Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
BB Yardım Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Engelsiz Gaziantepspor Kulübü Asbaşkanı

“Gaziantep'in  başarılı ve ilklere imzasını atmış, girişimci ve iş kadınlarından Akort Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı  G.Hülya Akkaya ile Gaziantep'i, sorunlarını, hayallerini, iş hayatındaki başarılarını ve en güzeli de toplumda iş kadını olmanın, hayatlara dokunmanın inceliklerine dair güzelliklerini konuştuk.”



Sizi tanıyabilir miyiz?

1957 yılında doğdum. Eğitimimi Türkiye’nin çeşitli illerinde tamamladım. TRT'de  radyo ve televizyon spikerliği  yaptım.1975 yılında Gaziantep’te Şerbetçi Tekstil Şirketi’nde desinatörlük yaptıktan sonra  1976 yılı başında ODTÜ nün kampüsü olan Mühendislik Fakültesi’nde halkla ilişkiler görevine başladım. Ek olarak üniversite dışındaki alanlarda da görevler aldım.  Polis okulunda Turizm ve Halkla İlişkiler derslerine girdim. Sanayicilere hafta sonları danışmanlık yaptım. Fakülte Sekreterliği, Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevlerini sürdürürken girişimci olmak üzere 1996 yılında emekli olmaya karar verdim.

Üniversitede önemli projelerde emeğiniz var. Sizin için emeklilik, köşeye çekilmek olarak değil, aksine aktif bir yaşam biçimine dönüşmüş ve de ilklerin kahramanı olarak.

Aynen dediğiniz gibi. Yapılmayanı yapmak cesaretine sahibim. Anadolu’da ki üniversitelere öğretim üyelerinin çekilmesi zor oluyordu. Tercih edilecek artılar yaratılması gerekiyordu. Üzerime düşen bir görev olmadığı halde akademik personeli Gaziantep’e çekmek için ilk kreş ve anaokulunu ben kurmuştum. Yapımının her aşamasında,  Gaziantepli işadamlarından aldığımız desteklerle kuruluşunu tamamladık. Geçici personel ile hizmete açtık. Üniversite için de önemli bir artıydı.

Sürekli koşturmak sizi yormuyor mu?

Çalışma hayatımda hiç bir zaman, 08.00 -17.30 mesai mefhumu olan birisi olmadım. Benim mesaim işim bitinceye kadar olmuştur hep. Koşturmak sanırım hayata bağlıyor beni.
 
AKORT nasıl doğdu?

AKORT Tanıtım Organizasyon  ve Fuarcılık Şirketi’ni 1996 yılının Şubat ayında eşim ile birlikte kurduk. Şirketi kuralım derken iki şey öne çıktı. İlki " A" ile başlamalıydı. Çünkü alfabetik giden her yerde A önde olur. İkincisi, AKORT uyum sağlama, düzenleme anlamındadır. Soyadımız da Akkaya. Böylelikle her düşüncemize uygun telaffuzu da kolay olan “AKORT “ doğmuş oldu.

Ya başarılı  olamazsam diye korkularınız oldu mu?

Şöyle bir şansım vardı. O dönemde iki önemli kongre ve organizasyon  düzenlenecekti. Çok büyük mücadelelerle bu iki organizasyonda da yer aldık ve başarılı da olunca da işe güçlü başlamış olduk. Zaten o dönem de kentte organizasyon şirketi yoktu. Hatta ayrıca ihtiyaç duyulan temizlik ve güvenlik şirketleri de yoktu. Kongre ve Fuarlarda geçici güvenlik  ve temizlik şirketleri oluşturduk. Aslında sadece bu da değil, oyuncak firmasını  baloncu ve havai fişekçi yaptık. Aslında bizimle birlikte birçok yeni sektör de ortaya çıkmış oldu.

Sektörde bayan olmanın dezavantajlarını yaşadınız mı?

İlk zamanlarımız da çadırlarda fuar kuruyorduk. Sabahın erken saatlerine kadar çalışıyorduk. Fuarcılık kadın için bakıldığında çok ağır bir iş. İşimi severek yaptığımdan dolayı hiç bir zaman kadın olduğum için çok sıkıntı yaşamadım.

İnatçı bir kişiliğiniz mi var?

İnanmak, inançlı olmak çok değerlidir. Çünkü seversen inanırsan yaparsın, Gençlere de tavsiyem öncelikle kendinizi keşfedin. Yeteneklerinizi keşfedin.

Rol modeliniz var mı?

Başarılı insanların hayatlarını okurum, araştırırım. Özellikle başarılı kadınları.

Yapmış olduğunuz görevlerden en çok hangisi sizi mutlu ediyor?

Pek çok görevim var her birinin de işlevi ayrı. Her görevimi de çok severek yapıyorum. En önemlisi de insanlara dokunmaya çalışıyorum. Mesela dezavantajlı gruplara destek olmak gerek. Yıllardır fuarlarımızda engellilere ücretsiz stantlar veririz. Fuarda kullandığımız çantaları engelli atölyesine yaptırıyoruz ve takıma destek vermeye çalışıyoruz.


Gaziantep’ de fuarlara karşı olan ilgi nasıl, başarı ivmesi  nasıl?

Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan Gaziantep’in en büyük özelliklerinden birisi mevcut sektörel zenginliğidir.

Gaziantepli iş adamı ve sanayiciler, Türkiye ve Dünya pazarlarına açılmak, markalaşmak, katma değer yaratmak ve yepyeni projelerini tanıtmak amacıyla ilimizde düzenlenen fuarlara katılarak, destek vererek ekonominin dinamizmine katkı sağlamaktadırlar.
Bugün artık sadece kaliteli mal üretip pazara sürmek, başarı elde etmek ve satış yapabilmek için yeterli görülmemektedir. Çünkü günümüz koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekte ve ihtiyacı olan mal ya da hizmeti, değişik alternatifler arasından seçme şansına sahip olmaktadır.
1963 yılında itibaren fuarcılığın önemine inanmış Türkiye’nin 7 kentinden birisidir Gaziantep. O dönem fuar alanını tren yoluna yakın yapmışlar ki insanlar rahat ulaşsınlar diye. Bugün 30 bin m2 kapalı alanı olan ulusal bir fuar alanına sahibiz.
AKORT olarak Gaziantep’de üretilen ürünlere yönelik fuarlar organize ediyoruz. Ayakkabı, Terlik, Tekstil, Yapı, İnşaat, Gıda ve Tarım sektörlerindeki yaptığımız fuarlara ilgi çok yoğun. Özellikle GAPSHOES Uluslararası nitelikte ve Dünya’nın sektöründe beşinci büyük fuarı. Bu arada KOSGEB’in katkıları da çok değerli. Fuarlarımıza yönelik desteği olmasa fuarlar bu kadar büyüyemez.

Son dönemlerde yaşanan ekonomik sıkıntılar sizi nasıl etkiledi?

Fuarcılık Gaziantep’te çok iyi gidiyor ve Türkiye’de sayılı merkezlerden biriyiz. Ekonomik olarak herkes de olduğu gibi bizde de sıkıntılar var. Ama biz yine de durmuyoruz. Gaziantep Sanayi Odası, Diğer Odalar, Kurumlar ve katılımcılarımız da bize inanıyorlar ve güveniyorlar.
 
Fuarların kent turizmine de katkıları oluyor değil mi?

Fuar Turizmini çok önemsiyorum. Çünkü turistik gelişlerde en fazla 2 gece konaklanırken, fuar turizminde en az 4 gece konaklıyorlar. Ayrıca geliş gidiş hazırlık zamanını düşünürseniz ortalaması 5 güne denk geliyor. Ziyaretçilerde en az 2 gece konaklıyorlar. Bu da şehir için çok önemli gelir kaynağı demektir. Sorun olarak da havaalanı bizim için çok öne çıkıyor. Hava şartlarından dolayı iptal olan ticari alım heyeti organizasyonlarımız oldu. O yüzden de hava alanından başlamak üzere ulaşımın çok rahat olması hepimize fayda sağlayacaktır. Gaziantep gastronomisiyle olduğu kadar,  fuarlarıyla ve her dinamiğiyle öne çıkmalı ve bir bütün olmalı.

Ne zaman emekli olmayı düşünüyorsunuz?

Henüz düşünmüyorum. Çünkü üretmeyi seviyorum. Kadın girişimci ve üreten kadın sayısı artmalı. Temennim yüzde ellilere ulaşılması.  Ben ve ekip arkadaşlarım TOBB Kadın Girişimciler Kurulu olarak elimizden geldiği kadar bu sayının artması için çaba gösteriyoruz, projeler üretiyoruz.

Hayatta “keşke” leriniz oldu mu?

Ana dilim gibi bir kaç dil konuşmayı çok isterdim. Halen de bunun mücadelesi içindeyim ve yapmaya çalışıyorum. Gençlere de tavsiyem, bir dil bir insan, iki dil iki insan demektir. Artık dijital çağda yaşıyoruz, bütün dünya elinizin altında. Her dilde araştırma yapabilme şansınız var. Tüm dünyayı keşfedebilirsiniz dil sayesinde. Ülkenizi ve kentinizi daha fazla tanıtabilirsiniz, daha çok insanla tanışabilir, ürünlerinizi pazarlayabilirsiniz.

HABER// MERVE TANRIÖVER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
19 Ekim 2024 Hakimiyet Gazetesi
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler