Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep milletvekili adayı Mehmet Bedri Gültekin, Hakimiyet Gazetesi’ni ziyaret etti. Oldukça iddialı açıklamalarda bulunan Gültekin, 7 Haziran seçimlerinin sürpriz sonuçlara gebe olduğunu ve bir sonraki seçimlerde iktidar seçeneğinin Vatan Partisi olacağını ileri sürdü. Türkiye’nin ancak Atatürk’e sarılarak ve onu sevenleri bünyesinde toplayarak kurtuluşa ereceğini ifade eden Bedri Gültekin, “Atatürk’e bugün daha çok ihtiyacımız var. Çünkü vatan tehlikededir. Tek kurtuluş Atatürk’te birleşmektir” dedi.
Sizi tanıyabilir miyiz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısıyım. İktisatçıyım. Gaziantep birinci sıra milletvekili adayıyım.
Partinizin adı neden Vatan Partisi oldu?
BEDRİ GÜLTEKİN: Çünkü vatan tehlikede. Türkiye’nin önündeki sorun ise, Suriye sorunudur. Bu tehlikeyi siyaseten bazı şekillerde telaffuz ettiler. Etnik ve mezhepsel çatışmaların Türkiye de de olup olmayacağıdır. Ve ciddi olarak böyle bir tehdidin eşiğinde olduğumuz gerçeğidir. Vatanı savunmak bugün her şeyin önüne geçmiş bir vazifedir. Önce vatanınız ve egemen haklarınız olacak ki diğer sorunlardan bahsede bileseniz. İşte bu yüzden “Vatan Partisi “ismini tercih ettik.
İsim değişikliğine gidilirken, genel başkanda da yenilenmeye gidilmesini gerek gördünüz mü?
BEDRİ GÜLTEKİN: Talep olursa neden olmasın. Tabi ki de olabilir. Makam kimsenin mülkü değildir. Genel başkanımızda kendi başkanlığının tartışıldığı bir yerde başkanlık yapmayacağını söylemiştir. Bu hareketin de elli yıllık lideridir. Kurultaylar da oy birliğiyle seçilmiştir. İçerideyken aday dahi olmak istememiştir. Bu talebine rağmen bu talebi ret edilip oy birliğiyle genel başkanlığa getirilmiştir.
Asker kökenli üyelerinizin çokluğundaki etken nedir?
BEDRİ GÜLTEKİN: Ergenekon ile Türk ordusuna karşı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir saldırı yapıldı. Subaylar ordudan atıldı. Hüküm giyenler oldu. ABD emperyalizminin Türk ordusunu hizaya getirmek için, teslim alma pasifize etme operasyonuydu. Bizim de 36 arkadaşımız genel başkanımızla içerideydi. Ergenekon saldırısını, bizim partimiz başarısızlığa uğratmıştır. İçeriye giren askerlerin hepsi de bunu bilirler. Biz örneği olmayan bir mücadele verdik. Bunun tanığı olan kişilerin Vatan Partisi’ni keşfetmeleri tanımaları ve tercih etmelerinden daha doğal bir şey olamaz.
Kendinizi Atatürkçü ve onun ilkelerinin inkılaplarının bekçisi olarak görüyorsunuz. Neden tercih ediliyorsunuz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Bizim bir programımız var. ”Ne olursa olsun gelsin” anlayışında değiliz. Partide bize gelen herkes programa geliyor. Bir fikre geliyor. Bir amaç ve o amaca giden yol olarak mutabakata girerek geliyor. Onun için geçmişte başka siyasi görüşleri olanlar bize gelirken değişerek geliyorlar. Bizim programımız Atatürk’ te birleşmektir. Tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye diyoruz.
Atatürk’ün partisi olarak düşünüldüğünde şuan ki CHP’yi nasıl değerlendiriyorsunuz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Bugünkü CHP’nin Atatürk’ün CHP’si ile hiç alakası yok. Hatta bir CHP’ ye şu teklifi de yaptık. ”CHP altı oku savunsun biz CHP çatısı altında birleşmeye hazırız” dedik. Ama bugünkü CHP kendi deyişleriyle yeni CHP altı oka karşıdır. Partinin genel başkanı, biz 1930’ların CHP’si değiliz, diye açıkça söyledi. Atatürk’e kefere diyen CHP’nin genel başkan yardımcısı var. İnkar da etmiyor. Partinin yöneticilerinden Murat Özçelik, ABD’nin Kürdistan planının mimarlarındandır. Genel Başkanı ayrıca Dersimcilik konusunda Başbakanla yarışıyorlar.
Atatürk’ü sevmek bana göre özeldir. Bir partinin tekelinde olmayacak kadar da geneldir. Ama nedense siyasi çatışmaların arasında kalmaktan da kurtulamamıştır. Bu beni bir Atatürk hayranı olarak çok rahatsız ediyor. Siz bu konuda neler söylersiniz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Tarif ettiğiniz durum 1980’ler de dediğiniz gibiydi. Kenan Evren bile alakası olmadığı halde Atatürkçü görünmeye başladı bir ara. Bugün ise Atatürk’ü savunan kim var? Vatan Partisi dışında gerçek anlamda savunan yok. Atatürk diyerek hangisi seçime gidiyor. AKP düşman. CHP eskisi gibi değil. Kılıçdaroğlu başkanlık sistemini eleştirirken 1930’lardan daha kötü diyor. Kim vardı o yıllarda? Atatürk. Yani gönderme yapıyor. MHP’de hiçbir zaman Atatürk bayrağını sallamadı. BDP zaten düşman. Biz en baştan beri Atatürk’ü savunup en büyük devrimci olarak görmüşüzdür. Bugün ise Türkiye ancak Atatürk’e sarılarak ve onu sevenleri bünyesinde toplayarak kurtuluşa erecektir. Bizim Atatürk’e bugün daha çok ihtiyacımız var.
Kürt meselesine nasıl bakıyorsunuz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Kürt meselesi bugün artık Kürtlerin meselesi olmaktan çıktı. Etnik bir sorun olarak bize göre sorunlar çözülmüştür aslında. Haklar elde edilmiştir. Türkçe’yi, Kürtçe’den daha iyi konuşan Kürtler vardır ve bu dili daha iyi kullanır. Birlikte yaşamın dili de Türkçe’dir. Ama mesele artık bizim meselemiz olmaktan çıkıp emperyalizmin bölgeyi kullanmakları için bir araç olamaya başladı. Bu meselede Türkiye bağımsız olmadan da çözülemez. Özerklik de olmaz. Diyelim ki kabul ettik. Peki sınır nereden geçecek? Bir üniter devletin temel yapısını değiştirmeye kalkarsanız sınır çekmek zorundasınız. Türkiye’ den nerden çekerseniz çekin diğer tarafta kalanlar, diğer etnik grup sayılacak. Bu olayı Yugoslavya yaşadı ve binlerce insan öldü. Özerklik demek sınır çizmek demektir. Sınır çizmekte gücü gücüne yetene ezmesi demektir. Etnik savaş olmadan da sınır çizemezsiniz. Biz de uygulanmaya kalkılması demek, binlerce insanın ölebileceği anlamına gelmektedir. Bu işi çözerim diyenler, Suriye ve Irak’ta yaşananları bizim halkımıza reva görenlerdir.
Vatan Partisi Gaziantep’in sorunlarıyla ilgili ne gibi çözümler sunuyor?
BEDRİ GÜLTEKİN: En önemli sorunumuz mülteciler sorunudur. Bir fabrikada işten atılan işçiler partimize geldiler. 160 işçi çalışıyor. Patronlar Suriyeli işçi ve kadın işçi tercih ediyorlar daha ucuz olduğu için. Son dört ayda da atmış fabrika kapanmış. AKP’nin çözümü yok. HDP’nin yok ki oda fırsatçılık derdinde. CHP ile MHP’nin çözümü olamaz. Çünkü onlar da dış politikalarını ABD’den emir alarak belirliyorlar. Sorunlarımız mümessili ABD’dir. Kendiniz ABD’ye endekslerseniz bu sorunu çözmeniz diye bir şey söz konusu değildir.
Sizin çözüm öneriniz nedir
BEDRİ GÜLTEKİN: Siz gazetecisiniz ve araştırıp takip etmek zorundasınız. Ben size sorayım. Dört partinin bu konuyu hiç dillendirdiğini gördünüz mü?
Tabi ki de hepsinin neredeyse gündemlerinin birinci maddesinde Suriyeliler sorunu var. CHP’nin çözüm önerisi barışı sağlamak mesela.
BEDRİ GÜLTEKİN: Ben CHP’nin raporunu okudum. CHP diyor ki; TOKİ konut yapsın da biz Suriyelileri buralara yerleştirelim. Komedi yani. Barışı böyle mi sağlayacak? ABD ile birlikte hareket ederek mi barışı sağlayacak?
İyi ama bunlar sizin iddialarınız.
BEDRİ GÜLTEKİN: Hayır benim iddiam değil. CHP’nin seçim bildirgelerinde NATO’ya bağlıyım diyor. ABD ile beraber hareket edeceğim diyor. AB ‘yede gireceğim diyor. Bunu söylediğiniz zaman da Suriye’de çözümünüz yoktur. Çünkü Suriye’deki savaşın asıl nedeni de bu söylediklerimizdir. Bizim çözüm önerimiz ise çok basittir. Altı ay içerisinde meseleyi bitiririz. Türkiye, İran, Irak, Suriye güvenlik alanında birlikte hareket edecekler ve sorun bitecek.
Peki iddia ettiğiniz bu birliktelik nasıl sağlanacak?
BEDRİ GÜLTEKİN: Bu üç ülke beraber hareket etmeye hazırlar ve şu anda da zaten beraber hareket ediyorlar. ABD tüm saldırılarına rağmen başarıya ulaşamamışsa karşısında bir cephe oluşmasından dolayıdır. O cephenin arkasında Rusya, Hindistan, Çin gibi büyük ülkelerde vardır. Sorunun çözülememesinin sebebi, Türkiye’nin ABD’nin yanında rol oynaması ve sınırlarının yolgeçen hanı olmasıdır. Maddi bakımdan ve her bakımdan oradaki terörü desteklemesidir. Türkiye’de de AKP yıkılacak ve bir milli hükümete gidilecektir. Eğer Türkiye acilen bir çözüme gitmezse, Suriye haline dönüşür. Bunu başarmak için Türk ordusunu tasfiye etmeye çalıştılar, başarılı olamadılar. İkincisi bizi susturmak istediler, onu da başaramadılar. Biz 2007 yılında kıyaslanmayacak kadar çok daha güçlüydük parti olarak. Türk ordusu ve Vatan Partisi’dir. Bu ikisinin varlığı Türkiye’de büyük bir güvencedir. Bölgede barış demek ekonomideki büyük bir patlamada demektir. Bizim çözüm olarak Batı Asya birliği diyoruz. Beş ülkenin, Türkiye, İran, Azerbaycan, Irak ve sonradan da Lübnan, Filistin, Mısır, Ürdün gibi ülkelerinde katılımıyla büyük bir oluşum hazırlıyoruz. Hatta bu ülkelerde temsilciliklerimiz de var.
Genel başkanınızın sürekli MHP ve CHP ‘ye çağrısı var. ‘Koalisyon yapmayacağınızı açıklayın diye’ Bunu neden söylüyor?
BEDRİ GÜLTEKİN: ABD’nin seçim sonrası öngördüğü iktidar, AKP-CHP koalisyonudur. ABD Türkiye’yi artık AKP ile yönetemeyeceğini biliyor. Çünkü AKP, halkın yarısının nefretini kazanmış, diğer yarısını da sindirmiştir. Ama geziden sonra ABD’nin AKP’ ye bakışı değişmiş ve artık onlarla devam edemeyeceğini anlamasıyla da yeni bir seçenek aramıştır. Buna HDP’ de dahil edilirse balından yenmeyecektir. Zaten gizli fiili bir koalisyonları da var. Kavgaları dahi danışıklı dövüş.
Barajı geçeceğinize inanıyor musunuz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Biz barajı geçeceğiz. Bakınız kamuoyu yoklamalarında yüzde beşle, sekiz arasındayız. Son zamanlarda da yüzde yedi-sekiz çıkıyor. Araştırma şirketlerinin sonuçları sizleri yanıltmasın çünkü onlar üzerinde de oynanıyor ve çok sağlıklı değil.
Halkın size teveccühü nasıl?
BEDRİ GÜLTEKİN: Konuşup da ikna etmediğimiz hiç kimse yok. Biz doğruları gerçekleri anlatıyoruz ve bizi ikna olmuş olarak dinliyorlar.
En çok nelerden şikayet alıyorsunuz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Mülteciler ve işsizlik sorunu. Gittiğimiz her yerde bizde sorduğumuzda aldığımız cevapların hepsi aynı. Biz de kendilerine çözümlerimizi anlatıyoruz.
Sizin diğer siyasi partilerden farklılıklarınız nedir?
BEDRİ GÜLTEKİN: “Biz Atatürk’te birleştik” diyenlerin partisiyiz. Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye diyenlerin partisiyiz. Türkiye NATO’dan çıkmalı ve AB’ye üyelik başvurusunu geri çekmeli. Bunların alternatifi vatan sermayesidir. Serbest piyasa ekonomisi Türkiye için yıkımdır. Onun yerine halkçı devletçi ekonomi olmalıdır. Stratejik bütün sektörler yeniden kamulaştırılmalıdır. Hortumcuların malına el konmalıdır. ”Nereden buldun ?” yasası uygulanmalıdır. Parasız eğitim ve parasız sağlık olmalı. Ve eğitimin devlet eliyle olmasıdır. Milli sanayi ve tarım desteklenmeli dışa bağımlılık bitirilmelidir. Sosyal devlet politikaları ayırım gözetmeksizin herkese eşit uygulanmalıdır. Devlet çalışmak isteyen her vatandaşına iş sağlamakla hükümlüdür.
Dünya genelini global olarak değerlendirdiğimizde Yunanistan’da seçimleri sol bir parti kazandı. Son olarak İspanyada ki seçimlerde Sol parti kazandı. Dünya artık ABD’nin gölgesinden çıkıp sola doğru bir kayış gösteriyor diyebilir miyiz? Rusya’nın gizli bir etkisi olabilir mi?
BEDRİ GÜLTEKİN: Rusya demeyelim ama Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika’nın oluşturduğu gelişmekte olan ülkeler bloğu. İki binli yılların başından beri olan bir süreçtir. Artık dünya ekonomisin motoru batı ülkelerinin değil gelişmekte olan ülkelere kaymasıdır. Bugün Çin ekonomisi ABD’yi geride bırakmıştır. Emperyalizm artık kaybediyor. Türkiye bu sürece dahil olmadı. Çünkü yıllardır olağan üstü bir abluka altındadır.
Bizi bir savaş bekliyor mu? Korkmalı mıyız? Genel Kurmay Başkanının izine ayrılmasıyla da ilgili spekülasyonlar üretiliyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Türkiye bir bedel ödeyecek, bu kesindir. Suriye konusunda bir anlaşmazlığın olduğu son derece açıktır. Türk ordusunun, iktidarın Suriye politikasını kabul etmediği ve direndiği de son derece açıktır. Niyet ne olursa olsun kimse Türkiye ordusunu Suriye’nin üzerine süremez. Türk ordusu yerinde duruyor ve ciddiyetini de varlığını da muhafaza ediyor. Bir psikolojik savaş uygulanarak toplumunda nabzı ölçüldü ve istenilen sonuç alınamadı.
Süleyman Şah Türbesi operasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
BEDRİ GÜLTEKİN: Buda iktidarın acizliğini ve otuz kilometre uzak bir yeri koruyamamanın hezimeti olarak görüyoruz. Türk ordusu varken ve gücümüzden korkuluyorken bir tehlike olduğunda anın da müdahale edebilecekken, böyle bir sonuç AKP’nin Türkiye’nin çıkarlarına ne kadar hakim olduğunu, yetersizliğini gösteriyor.
Yeni Anayasa süreciyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Koalisyon kurulursa daha demokratik bir Anayasa olabilir mi?
BEDRİ GÜLTEKİN: Daha demokratik lafının geçtiği her yerde bir soru işareti koyacaksınız. Her demokratik lafının arkasından daha büyük diktatörlük gelir. ABD bütün saldırılarını, katliamlarını özgürlük ve demokrasi adı altında yapıyor. Olaya böyle bakmak lazımdır. Dört parti yapmaya çalıştılar ama beceremediler. Şimdi ise hiç yapamazlar. Türkiye o dönemi geride bıraktı. Türkiye artık bir milli hükümete doğru gidiyor. Bunda da vatan partisi olduğunu göreceksiniz.
Erken seçim olur mu?
Banim kanaatime göre Türkiye altı ay ya da bir sene içinde tekrar bir seçime gidecektir. Çünkü Türkiye artık yönetilebilir bir ülke olmaktan çıktı. Ekonomi bitmiş bir durumda. Borç bularak ayakta kalınmaya çalışılıyor. Şuan son noktadayız. PKK tehlikesi açıkça ortadadır. Vatan partisinin merkezinde olduğu bir yönetim ortaya çıkacaktır.