Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından bakır işlemeciliğine ilgi son yıllarda yeniden artıyor. Meslekte 67 yılı geride bırakan bakırcı ustası Mevlüt İsmi, mesleğe ilginin arttığını ancak mesleği devam ettirecek çırak bulmada sıkıntı yaşadıklarını söyledi.
Gaziantep’in ilk bakırcı ustaları arasında yer alan Mevlüt İsmi, elindeki çelik kalemle bakıra şekil veriyor. Mesleğini severek icra ettiğini söyleyen İsmi, mesleğin ince işçilik gerektirdiğini, kendisinin dahi daha tam manasıyla usta olamadığını söyledi. Haktanır, ”72 yaşındayım ve aşağı yukarı 65 senelik bir mazim var ama tam manasıyla ustayım diyemem. İyi bir usta olmak için çıraklıktan yetiştik ama şimdi ise çırak yok. Diyor ki ’Evvela para’ ama bizde de anca bu kadar var. Vatandaşlardan bu yönde bir eğilim var. Ellerindeki bakır işe yaramayınca, çelik kullanıyor. Kalan bakırlara da hurdaya verse para etmeyeceğini düşünüp değerlendirmek amacıyla işleme ustalarına veriyor. Güzelce süsleyip duvara asacak. Süslemede de özellikle Allah ve Hz. Muhammed çok isteniyor. Parlatıcımız parlatıyor, kalaycımız kalaylıyor, nikelajcımız nikelaj yapıyor. Hepimiz bundan ayrı ayrı ekmek yiyoruz” dedi.
BİR DÖNEM MESLEĞE ARA VERMİŞ
Kendisinin bir dönem mesleğe ara verdiğini söyleyen İsmi, ara verdiği dönemde bile mesleğinden kopamadığını, bir şekilde sanatını icra etmeye çalıştığını ifade etti. Haktanır, ”İyi bir ustanın diğer özelliği resim çizimi iyi olacak. İyi bir usta olmak için bunun devamı geliyor. Desenlerin devamı çıkıyor. Resim çizmesini iyi biliyorsa bir insan bu işi yapar. Yani çizimi iyi olacak” şeklinde konuştu. Ele alınan bir sini süslemesinin meşakkatli bir süreçten geçtiğini söyleyen İsmi, şöyle devam etti:
”Bir sininin yapımını ele alırsak; şu an elimde bulunan sini bir gün asidin içinde durdu ve temizlendi. Bir gün de ben işlerim ve işlemesini bitiririm. Ondan sonra parlatıcıya gider, o da yarım günde parlatır ve geri bana gelir. Sonra yine birkaç saat düzeltilmesini yaparım. Yani bir ustalık toplam 3 günde ortaya çıkar. Fiyatlar yönünden de aslında sanatın hakkını alamıyoruz ama ben yine de memnunum. Yaptığım işe göre paramı alıyorum. İşleme sanatı için ilk önce bir çekiç gerekiyor. 200 gramlık bir çekiç ama kişinin gücüne bağlı bazıları daha ağırını kullanıyor. İşlemek için çeşitli zımbalarımız var. Bunları kendimiz yapıyoruz. Mesela bir çiçek yapacağım. Onun yapım sürecinde hangi zımbayı kullanacağıma karar veriyorum ve çelikten hemen ona uygun bir tane zımba yaparım. Ondan sonra da işlemesini yaparım.”