Yaşam

"4 bin civarında FETÖ'cü tasfiye edildi"

12-11-2018 11:32
Gaziantep

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Adalet teşkilatımız, gerekli mekanizmaları işleterek darbe girişiminin ardından içindeki FETÖ'cüleri en hızlı ve kararlı şekilde temizleyen kurum olmuştur. Bu çerçevede adalet teşkilatımızın içine vesayetin açtığı çatlaklardan sızmış 4 bin civarındaki FETÖ üyesi hakim ve savcı tasfiye edilmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen "Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni"ne katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, kura çekerek görevlerine başlayacak olan 403 hakim ve savcıyı tebrik ettiğini belirterek, hakim ve savcılara görevlerinde başarılar dilediğini söyledi. Adaletin insanlık tarihi kadar eski bir kavram olduğunu anlatan Oktay, ilk insanla başlayan adalet arayışının dünyanın sonuna kadar da devam edeceği beşeri bir mücadele olduğunu dile getirdi. Oktay, Türk tarihinin adalet konusunda geniş bir birikime sahip olduğunu ve toplumda adaletin tesisinin geçmişten bugüne önceliği olduğunu kaydederek, yargı sisteminde yapılan pek çok düzenlemeyle dosya yığınlarının önüne geçildiğini ifade etti.

"Adalet teşkilatımız, FETÖ'cüleri en hızlı ve kararlı şekilde temizleyen kurum olmuştur"

Oktay, 17-25 Aralık ile FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki hain darbe teşebbüsünün yargının bağımsız ve tarafsız olmasının adaletin tesisi açısından ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirterek, "Adalet teşkilatımız, gerekli mekanizmaları işleterek darbe girişiminin ardından içindeki FETÖ'cüleri en hızlı ve kararlı şekilde temizleyen kurum olmuştur. Bu çerçevede adalet teşkilatımızın içine vesayetin açtığı çatlaklardan sızmış 4 bin civarındaki FETÖ üyesi hakim ve savcı tasfiye edilmiştir. Aslında bunlara hakim ve savcı demek de doğru değil. Nasıl ki diğerlerine 'asker' demiyorsak 'asker elbisesi giymiş hainler' diyorsak, bunlara da hakim ve savcı elbisesi giymiş içimize sızmış hainlerden başka bir şey diyemeyiz. Kararlarını akıl ve vicdan yerine ideolojik bağnazlığa dayanarak alanlar ve bağımsız olmak yerine FETÖ, PKK ve diğer terör örgütlerinden talimat alanların ne adalet teşkilatımız da ne de devlet teşkilatımızın herhangi bir noktasında barınmasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz" diye konuştu.

16 Nisan 2017'deki halk oylaması sonucunda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının anayasal çerçeveye de alındığını dile getiren Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrılığının yeniden tesis edildiğini söyledi. Oktay, bundan sonraki süreçte adaletin tam tecelli etmesi açısından ihtiyaç duyulan kanunlarla ilgili TBMM'nin gerekli çalışmayı yapacağını ifade etti. Oktay, "Sevgili hakim ve savcılarımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde her zaman olduğu gibi sizlerin yanınızda olduğumuzu, devletimizin her türlü imkanını sağlamaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Sizlerden de beklentimiz adaletin tesisi ve adalet terazisini denge de tutmaktaki kararlılığınızı sürdürmenizdir. Vazifenizi yaparken bir mazlumun ahının arşı titretmeye yeteceğinizi aklınızdan çıkarmayınız" şeklinde konuştu.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise kura çekecek adayların avukatlık mesleğinden geliyor olmasının ayrıca önemli olduğunu dile getirerek, avukatlık mesleğindeki tecrübelerinin hakimlik ve savcılık mesleğine güç katacağına inandığını kaydetti. Avukatların toplumun ve bireyin haklarını koruyan önemli bir kamusal figür olduğunu söyleyen Gül, yargının hakim, savcı ve avukatla bir bütün olduğunu anlattı.

"Ticari uyuşmazlıklarının da alternatif çözüm yollarının arabuluculuğa dahil olmasını planlıyoruz"

Toplumdaki ihtilafların çözümünde adil ve etkili sonuçlar üreten bir sistemin varlığının çok önemli olduğuna dikkat çeken Gül, şunları kaydetti:

"Biz, bu sistemin varlığını yargısal adaleti sağlayan kurumsal imkanlarla sınırlı görmüyoruz. Yargısal adaletin yollarını açık ve hazır tutmak kadar toplumun sorun çözme kültürünü geliştirmek, sulh ve anlaşma yollarını da teşvik etmek değerlidir, gereklidir. Adaletin alternatifi yoktur. Adında alternatif sıfatı yer alsa bile bütün bu ve benzer usullerin mevcut kurumsal mekanizmaları tamamlayan yöntemler olduğunu biliyoruz. Vatandaşlarımızın adalete erişimini güçlendiren bu müesseseler, işlevsel açıdan da sistemi tamamlamakta. Bu anlayışla sistemimize kazandırdığımız uzlaşma ve arabuluculuk gibi alternatif usuller kayda değer gelişmeler göstermiştir. 1 Ocak 2018'den bu yana iş uyuşmazlıklarında devreye giren arabuluculuk uygulaması hem vatandaşlarımızın hakkına en kısa sürede ulaşmasını sağlamış hem de mahkemelerin iş yükünü hafifletmiştir. Bu dönem içinde arabuluculuk görüşmelerinin yüzde 70'i başarıyla, yani uzlaşmayla, anlaşmayla sonuçlanmıştır. Yine iş mahkemelerinin iş yükünü de yüzde 75 oranında azaltmıştır. Bu başarılı sonuçların verdiği cesaretle de arabuluculuk uygulamasını yaygınlaştırmak için önümüzdeki dönemde adım atmayı planlıyoruz. Bazı ticari uyuşmazlıkları da kapsama alma yönündeki çalışmalarımız devam etmektedir. Önümüzdeki dönem iş uyuşmazlıklarının yanında ticari uyuşmazlıklarının da alternatif çözüm yollarının arabuluculuğa dahil olmasını planlıyoruz."

"Hakim ve savcı sayımız 20 bine yükseldi"

Gül, son yıllarda hukuk fakültelerinden mezun olan hukukçuların yanı sıra avukatlık mesleğinden de önemli sayıda hakim ve cumhuriyet savcısı aldıklarına değinerek, kura töreniyle ilk görev yerleri belirlenecek 403 adayın da avukatlık geçmişinden geldiğini anımsattı. Gül, 403 hakim ve savcının göreve başlamasıyla birlikte 19 bin 606 olan hakim ve savcı sayısının 20 bine yükseldiğini kaydetti.

"Türk yargısı hiçbir örgüte teslim olmamıştır ve hiçbir örgüte teslim olmayacaktır"

Hakim ve savcı adaylarına aklın, hukukun ve evrensel değerlerin peşinden ayrılmamaları tavsiyesinde bulunan Gül, "Bu fikri koruduğunuz sürece vicdanlarınızın hatalı bir pusula gibi sizi hukukun yolundan ayırıp sarp ve tehlikeli patikalara sürüklemeyeceği muhakkaktır. Aklı ve vicdanı değersizleştirenlerin bu güzel ülkeye ödettiği bedel de asla unutulmamalıdır. İstikameti hukuktan ve vicdanından değil bağlı olduğu örgütten alan FETÖ mensupları sonuçta kendileri de büyük bir bedel ödeyerek perdeyi hüsranla kapatmıştır. Devletin ve yargının bir ölümcül virüsten temizlenmesi yolunda ne kadar büyük mesafe almış olursak olalım dikkat ve ihtiyatı elden bırakmadan mücadeleye devam edeceğimizi de vurgulamak isterim. Türk yargısı hiçbir örgüte teslim olmamıştır ve hiçbir örgüte teslim olmayacaktır. Türk yargısı, yargı yetkisini yalnızca Türk milleti adına hukuka bağlılıkla kullanacak, bağımsızlığından ve tarafsızlığından asla ödün vermeyecektir" dedi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER