Gaziantep Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu işbirliği ile düzenlenen '500. Yılında Mercidabık Sempozyumu'nda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hilmi Bayraktar, Suriye'nin önemli bir hakimiyet mücadelesi alanına dönüştüğünü söyledi.
!#**h10456**#!
Öğrenci ve akademisyenlerin ilgi gösterdiği sempozyumda; 'Mercidabık Seferi'nin Jeopolitiği' konulu sunum yaparak, millet ve devletlerin coğrafi şartlara göre hareket ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Hilmi Bayraktar, insanların bütün canlıların coğrafyanın kendisine verdiği imkanlar ölçüsünde, imkanları en iyi şekilde kullanmak için hareket ettiğini söyledi.
Anadolu, Mezopotamya ve Mısır üçgeninin kavşak noktasında bulunan Suriye'nin bu coğrafi konumu nedeniyle en eski çağlardan itibaren savaş alanı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bayraktar, “Bugün bile yaşanan savaş onun coğrafyasının bir sonucudur. Dünyada ilk önemli medeniyetlerin kurulduğu, yazının icat edildiği bugünkü Irak, Ninova veya biraz daha güneyde Basra'ya doğru uzanan bölgede Sümerler kurulmuştu. Önemli bir kültür merkezi, önemli bir ticaret yoluydu. Milattan önce 6 binli yıllara ait arkeolojik verilerde Hindistan'dan gelen malların bulunduğu ortaya çıkmıştır" dedi. Anadolu'ya, Mısır'a hangi dinden, ırktan, mezhepten, meşrepten toplumlar hakim olursa olsun Suriye ile ilgilenmek mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hilmi Bayraktar, "Osmanlı-Memluklu Savaşı'nı salt hakimiyet anlayışı, salt bölgede varlık olma anlayışının bir ürünü olarak veya dini duygularla dine hizmet etme gibi duygularla ortaya çıktığını düşünmek büyük bir yanılgı olur. Anadolu'ya hakim olan hangi toplum olursa olsun Suriye'ye hakim olmak zorunda kalmıştır. Suriye'ye hakim olan Mısır'a hakim olmaya çalışıyor, Anadolu'ya hakim olan Suriye'ye hakim olmaya çalışıyor. Suriye, hem Mısır'ın hem Anadolu'nun önemli bir hakimiyet mücadelesi alanıdır" diye konuştu.