HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz adaletgundemi.net adlı internet sitesine verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Mehmet Yılmaz, Silivri davaları sürecine atıfta bulunarak yargının 2007-2014 dönemi arasında "kirletildiğini" söyledi ve "93 yıllık Cumhuriyetin en zor zamanları 2007 -2014 arası süreçte yaşadık. Yargı içinde etkin duruma gelen bir grup maalesef yargısal yetkilerini adaletin tecellisi için değil, kendi grubunun çıkarları için kullandı, yargıyı amaçlarının aracı kıldı ve yapılan tüm cezai soruşturmalar yargı usulüne uymama ve sahte delil oluşturma gibi yargı tarihinde bu güne kadar görülmeyen yöntemlerle yargı kuşkulu hale getirildi, kirletildi" dedi.
"Yargı tuzak kurmaz" sözü hatırlatılan Mehmet Yılmaz'a röportajda, "Yargı tuzak kuranların, tuzaklarından kurtuldu diyebilir miyiz?" sorusu da yöneltildi. Yılmaz bu soruyu, "'Adalet Mülkün Temelidir' sözünün duruşma salonlarına asılan bir süs olmadığını çok pahalı bir şekilde öğrendik" ifadeleriyle yanıtladı.
İşte Mehmet Yılmaz'ın röportajda söylediği özetle o sözler...
SORU: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Daire Başkanı olarak yargıya güvenin yeniden sağlanmasına yönelik çok önemli tasarruflarda bulundunuz. HSYK seçimlerinden önceki 6-7 yılık sürecin halk nezdinde yargıya olan güveni tükettiğini de bir çok kez ifade ettiniz.
Bu konuyla ilgili olarak yargı da güven erozyonu nasıl ortaya çıktı? Erozyonun sebepleri nelerdir? 2014 yılında yapılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinden sonra oluşan yüksek kurul yargıda güvenin yeniden sağlanmasına yönelik hangi adımları atmaktadır? Yargıda güvenin yeniden sağlanması için öncelikleri nelerdir? 2014 sonrası yargıya güven endeksinde görülen artışa ilişkin tespitleriniz nelerdir?
MEHMET YILMAZ: Şunu ifade etmek isterim; Türk yargısı öğünülecek başarılarla dolu bir tarihe maalesef sahip değil, zor ve sıkıntılı dönemlerde adalet adına iyi bir sınav veremedik. Gurur duyduğumuz çok yetkin ceza ve hukuk hâkimlerimiz, savcılarımız oldu ama özellikle ülke olarak yaşadığımız darbe dönemlerinde veya ara dönemlerde yargı olarak övünebileceğimiz bir hikâyemiz olmadı. Ancak bütün bunlara rağmen 93 yıllık Cumhuriyetin en zor zamanları 2007 -2014 arası süreçte yaşadık. Yargı içinde etkin duruma gelen bir grup maalesef yargısal yetkilerini adaletin tecellisi için değil, kendi grubunun çıkarları için kullandı, yargıyı amaçlarının aracı kıldı ve yapılan tüm cezai soruşturmalar yargı usulüne uymama ve sahte delil oluşturma gibi yargı tarihinde bu güne kadar görülmeyen yöntemlerle yargı kuşkulu hale getirildi, kirletildi. Örgütlü suçlarla mücadelede etkin bir yöntem olan iletişimin tespiti ve kayda alınması o kadar hukuksuz kullanıldı ki bütün toplum korkutuldu, sindirildi.
TOPYEKÛN BİR TAKİP PARANOYASI OLUŞTU
Topyekûn bir takip paranoyası oluştu, son 2 yıldır yapılan idari ve adli soruşturmalarda tüm bu hususların gerçek olduğu herkesçe gözlendi. Ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan ve yıllarca tutuklu kalan insanların kesinleşen mahkûmiyetleri, Anayasa Mahkemesince hak ihlali saptamaları, yeniden yargılama sonunda verilen beraat kararları ve yapılan suç duyuruları hepsi birlikte toplumun yargıya olan güven duygusunu sarstı. Ülke yargısının içine düşürüldüğü perişan durumu gören, ülke adına kaygılanan gerçek hukukçular olarak bir araya gelen bizler YBP (Yargıda Birlik Platformu) adı altında birleştik. Bu birlik, hak diyen, hukuk diyen, hep hukuk zemininde kalan, hakimlik ve savcılık edebine sahip kişilerin birlikteliği idi, huzur ve güven veren saygın bir yargı için yola çıktık. Seçimi kazandıktan sonrada meslektaşlarımıza ve millete verdiğimiz söz üzerine emaneti emin ellere teslim etme, haksızlık ve hukuksuzlukla insanları mağdur edenden hukuk içinde hesap sorma, geçmişte haksız bir şekilde cezalandırılan veya terfisi engellenerek mağdur edilen meslektaşlarımızın durumunu düzeltme çabasına girerek yargıda yeniden güvenin tesisi için adımlar attık.
SORU: Yargı tuzak kurmaz şeklinde bir dönemin eleştirisini ve görüntüsünü üç kelimeyle dile getirmiştiniz. Yargı tuzak kuranların, tuzaklarından kurtuldu diyebilir miyiz? Yani, yargı tuzaklardan temizlendi mi?
MEHMET YILMAZ: Yargı tuzak kurmaz, tuzağı bozar, iftira atmaz, iftiraya karşı korur, ne pahasına olursa olsun insanların haksız ve hukuksuz bir şekilde mağdur edilmesine izin vermez. Tuzak kuranlardan kurtulduk mu bilmem ama bildiğim ne biz ne de bizden sonra gelenler yakın tarihten aldıkları dersle artık asla yargıda böyle bir yapının hâkim olmasına izin vermeyecektir. Toplum olarak ?Adalet Mülkün Temelidir? sözünün duruşma salonlarına asılan bir süs olmadığını çok pahalı bir şekilde öğrendik.
KAYNAK:ODA TV