Buğdayın uzun ve meşakkatli yolculuğun ardından dönüştüğü ve Türkiye'nin sarı petrolü olarak değerlendirilen bulgur, güneşten aldığı lezzet ile sofraların vazgeçilmezi oluyor. Haşlanmış buğdayın kurutulması esnasında ortaya çıkan geometrik şekiller ise seyrine doyumsuz manzaralar oluşturuyor.
Türk mutfağının vazgeçilmezi olan bulgurun yolculuğu, meşakkatli bir süreçten geçiyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yetişen durum buğdaylarının fabrikalara taşınmasıyla bulgurun serüveni başlıyor. Gastronomi kenti Gaziantep de bulgur üretimi konusunda önemli bir rol oynuyor. Fabrikalarda eleme işlemlerinden geçen buğday büyük kazanlarda haşlanıp, römorklarla serim alanlarına dökülerek güneşin altında kurumaya bırakılıyor. Belirli aralıklarla traktörlere takılan tırmıklar yardımıyla buğday tanesinin her tarafının güneş görmesi sağlanıyor. Bulgurun yüzeyde yayma işlemi esnasında oluşan geometrik şekiller ise ortaya doyumsuz bir manzara çıkarılıyor. Kuruyan buğdaylar yine traktörlerle toplanarak bazı işlemlerden geçirildikten sonra makinelerde bulgur haline getiriliyor. Uzun ve meşakkatli bir yolculuğu olan bulgur, lezzetiyle iç piyasada vazgeçilmez ürünler arasında yer alıyor.
Kuruyan buğdaylar görsel şölen sunuyor
Kazanlarda kaynatılarak hedik olarak bilinen şişkin ve tane hale getirilen buğdayın serim alanlardaki yüzeylere yayma işlemi esnasında oluşan geometrik şekiller ise ortaya doyumsuz bir manzara çıkarılıyor. Serim alanlarında kurutulmaya bırakılan buğdaylar, fotoğrafçıların da ilgisini çekiyor. Adeta görsel bir şölen haline gelen serim alanlarındaki buğdaylar, birbirinden farklı desenler oluşturuyor. Saatlerce kurutularak, makineden geçirilen buğdaylar, bulgura dönüşüyor. Lezzetini güneşten alan bulgurlar kent mutfağında 50’ye yakın farklı yemeğin yapımında kullanılıyor.
“Güneş gören buğdayın bulguru daha lezzetli oluyor”
Bulgurun serüveni hakkında bilgi veren Çevik Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Çevik, güneşte kurutulan buğdaydan elde edilen bulgurun daha lezzetli olduğunu kaydederek, “1983 yılından beri baba mesleği olan bu mesleği devam ettiriyorum. Bulgur çok meşakkatli ve eziyetli bir iş. Bugün teknolojinin de gelişmesiyle üretim biraz daha kolaylaştı. Bulgur, tarlada toplanan buğdaylar işletmelere gelip ön elemesi yapılıp ve kaynatıldıktan sonra güneşte kurutulmaya bırakılır, sonra yıkamadan geçer ve makinelerde taşlardan ayıklanıp, kırma işleminden sonra elde edilir. Bulgurun serüveni bu şekilde olur. Kaynatılan buğdaylar serim alanlarında sürekli karıştırılması gerekir. Buğdayın her tarafının güneş görmesi lazım. Bu şekilde özüne doğru kuruma gerçekleşir. Böylece bulgur daha sağlıklı oluyor. Güneşle buluşan buğdayların bulguru daha lezzetli ve sağlıklı olur. Ayrıca fabrikamızda kapalı alanda da kurutma işlemi yapıyoruz” diye konuştu.