Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ikinci çeyrekte yüzde 20’ler civarında bir büyüme beklediklerini belirterek, ülkenin ihtiyacının düşük enflasyon ve kur istikrarı olduğunu vurguladı.
Gaziantep’te sanayicilerle bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Elvan, Türkiye’nin ihtiyacının düşük enflasyon ve kur istikrarı olduğunun altını çizdi. 2020 yılının ardından küresel ekonominin yeniden toparlanmaya başladığını belirten Bakan Elvan, “Salgının etkilerinin azalmasıyla da hemen harekete geçtik, sizlerle birlikte istişare edelim istedik. Anadolu’nun nabzını tutmayı, görüş ve önerilerinizi bizzat dinlemeyi son derece önemsiyoruz. Geçen hafta Bursa’da başladığımız Anadolu turuna güneydoğunun incisi Gaziantep’le devam ediyoruz. Bu şehir çok güçlü bir genetik mirasa, eşsiz bir tarihi dokuya sahip. İpek Yolu’nun bu topraklarda hayat bulması, bugün taşıdığınız ekonomik potansiyelin, rekabetçiliğinizin ve ülkemize sunduğunuz katma değerin aslında tesadüf olmadığını gösteriyor. Gaziantep denince benim aklıma gözü pek girişimciler, cesaretli ve yenilikten korkmayan sanayiciler geliyor. Son 15 senede ihracat hacmini 8 kat artırabilmiş bir üretim altyapısından bahsediyoruz. Bakın aynı dönemde Türkiye ihracatındaki artış üç kata yakın gerçekleşmiş. Ortaya koyduğunuz bu başarılı performans bile başlı başına bu şehrin dinamizmini, enerjisini ve gelecekte yapabileceklerini çok net gösteriyor. Ben bugünkü buluşmamızın da her iki taraf açısından müspet sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Oldukça zorlu geçen 2020 yılının ardından küresel ekonomik aktivite yeniden toparlanmaya başladı. Üretim ve ticarete ilişkin küresel veriler, salgın öncesi seviyenin üzerine çıkıldığını gösteriyor. Ancak bu sektörel iyileşme maalesef tabana yayılmış durumda değil. Örneğin hizmetler sektörü hala zayıf bir performans gösteriyor, tabii bu zayıf performans da istihdamdaki toparlanmayı etkiliyor” dedi.
“Salgının getirdiği bir takım yapısal sorunlar var”
Salgının getirdiği bir takım yapısal sorunların olduğunu vurgulayan Bakan Elvan, “Bunlardan birisi, küresel enflasyon baskısı. Uygulanan olağanüstü parasal genişleme politikaları, kuraklık, salgınla artan stoklama eğilimi ve tedarik zincirindeki aksamaların da etkisiyle tüm dünyada emtia fiyatları yükselmeye başladı. Yılbaşından bu yana petrol fiyatları yüzde 75, endüstriyel metaller yüzde 51 ve tarımsal emtilardaki fiyat artışları yüzde 44 olarak gerçekleşti. Bu durum özellikle para politikaları üzerinde bir baskı unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin Amerika Merkez Bankası tarafından sözlü iletişimde sarf edilen tek bir kelime bile küresel finans piyasasında ani bir dalgalanmaya sebep olabiliyor. Küresel enflasyonun yanı sıra; artan bütçe açıkları ve borçluluk oranları da pek çok ülkenin önünde ciddi bir engel teşkil ediyor” şeklinde konuştu.
“Bizim önümüzdeki risk ve fırsatlar neler”
Türkiye'nin önündeki risk ve fırsatlara değinen Bakan Elvan, “Biz bu pandemi sürecini başarılı bir şekilde yürüttük. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde proaktif politikalar izledik, doğru zamanda doğru aksiyonlar aldık ve kararlı duruşumuzdan asla taviz vermedik. En başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere, kamunun tüm birimleri iş birliği içinde çalıştı. Süreç boyunca salgından etkilenen tüm kesimler için tedbirler aldık, ihtiyaç ve gereksinimler çerçevesinde ilave adımlar atmaya da devam edeceğiz. Malumunuz aşılamada yaklaşık 45 milyon doz seviyelerine ulaştık, özellikle son haftalarda önemli bir ivmelenme söz konusu. Ben bu durumun çok kısa süre içerisinde turizm başta olmak üzere hizmetler sektörüne canlanma getireceğini düşünüyorum. Salgınla mücadelede uyguladığımız politikalar, hem geçen seneyi hem de bu yılın ilk çeyreğini büyümeyle kapatmamızı sağladı. Yılın ikinci çeyreğinde de güçlü baz etkisinin etkisiyle çift haneli bir büyüme oranı bekliyoruz. Ki yüzde 20’ler civarında bir büyüme oranı bekliyoruz ikinci çeyrek için. Yılın tamamında ise yatırımlar, sanayi üretimi ve dış talebin de etkisiyle orta vadeli programda öngördüğümüz seviyenin üzerinde bir büyüme oranıyla karşılaşmamız muhtemel. İhracat tarafı da oldukça güçlü gidiyor. Bu sene ihracatta 200 milyar doların üzerinde bir performansa imza atabileceğimizi öngörüyoruz. Biliyorsunuz geçtiğimiz sene rekor düzeyde altın ithalatı söz konusuydu, bu alanda şubat ayında yaptığımız düzenlemelerin de etkisiyle altın ithalatında önemli bir yavaşlama görmeye başladık. Dolayısıyla iç talebin kontrollü bir şekilde devam etmesi ve turizm gelirlerinin artması şartıyla cari açık tarafında bu sene bir sorun görmüyoruz. Kamu maliyesi göstergeleri de hedeflerimizle gayet uyumlu gidiyor. Bu sene için milli gelire oranla yüzde 3.5'luk bir bütçe açığı hedefi ortaya koyduk. Disiplinli politikalar sonucunda oluşturacağımız bu mali alanı vatandaşlarımız için kullanmaktan asla çekinmeyeceğiz. Tabii bunu yaparken de orta vadeli bütçe hedeflerimizden sapmayacağız. Kısaca özetlemeye çalıştığım gibi büyüme, ödemeler dengesi ve kamu maliyesi tarafı olumlu sinyaller veriyor” ifadelerini kullandı.
“Sorun, enflasyonda ve döviz kurunun oynaklığında”
Sorunun enflasyon ve döviz kurunun oynaklığında olduğunu söyleyen Bakan Elvan, “Bu ülkenin ihtiyacı düşük enflasyon ve kur istikrarı. Fiyat istikrarı olmaksızın sürdürülebilir bir büyüme ve refah artışından bahsedemeyiz. Refah için büyüme, büyüme için yatırım, yatırım için de daha az belirsizlik, dolayısıyla da fiyat istikrarı şart. Bu noktada Merkez Bankasının fiyat istikrarına odaklı kararlı bir duruş sergilemesi çok önemli. Disiplinli ve öngörülebilir politikalar, enflasyonla mücadelede kesinlikle başarı getirecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Enflasyonla mücadeleyi elbette sadece para politikası perspektifinden de görmüyoruz. Maliye politikalarımız ve yapısal önlemler de fiyat istikrarını destekler niteliktedir. Hatta gerekmesi durumunda makro-ihtiyati tedbirleri almaktan da çekinmeyeceğiz. Bizim amacımız, toplumdaki her ferdin refahını artırmak. Bu amaç için kaliteli bir büyüme politikasına ve daha adaletli gelir dağılımına ihtiyacımız var. İşte tüm bu hedeflere ulaşabilmek için, yüksek enflasyondan kurtulmamız şart. Biz üzerimize düşen tüm görevleri sizlerin de desteği ile yerine getirmekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.
“Ekonomi reformları kapsamında da önemli adımlarımız olacak”
Ekonomik reformlar kapsamında önemli adımların atılacağını müjdeleyen Bakan Elvan, “Örneğin, Vergi Usul Kanunumuzda önemli değişiklikler yapacağız. Bunların başında iktisadi kıymetlerin değerlemesine ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Değerleme hükümlerini, ekonomide ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak güncelleyeceğiz. Şirketlerin sermaye yapısını güçlendirici ve özkaynakla finansmanı teşvik edici düzenlemeler yapacağız. Örneğin nakit sermaye artırımında yüzde 50 olarak uyguladığımız kurumlar vergisi indiriminin, artırılan sermayenin yurt dışından getirilmesi durumunda yüzde 75 olarak uygulanmasına imkan veren bir düzenleme yapacağız. Yeni yatırımlara yönelik teşvik programlarında hak edilen yatırıma katkı tutarının kurumlar vergisi haricindeki diğer vergi ödemelerinden de belli oranda indirilebilmesine imkân sağlayacağız. Yeniden Yapılandırma Kanunu da bu haziranda yürürlüğe girdi. Vergi dairelerine, gümrük müdürlüklerine, Sosyal Güvenlik Kurumuna, büyükşehir belediyeleri ve belediyelere, İl Özel idareleri ve YİKOB’lara borcu olan tüm vatandaşlarımızın borçlarının yeniden yapılandırılmasını mümkün kıldık. Yapılandırma Kanunu, ihtilafların sonlandırılması amacıyla dava safhasında olan alacakların da yapılandırılmasına imkan sağlıyor. Yine matrah ve vergi artırımı düzenlemesi konusundaki talepleri dikkate alarak matrah artırımı düzenlemesi yaptık. Buna göre 2016 ile 2020 yıllarına ait Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Gelir/Kurumlar Stopaj vergileri, Katma Değer vergileri için matrah artırımı yapılabilecek. Artırımda bulunulan yıllar ve vergi türleri için vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak. Böylece işletmelerin geçmiş yerine artık geleceğe odaklanmalarını istiyoruz. Bahsettiğim bu imkânlardan yararlanmak isteyenlerin başvurularını ağustos ayı sonuna kadar yapması gerekiyor” dedi.
“En önemli hususlardan birisi şirketlerinize uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamak”
En önemli hususlardan birisinin şirketlere uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamak olduğuna değinen Bakan Elvan, “Gündeminizdeki en önemli hususlardan birisinin, şirketlerinize uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamak olduğunun farkındayız. Bu konu elbette bizim de gündemimizde. Az önce de bahsettim gerek özkaynak finansmanının teşvik edilmesi gerekse de halka arzların kolaylaştırılması yoluyla şirketlerinizin sermaye yapısını güçlendirmek için çalışıyoruz. Aslında diyoruz ki, karşınızda sadece bankalar yok, bir de sermaye piyasaları var. Malumunuz sermaye piyasalarına yatırımcılarımızın ve şirketlerimizin ilgisi son dönemde önemli düzeyde arttı. Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısı iki milyonun üzerine çıktı. 2021 yılında yapılan 21 adet halka arzla birlikte halka arz büyüklüğü 11 milyar liranın üzerinde gerçekleşti. Sermaye piyasaları sizlere çok çeşitli imkanlar sunuyor. Halka arzlar yoluyla uzun vadeli özkaynak finansmanı sağlayarak sermaye yapınızı güçlendirebilirsiniz. Halka arz yapan şirketler için getirilen iki puanlık kurumlar vergisi indiriminden faydalanabilirsiniz. Bunlara ek olarak sermaye piyasalarının şirketlerinize dolaylı katkıları da olur. Aile şirketlerinin Türkiye’de ömrü maalesef uzun değil, aile şirketi olmanın zorluklarını kurumsallaşarak aşabilirsiniz. Halka arz sonrası şirketiniz daha görünür ve bilinir hale geleceği için gerek yerli gerekse yabancı şirketlerle iş yapma imkânlarınız artar. Şirketinizin pay değeri borsada şeffaf bir şekilde belirlendiği için, şirket paylarının alınıp satılabilmesi daha kolay hale gelir. Borsada işlem gören şirket paylarını teminat olarak gösterip, kredi imkanlarından daha kolay ve uygun koşullarda faydalanabilirsiniz. Ben buraya gelmeden önce Sermaye Piyasası Kurulu’ndaki arkadaşlara Gaziantep’in performansını sordum. Onlardan şöyle bir bilgi de aldım. Geçtiğimiz sene şubat ayında sermaye piyasalarımızın tanıtımı ve firmalar için getirdiği avantajlara yönelik etkinliklerin ilkini Gaziantep’te yapmışlar. Aslında buraya büyük bir heyecanla da gelmişler. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki yapılan tanıtımlara rağmen son bir yılda Gaziantep’ten hiçbir şirket sermaye piyasalarına ilgi göstermemiş. Yani tek bir firma bile halka arz başvurusu yapmamış. Sanayi denince akla gelen ilk şehirlerden olan Gaziantep’e bu performans yakışmıyor. Benzer durumda olan Denizli, Kayseri, Manisa, Aydın ve Çanakkale gibi şehirlerdeki şirketlerimiz halka arzlar yoluyla sermaye piyasalarını alternatif bir finansman mecrası olarak kullanıyorlar. Ben diyorum ki, gelin bu toplantı sizler için bir milat olsun” diye konuştu.
“Bu şehirden en az 5 şirket borsada işlem görmeli”
Gaziantep’te en az 5 şirketin borsada işlem görmesi gerektiğinin altını çizen Bakan Elvan, “Bakınız halihazırda borsaya kote Gaziantep merkezli şirket sayısı sadece 2 adet. Eğer bir şehirde 5 şirket borsada işlem görüyorsa Borsa İstanbul o şehre ilişkin bir endeks hesaplayıp yayımlıyor. Mevcut durumda bu endeks Adana, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Kayseri, Kocaeli, Konya ve Tekirdağ gibi şehirler için hesaplanıyor. Bana kalırsa eksiği yok, bilakis fazlası var. Siz kıymetli sanayicilerimiz sermaye piyasalarını daha fazla kullanmalı ve bu güzel şehrin marka değerine katkı sunmalısınız. Finansman konusuna değinmişken, Kredi Garanti Fonu’na da özel bir parantez açmak istiyorum. Bundan böyle KGF’nin teminat verirken gözeteceği ilk unsur, doğru yere ve doğru işe gidecek kredilerin teminatlandırılması olacaktır. Bu seçicilik kimi zaman bölge bazında, kimi zaman sektör bazında, kimi zaman da ürün noktasında devreye girecek. KGF teminatlı kredileri, tedarik zinciri sistemini güçlendirmek için de kullanacağız. İhracatçılarımızın finansmana en kolay ve en ucuz şekilde ulaşmasını sağlamak için de önemli adımlarımız olacak. İhracatçılarımıza sağladığımız finansman kaynaklarını daha da arttıracağız. Önümüzdeki günlerde açıklayacağımız Eximbank kredileriyle cesur ihracatçılarımızın daha fazla yanında ve yakınında olacağız. Dünyada girmediğimiz bir ülke pazarı kalmayıncaya kadar ne Gaziantep’e, ne Türkiye’ye ne de bizlere mola yok” şeklinde konuştu.