Gündem

Rektör Gür: Vatanınızı kurtarmak istiyorsanız çocuklarınızı kurtarın

GAÜN Rektörü Prof Dr. Ali Gür, çocukların cinsel istismardan korunması için toplumun tüm fertlerinin...

Rektör Gür: Vatanınızı kurtarmak istiyorsanız çocuklarınızı kurtarın
08-03-2017 05:25
Gaziantep

GAÜN Rektörü Prof Dr. Ali Gür, çocukların cinsel istismardan korunması için toplumun tüm fertlerinin üstüne düşeni yapması gerektiğini belirterek,  "Bir gün bu kurbanlardan birisi bizim çocuğumuz olabilir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Eğer vatanı kurtarmak istiyorsanız çocuklarınızı kurtarın’ uyarısını unutmamalıyız” dedi.

İSTİSMARA UĞRAYAN BİZİM ÇOCUĞUMUZ OLABİLİR

Gaziantep Üniversitesi  ile Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği işbirliği ile düzenlenen Çocuk İstismarı ve İhmaline Bütüncül Yaklaşım ve Hastane Temelli Çocuk Koruma Merkezleri konulu  panelin açılış konuşmasını yapan  GAÜN Rektörü Prof Dr. Ali Gür,  çocuk istismarlarını doğamız gereği saklamayı tercih ettiğimizi, bunun sonucunda da yeni travmalar ortaya çıktığını vurgulayarak, “Halbuki o travma yüzeye çıkıp da gerekli müdahaleler yapılmadıkça daha derinlere iner. Ruh acısı aynı zamanda fiziksel travmayı da tetikler ve gelecekte istismara maruz kalmış çocuk bir şekilde kendiside istismar etmeyi tercih eder. Çünkü doğası gereği intikamı bu şekilde alma inancı var” dedi. Toplumdaki her çocuğun istismar riski taşıdığına vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Ali Gür, “Hiç kimse unutmasın ki bir gün bu kurbanlardan birisi bizim çocuklarımızdan biri olabilir. Hiç birimiz buradan ayrı değiliz, korunmamışız. İhmal edilen, istismara uğrayan çocuklar sadece kırsalda, fakir çocukları, anne babası boşanmış çocuklar değil. Tam tersine zengin çocukları yediği önünde yemediği arkasında olan ama duygusal olarak boşluğa bırakılmış sevgisiz bırakılmış çocuklar arayış içerisinde maalesef kendilerine en yakın bireyler tarafından istismar edilebilirler.”

VATANI KURTARMAK İSTİYORSANIZ ÇOCUKLARINIZI KURTARIN 

Rektör Gür, insanların  geleceği , ikbal ve istiklali için yaşadığına işaret ederken, “Toplumların ikbal ve istikbalini belirleyen neslidir, çocuğudur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Eğer vatanı kurtarmak istiyorsanız çocuklarınızı kurtarın’ diyerek, vatanın bekası çocuğun bekasına bağlanmıştır. İnancımız da sağlıklı bir nesil korunmasını gerekli kılıyor” dedi.  Çocukları korurken çocukların doğal gelişimine de müsaade etmenin gerekliliğine de değinen Gür, konuşmasının devamında şunları söyledi:  "Anne babaların bazen aşırı korumacılıkları çocukların kendi benliklerini yok eder hale gelir. Çocuk sizin sözünüzün dışında adım atamaz duruma gelir. Korunaklı cam fanustan çıktıktan sonra da her şeyden sizin koruduğunuzu zanneder. En küçük aldatmacada kurban halindedir. O yüzdende korumak güzel anne babalar açısından. Çocuğumuzu koruyalım, ama doğal gelişimine de müsaade edelim. Hiç mikropla karşılaşmamış bir çocuğun bağışıklık mekanizması nasıl gelişecek? Türkiye Cumhuriyeti olarak biz çocuk ihmal ve istismar konusunda kanun ve yönetmeliklere çerçeve programlara imza atmış bir ülkeyiz. Biz batı ile doğu medeniyeti arasında kesişme noktasındayız. Bizim geçmişimizde insani değer vardır. İnsan aynı zamanda devletin bekası için şarttır. "

GÖÇÜN EN FAZLA ETKİLEDİĞİ KESİM ÇOCUKLAR

Panelin başkanlığını yapan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Aysel Baransel Isır, Gaziantep’in gerek ülke içi, gerekse ülke dışından göçün merkezi durumunda olduğunu belirtirken, göçün en fazla çocukları etkilediğini vurgulayarak şöyle dedi: “Göç de yeni sıkıntı ve travmaları ortaya çıkaran bir olgu. Ve en çok etkilenen kesimi de çocuklar. Bu konuda  birtakım çalışmalar yaptık.  Türkiye’deki çeşitli çocuk koruma merkezlerini gezerek, panelimizin konusunu belirledik. Amaçlarımızdan birisi de çocuk koruma amacıyla kurulan kuruluşlarının işbirliğinin gerçekleştirilmesini sağlamak. Çünkü, bu işbirliği çocuk istismarlarının önlenmesi açısından çok önemli.  Riskler arttıkça maalesef çocukların istismara uğrama oranı da artıyor. Bu panelimizde öncelikle Gaziantep’te çocuk istismarlarının önlenmesiyle ilgili neler yapabileceğimizi tartışacağız.”

ÖNCE İSTİSMARI ÖNLEMEYE ÇALIŞMALIYIZ

Çocuk Koruma Derneklerini Destekleme Derneği Başkanı ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Dağlı ise sunumunda, her çocuğun şiddetten arınmış bir yaşam hakkı bulunduğunu ve çocuklara yönelik şiddetin hiçbir şekilde kabul edilip, mazur görülmeyeceğini ifade ettiği sunumunda; çocuk istismarı kavramı ile yüzleşmemiz gerektiğini ve bunun toplumun her ferdinin sorumluluğunda olduğunu vurguladı.  Dağlı, konuşmasında çocuk istismarının önlenebilmesi için yapılması gerekenlerle ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı. “Bunun için istismarı önleme çalışmalarına öncelik vermeliyiz. Çocuk istismarı ve ihmaline bütüncül yaklaşımın önemini kavramalıyız. Her disiplin için konuya özgün eğitim almış yeterli sayıda uzman yetiştirmeliyiz. Disiplinler arası koordinasyon ve iş akışını sağlamalıyız. Çocuk Koruma Birimlerinin sayısını artırırken kalitesinden taviz vermemeliyiz. İstismar veya İhmale uğramış çocukların rehabilitasyon ve izlemine önem vermeliyiz.”

BAKILAMAYACAK KADAR ÇOCUK İSTİSMAR RİSKİNİ ARTTIRIYOR 

Toplumlardaki kaotik ortam, ekonomik yetersizlikler, şiddet  ve ihmalin en fazla çocukları etkilediğini vurgulayan Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Dernek Başkan Yardımcısı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Figen Şahin Dağlı ise, ihmal ve istismarların en önemli kurbanlarının da yine çocuklar olduğuna işaret etti. Ailelerin bakamayacakları kadar çok çocuk sahibi olmalarının da doğrudan çocuklara zarar verme, onları ihmal etme riskini arttırdığını ifade eden Dağlı, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Ebeveynlerin üvey olması, kişisel farklılıkları kenarda tutarak, aile içi geçimsizlik ve şiddet ortamının olması ve sosyal destek olmaması, yani komşu akraba gibi insanların birbirini destekleyen millet olarak sahip olduğumuz güzel özelliklerden uzak olması, sosyal normlarının olmaması, bakım veren kişinin alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olması, kendi geçmişinde şiddete uğramış olması çocuğa karşı istismar riskini arttırıyor. İstenmeyen gebelikten doğan, engelli, hiperaktif ve davranış bozukluğu olan çocuklar özellikle risk altında. Çocukları korkutma, kardeşler arası ayırım, lakap takma, aşırı ilgi de çocuklar için tehlikeli yaklaşımlardır. Çocukluğunda şiddet gören çocuk, daha sonra gücü yettiği herkese şiddet uyguluyor. Önce çocukların istismara uğraması engellenmeli, istismara uğrayanları koruma altına almalı ve tedavilerini gerçekleştirmeliyiz."

SADECE  YASAK VE CEZA İLE SORUN ÇÖZÜLEMEZ

UNİCEF Çocuk Koruma Programı Sorumlusu Göktan Koçyıldırım da, dünyada çocuk koruma alanında işlerin çok da iyi gitmediği vurgusu yaparken,  yapılması gerekenin çocukların korunacağı bir sistemin kurulması  olduğunu ifade etti. Türkiye’de istismarın her türüne ilişkin davaların arttığını belirten Koçyıldırım, “Rakamsal veriler, cinsel istismarların sadece cezai müeyyidelerin artırılarak veya birtakım yasaklarla çözülmeyeceğini göstermektedir. Burada yapılacak en önemli şey bence üniversite merkezli çocuk koruma merkezlerinin kurulmasıdır. Çocuk korumanın dünyanın hiçbir yerinde devletin tek başına çözebileceği bir sorun değildir. Yasaklarla da sorunun çözümüne inanmayanlardanım. Mesela, sosyal medyaya yasaklayalım diyoruz. Herkes kendi çocukluğunu gençliğini hatırlasın. Ben de şöyle diyorum; sosyal medyayı yasaklarsanız herkes daha çok girer. Yahut sanal şiddet olmasın diye sanallığı yasaklarsanız, çocuklar daha çok merak eder” dedi.

Öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği ve salonun hınca hınç dolduğu paneli, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Savaş Gürsoy, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Zeki Çelen,  Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Murat Taner Gülşen ile öğretim üyeleri ve sağlık çalışanları izledi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER