Gaziantep İl Turizm ve Kültür Müdürü Bülent Öztürk, Gaziantep’in en önemli açık hava müzeleri arasında yer alan Tilmen Höyük’te yürüme alanlarının düzenlendiğini dile getirdi. Müdürlük olarak alan içerisinde yer alan ve tahrip olan yapıların da onarıldığını anlatan Öztürk, çalışmaların kısa süre içerisinde tamamlanacağını açıkladı.
“GAZİANTEP’İN EN ÖNEMLİ TURİZM MERKEZLERİNDEN
Gaziantep İl Turizm ve Kültür Müdürü Bülent Öztürk, başlatılan yenileme çalışmalarının kısa sürede tamamlanmasının hedeflendiğini dile getirdi. Öztürk açıklamasında, “İslahiye’de bulunan Tilmen Höyük, ilçenin 10 kilometre doğusundaki Karasu Çayı kıyısındadır. Bu höyük, ilçedeki 50’yi geçen höyüklerin en büyüklerinden biridir. Yüksekliği 21 metredir. Surları ise dikdörtgen kulelerle desteklenmiştir. Burada bulunan kalıntılar, Suriye ile Mezopotamya kültürleri arasındaki karşılıklı ilişkiyi ve bağı ortaya çıkarmaktadır. Tilmen Höyük’ün ilk ortaya çıkarılış tarihi 1958 yılıdır. Arkeolojik kazılar 1972 yılına kadar da sürmüştür. Binlerce yıl önce yaşamış olan insanların kültürünü yansıtan Tilmen Höyük, ilçenin ziyaret edilmesi gereken önemli yerlerinden biridir. Bu höyükte anıtsal yapılan ortaya çıkarılmıştır. Bu anıtsal yapılardan biri, Hatay Antakya yakınında bulunan Amik Ovası’ndaki Alalah höyüğünün 7’inci sarayına benzemektedir. Yamhad Krallığı’nın merkezinin de o dönemde ismi Halap olan, günümüzün Halep kenti olduğu bilinmektedir. Kral Yarım-Lim zamanında da Alalah bir süre bu krallığın başkentliğini yapmıştır” şeklinde konuştu.
TURİZM CENNETİ TİLMEN HÖYÜK
Gaziantep il Kültür ve Turizm Müdürü Bülent Öztürk açıklamasını şu şekilde sürdürdü;
“İslahiye’deki Tilmen Höyük’te bulunan sarayın en erken evresinin günümüzden 4 bin yıl önce Erken Tunç Çağı ile çağdaş olduğu düşünülmektedir. Yapılan kazılar sonucu buranın tarihinin günümüzden 6 bin yıl öncesine dayandığı, günümüzden 5 bin yıl önce de büyük bir şehir olduğu meydana çıkmıştır. Tilmen Höyük’ün, Hattuşa’dan sonra en görkemli şehirlerden birisi olduğu anlaşılmıştır. Tilmen’in kuzeydoğu kısmında 8 metre yüksekliğinde, 17 basamakla çıkılan yuvarlak kuleler bulunmaktadır. Şehir, iki surla muhafaza altına alınmıştır. Kalenin surları ise düzgün ve büyük kesme taşlardan tasarlanmıştır. Bu taşlar inanılmaz derecede büyüktür ve tonlarca ağırlıktadır. Kentin giriş kapısı doğu kısmınadır ve bu kapıların iki yanında kapı aslanları vardır. Bu kapının dışında ise kuzeybatıda ve güneybatıda olmak üzere iki ufak giriş daha bulunmaktadır.”
TİLMEN’DE Kİ ÇALIŞMALAR 2003-2007 YILLARI ARASINDA BAŞLADI
Bahadır Alkım başkanlığında 1959-1972 yılları arasında gerçekleştirilen ilk dönem kazılarından sonra 2003 yılında, Bologna ve İstanbul Üniversiteleri'nin ortak projesi olarak başlayan ve Gaziantep Müzesi ile işbirliği içinde yürütülen kazıların finansmanı Bologna Üniversitesi, İtalya Dışişleri ve Eğitim Bakanlıkları ile Gaziantep'in yerel yönetimlerince sağlandı. Türkiye'nin çok iyi tanıtan ve önemli Orta Tunç Çağı kentlerinden Tilmen Höyük'te çalışmalar 2003-2007 yılları arasında gerçekleştirildi. Türk-İtalyan kazı heyeti,2003'ten başlayarak, İslahiye'deki bir Bronz Çağı (İÖ III-II.) başkentinin keşif çalışmalarını yeniden ele aldı. Bu başkent-Antik Tilmen Höyük Kenti-Gaziantep'in batısında, İslahiye düzlüğünde yer alır. Kuzey-güney yönünde uzanan verimli bir vadi olan İslahiye, batıda yüksek Amanos Sıradağları, kuzeyde Toroslar, doğuda Kurt Dağı'yla sınırlanır; güneydeyse Amik Çöküntü Ovasıyla birleşir. Arkeolojik sitin eteklerinde Karasu akar; son yıllarda burada yapılan set, çok sayıda su kuşu türünün sık sık uğradığı yapay bir göl oluşmasına yol açmıştır. Salt coğrafya açısından bakıldığında Tilmen Höyük yöresi, kuzeyinde Anadolu Yaylası'nın başladığı Toros Sıradağlarının eteklerinde ve Suriye'nin kuzeyindeki ovaların uç uzantılarında yer alır. Tilmen Höyük Sit alanı,1958'de, İslahiye Bölgesi yüzey araştırması çerçevesinde, Bahadır Alkım başkanlığındaki bir heyet tarafından keşfedildi. Alkım'ın asistanı Refik Duru 1959'da sit alanında bir sondaj gerçekleştirildi; ardından 1960-1964 ve 1969-1972 yıllarında Alkım yönetiminde düzenli kazı çalışmaları sürdürüldü. Türk kazılarıyla aşağı kentte, kazematlı geniş berkitme alanları, büyük bir kent kapısı (sur boyunca yanlarda iki kuleyle) ve daha küçük iki kapı gün ışına çıkarıldı. Akropolis'le ilgili olarak, kuzey yanda bazı kazematlar, doğuda anıtsal bir giriş ve özellikle güney yan boyunca kamu alanı-krallık sarayı burada bulunuyordu-araştırıldı. Kamu alanı önünde derin bir sondaj da gerçekleştirildi; burada İÖ IV. bin tabakalarına ve Ana Toprak'a ulaşıldı. Kazıları yapılan anıtların büyük ölçüde tahrip olduğunu gözlemleyen Prof. R. Duru, Gaziantep Müzesi ile birlikte, 2002'de,sit alanının korunması ve incelenmesi projesini başlattı. Güneybatı Anadolu'nun önemli Neolitik sit alanlarında 1970'li yılardan bu yana başarılı araştırmalar sürdüren Duru tarafından gerçekleştirilen bu ilk restorasyon ve anastylosis çalışmasından sonra,2003'te,Türk-İtalyan ortak kazı çalışmasına geçildi. Kazı, Nicolo Marchetti tarafından, Bologna Üniversitesi adına; İtalya, Eğitim, Üniversite ve Araştırma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın destekleriyle sürdürüldü. R. Duru, ortak heyetle bilimsel eşgüdüm çalışmasını sağlamaktadır. Gaziantep Valisi, Belediye Başkanı ve İslahiye Kaymakamı, heyetin çalışmalarını yoğun bir ilgiyle izlediler. Sit alanı yaklaşık 5 hektarlık bir alanı kapsar ve sağlam bir şekilde berkitilmiş bir aşağı kentle, berkitilmiş dış merkezli bir akropolis içerir; alan, tüm bölgenin en anıtsal sit alanlarından biri olarak belirir. Bunlar da, İÖ II. binin çeşitli dönemlerine tarihlendirilirler ve sit çevresinde bolca buluna bir taş olan iri bazalt bloklarından yapılmışlardır. Aşağı kent, küçük boyutlu iki girişin(K2 ve K3 olarak adlandırılırlar)ve ileri doğru gelişen bedenli anıtsal bir kapının (K6) açıldığı kesintisiz kazemat sistemiyle berkitilmiştir.