İstanbul Askeri Casusluk Davası'nda mahkeme heyeti kararını açıkladı. Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada kararı Mahkeme Başkanı Selçuk Kaya okudu. Tüm sanıkların beraatına hükmeden mahkeme heyeti, dijital delillere ilişkin sorumlu bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Mahkeme sanıkların cezaevinde kaldıkları süreye ilişkin tazminat davası açmaları yönündeki hakkını da hatırlattı.
“DİJİTAL TERÖR DAVASI OLMALI”
Mahkeme heyeti Başkanı Selçuk Kaya, kararını açıklamadan önce "Bu davanın adı aslında bana göre askeri casusluk davası değil, dijital terör davası olmalı" dedi. Kaya'nın bu sözü salonda alkışlarla karşılandı. Anayasa Mahkemesi'nin "İstanbul Askeri Casusluk" davasıyla ilgili verdiği 'Hak ihlali' kararının ardından yeni bir gelişme daha yaşandı. Dava kapsamında alınan mahkumiyet kararları Yargıtay tarafından bozulan 14 sanığın yargılandığı davalara ilişkin bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Bilirkişi raporunda, "İnceleme bulgularına göre video dosyalarının birden fazla farklı kodlayıcı veya çözücü ile farklı çözünürlüklerde farkı video düzenleme programlarıyla oluşturulmuş oldukları anlaşılmıştır" denildi.
40 SAYFALIK RAPOR HAZIRLANDI
7 ay sonra hazırlanıp duruşmadan bir gün önce Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Bilişim ve Teknoloji Suçları Şubesi tarafından mahkemeye gönderilen 40 sayfalık bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Bilişim ve Teknoloji Suçları Şubesi Adli Tıp Uzmanı Daire Başkan Vekili Uzman Dr. Tuncay Çınar, İnceleme Uzmanı Şube Müdür Vekili Semih Dokurer ve İnceleme Uzmanı Timur Kaan Gündüz ve Doç. Dr. Yalçın Büyük tarafından hazırlandı.
SANIK AVUKATLARININ SORULARINA VE CEVAPLARINA YER VERİLDİ
Davanın görüldüğü Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen raporun giriş kısmında, incelenen materyallere ait bilgiler ile inceleme yöntemleri aktarıldı. Raporun bulgular ve sonuç kısmında, inceleme konusu materyaller üzerinde yapılan ilk görsel incelemede, üzerinde herhangi bir fiziksel hasar görülmediği ifade edildi. Sanık avukatları tarafından hazırlanan sorular ve cevaplarına yer verilen raporda, olay yeri incelemesi esnasında dikkat edilmesi ve yerine getirilmesi gereken teknik konular 4 maddede anlatıldı.
"NASIL BİR MÜDAHALENİN OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN OLMAYACAK"
Dijital delillerin olay yerine müdahale esnasındaki haliyle kalacak şekilde muhafaza edilmesi ve incelenerek raporlanmasına kadarki süreç içerisinde içeriğinin değişmediğinin garanti edilmesi gerektiği belirtilen raporda, "Deliller olay yerinden ne kadar sağlıklı toplanırsa, sonuçları da o kadar sağlıklı olacaktır. Dijital medyaya el koyma anından, delilin ilk veri özet değeri hesaplanmasına kadar geçen süre içinde veriler üzerinde bir müdahalenin yapılıp yapılmadığını, müdahale yapılmışsa da nasıl bir müdahalenin olduğunu söylemek her zaman mümkün olmayacaktır" ifadesi kullanıldı.
"DOSYANIN İÇİNDEKİ BÖLGE YAZILIMLAR KULLANILARAK DEĞİŞTİRİLEBİLİR"
Raporun 'meta verilerinin değerlendirilmesi' bölümünde bilirkişiler, "Sadece bir dokümana ait meta verilerine bakılarak dokümanın meta veride adı, soyadı veya kimlik numarası gibi, kimlik bilgileri girilen bir kişi tarafından oluşturulduğunu şüphe bırakmadan kesin olarak söylemek doğru değildir. Aynı şekilde, bir dokümanın meta verilerinin kullanıcının kimlik bilgilerinden farklı olması da, bu dokümanın o kullanıcı tarafından oluşturulmadığının kesin delili değildir. Bir dosyanın içindeki herhangi bir bölge hex editör gibi düşük seviyede dosya erişimine izin veren yazılımlar kullanılarak değiştirilebilir" dedi.
"MANİPÜLASYON YAPILIP YAPILMADIĞI..."
Bilirkişi raporunun son bölümünde, sanık avukatları tarafından sorulan sorular üzerine yapılan incelemelere ve cevaplara da yer verildi. Sanık avukatlarının dosyaların üst veri bilgilerine dışarıdan müdahale ve maniple yapılıp yapılmadığı hususundaki sorularına, bilirkişiler, raporda, "Dosyanın içeriğindeki herhangi bir yer hex editör gibi yazılımlar kullanılarak değiştirilebilir. Böyle bir durumda dosyanın içeriği değişeceğinden veri özet değeri de değişecektir. Söz konusu durumun tek başına manipülasyon yapıldığı ya da yapılmadığı hususunda kanaat oluşturmaya yeterli olmadığı değerlendirilmiştir" cümleleriyle yanıt verdi.
"VİDEO DÜZENLEME PROGRAMLARIYLA OLUŞTURULMUŞ"
Bilirkişi raporunda, sanık avukatlarından İhsan Nuri Tezel'in 11 No'lu DVD içinde yer alan müstehcen uzantılı video dosyaları sebebiyle Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama esnasında bilirkişiden rapor alındığı, raporda tüm dosyaların tek bir bilgisayarda oluşturulmuş olduğu, DVD'nin manipülatif olarak üretilmiş olabileceğinin belirtildiği ve bu tespite katılıp katılmadıkları şeklinde soru yönelttiği ifade edildi. Bilirkişi raporunda sorunun yanıtı olarak, "İnceleme bulgularına göre video dosyalarının birden fazla farklı kodlayıcı veya çözücü ile farklı çözünürlüklerde farkı video düzenleme programlarıyla oluşturulmuş oldukları anlaşılmıştır. Ancak mevcut bulgularla bu dosyaların bir kişi ya da birden fazla kişi tarafından oluşturulmuş olduklarına dair bir yorum yapmak mümkün olmamıştır" ifadesi kullanıldı.
Yine sanık avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu'nun dijital verilerde virüs bulunup bulunmadığı sorusuna ise "Medyaların içerisindeki tüm dosyalar laboratuvarımızda bulunan antivirüs yazılımı ile taratılmış ve virüslü olduğu tespit edilen dosyaların listesi eklerde sunulmuştur" karşılığı verildi.
BİLİRKİŞİ RAPORU İSTENMİŞTİ
İstanbul Askeri Casusluk Davası'nda Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi geçtiğimiz Haziran ayında, tüm dijital materyallerin Adli Bilişim Raporunun alınması için Adli Tıp Kurumu'na göndermişti. Mahkeme, soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılmış değerlendirme ve raporların eklenerek varsa farklılıkların çelişkilerin bilirkişi heyetince açıklanmasının istenmesine karar vermişti.
"BİR KUMPAS DAHA TESPİT EDİLMİŞTİR"
Sanık avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu, bilirkişi raporuna ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında, "Askere yapılan bir kumpas daha teknik olarak tespit edilmiştir" dedi.
Adli Tıp Kurumu heyeti tarafından yapılan incelemede medya araçlarının incelenmek üzere el konulması aşamasında medya araçlarının özet değerlerinin (HASH) alınmadığını belirten Avukat Saraçoğlu, "İmajlarının çıkarılmamış olması nedeniyle dijital medyanın içerisindeki veriler ile sonradan alınan imaj dosyasının içerisindeki veriler, HASH alındıktan sonra karşılaştırılamamıştır. Bu nedenle el konulan medya araçlarındaki dijital kayıtların güvenliğinden söz edilemez" cümlelerini kullandı.
"SAHTECİLİĞİN AÇIK GÖSTERGESİ"
İncelenen dosyalar içinde virüslü dosyaların bulunduğunu kaydeden Avukat Saraçoğlu,"Normal Windows işletim sistemine göre son değişiklik tarihinin son erişim tarihinden sonraki bir tarih olması gerektiği, hiçbir şekilde 'oluşturma tarihinden' önce olamayacağı tespiti yapılmıştır. Ancak dosyalarda son değişiklik tarihi, oluşturma tarihinden önce olan dosyaların bulunması, sahteciliğin açık göstergesidir" dedi.
Odatv.com