Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz için siyaset artık hizmet değil, sahne sanatı. İlk günden bu yana icraattan çok imajla gündeme gelen Yılmaz, son günlerde artan kamuoyu baskısını, mahalle ziyaretleriyle perdelemeye çalışıyor.
Yani Şehitkamil’de belediyecilik yeni bir boyut kazandı! Artık adı “performans sanatı”. Başrolde, seçildiği partisinin koltuğunu bırakmadan sahneye çıkan bir isim var! Umut Yılmaz. Evet, yanlış duymadınız. Ne hizmet var ne proje, ama PR derseniz, vallahi Hollywood ağlardı!
Umut Yılmaz, belediyeciliği bırakalı çok oldu. Şimdi daha büyük bir rolün peşinde: AK Parti’ye geçişin "parlak yüzü" olmak. Tabi kolay değil, önce üstündeki seçildiği rozetin izlerini silmek lazım. İşte tam da bu yüzden, “Ha aklandı ha paklandı” arasında sıkışıp kalmış bir başkanımız, şimdi her mahalleye bir sahne kuruyor.
Senaryo şöyle… Önceden mahalleye gizli keşif. Ortam koklanıyor. Eksikler not ediliyor. Hemen ardından yardım kolileri hazırlanıyor, çocuklara pelüş hayvanlar ve balonlar dağıtılıyor, kadınlara tebessüm, yaşlılara hürmet pozları. Ekip hazır, ışık hazır, kamera hazır… Ve perde açılır. Başkan geliyor! Herkesi dinliyor gibi yapıyor, gülümsüyor, el sallıyor, hop sosyal medyada!
Oysa perde arkasında Şehitkamil halkının kronikleşmiş sorunları hâlâ yerli yerinde duruyor.
O mahallede yaşanan asıl sorunlar hani şu yolda delikler, çöplerin toplanmaması, parkta oturacak bank olmaması falan onlar perde arkasında kalır. Ne gerek var canım moral bozucu gerçeklere?
Ama vatandaş gerçekleri görüyor. Yani, çakıl taşını bile yerinden oynatamayan bir yönetim anlayışıyla, taş üstüne taş konmaz. Mahallenin sorunları dururken, üç oyuncak ve iki koliyle vicdanlar rahatlatılamaz.
Zaten Şehitkamil halkı da anlamış durumda. Onlar artık bu gösterinin figüranı değil, seyircisi bile olmak istemiyor. Ama gösteri devam ediyor. Çünkü yeni hedef belli. AK Parti’ye geçiş. Ve bu geçişin "halka inilmiş" görüntülerle taçlandırılması şart. Hani derler ya, 'bu neyin hazırlığı?' diye… Cevap belli. Rol icabı halkla buluşmalar.
Yalnız dikkat edin… Bu ziyaretlerin samimiyeti değil, sıklığı artıyor. Çünkü malum, yakında “büyük geçiş” olabilir. AK Parti’ye doğru hazırlanan o siyasi senaryo var ya, işte bu mahalle gezileri onun fragmanı gibi. Yılmaz'ın PR ordusu gün sayıyor “Yeter ki geçişin alkışlarla olsun!”
Üçlü Sır
Bu arada kulislerde konuşulan o meşhur Özgür üçlü var! Ö.Ö- S.C.-H.U.
Onlar da bu senaryoda başdanışman rolündeler. Arka planda planlar çiziliyor, kartlar yeniden dağıtılıyor. Kimi istifa ettiriyor, kimi akıl veriyor, kimi de yönlendiriyor. Yeni düzenin mimarları olarak sahnenin tam kenarında, ama etkileri merkezin göbeğinde.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, halk artık eski halk değil. Şehitkamil susmuyor. Her yardım kolisinin arkasındaki hesabı görüyor, her mahallenin bir “geçiş merasimi dekoru” olduğunu biliyor.
Final Sorusu… Bu Tiyatro Ne Zaman Biter?
Sahne kurulur, replik ezberlenir, oyuncular hazır olur ama bir şey unutulmasın! Her tiyatronun bir final perdesi vardır. Ve halk, bu perdenin artık inmesini bekliyor.
