14 Fakültesi, 3 Yüksekokulu, Türk Musikisi Devlet Konservatuarı,3 Enstitüsü ve 9 Meslek Yüksekokulu ve 44 Bini Aşkın Öğrencisiyle GAÜN’ün Genç, Dinamik, Heyecanlı Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ile gündeme dair röportajımız..
Prof. Dr. Ali Gür kimdir?
ALİ GÜR: 5 yaşında ilköğretime başlayan, Elazığ’ın bağrından çıkıp dindar kimlikli bir aileden doğan, milli hassasiyetleri yüksek, hayatını hep okuyarak geçiren ve Allah’ın nasip ettiği ölçüde de başarılar nasip olmuş bir ilim adamıdır.
Akademik geçmişiniz etkileyici başarılarla dolu..
ALİ GÜR: Ulusal ve uluslararası birçok ödül ve teşvike layık görülmüş olup; 2004 yılında Pfizer Articulum Fellowship bursunu kazanarak 1 yıl süreyle Leeds Üniversitesi Romatolojik araştırmalar merkezinde erken romatoid artrit, ankilozan spondilit, psoriatik artrit ve biyolojik ajanlar üzerine çalıştım. Sonrasında yine pek çok ödüller aldım.
Gaziantep’i neden tercih ettiniz?
ALİ GÜR: Buraya geliş sürecimde de, şuan da sadece Türkiye’nin değil dünyanın başına bela olan FETÖ yapılanmasının karşısında olduğum için 2008 yılında onlarla mücadele ederek buraya gelmek zorunda bırakıldım yıllarda Dicle Üniversitesindeydim. Orada bilim adamlığı üretimini yapamayacağımı anlayınca ayrılarak Gaziantep Üniversitesine geldim. Burada hizmetlerime devam ettim. Ve Allah nasip etti başarılarla kendimizi burada ortaya koyduk. Bilim insanı olarak ta, itibarımızla da önce üst yönetim ve şimdi de rektörlük nasip oldu.
Mücadeleci bir yapınız olduğunu göz önüne alırsak siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?
ALİ GÜR: Ali Gür Hoca dediğinizde ilk akla gelen şudur; çalışmaktan hiç korkmayan ve Gaziantep Üniversitesindeki en başarılı ilim adamlarındandır. Dünya sıralamasında da sadece yönetici değil aynı zamanda iyi bir hekimdir. Aynı zaman da Ali Gür toplumla iletişimi iyi ve iyi bir sosyal alt yapısı olan, şuanda da Türkiye’ de akademik yapıda büyük bir derneğin de başkanlığını yönetiyor.
Hangi dernek bu sayın rektörüm?
ALİ GÜR: Hür Akademisyenler Derneği. Dolayısıyla Ali Gür Hoca hem idarecilik yapar. Hem bilimini üretir. Hem sosyal konulara temas eder. Hem de toplumla hemhal olup bütünleşmeyi de ihmal etmez.
Sizin döneminizde GAÜN’ ü neler bekliyor?
ALİ GÜR: İnşallah 4 yıllık süremiz de görevlerimizi en iyi şekilde yapmayı hedefliyoruz..
Önceliğimiz kurumsal kimlik oluşturmak. Hatır gönül ilişkileriyle iş yapmaya son verip her şey kurumsal olarak oturuşmasını sağlamak. Bizden sonra gelecek olan arkadaşlarımızda bu kurumsal kimlikle kuralları oturmuş, geleceğe vizyon olan bir üniversiteyi teslim alsınlar istiyoruz. Alnımızın akıyla hoş bir seda bırakarak bizden sonrakilerle devrettiğimizde hayatta en büyük mutluluğu da yakalamış olacağız.
“KİMSEYE EYVALLAHIM OLMUYOR”
Çok büyük iddialarla göreve geldiniz. Çekinceleriniz var mı?
ALİ GÜR: Ben Elazığlıyım ama kendi memleketime hizmet edemedim. Nereye gidersem oraya hizmet etmekten de hiç tereddüt etmem. Elimi taşın altına koyacak kadar net bir adamım. Hayatta korku taşımam. Çünkü beynimde bagajlarım yok, yüreğimde sakladıklarım yoktur. Her şeyi açık ve şeffaf yaşarım. Kimsenin de tehditlerine boyun eğmem. Bu kadar da net bir adamım. Gücümü nereden mi alırım?
Öncelikle Allah’ıma çok büyük inancım var. Diğeri de bilim adamıyım ve kendim çalışarak , çabalayarak, tırmanarak bu yerlere geldim. O yüzden de kimseye eyvallahım olmuyor. Ali Gür işte tamda budur.
Projelerinizden bahseder misiniz?
ALİ GÜR: Türkiye çok dinamik ve genç bir ülke. Ama enerjisini sadece kendi içerisinde tartışmalarla ve birbirinin ayağına çelme takmayla tükettiği için asıl hedeflerine ulaşamıyor. 15 Temmuz aslına bakarsanız şerdi. Ama sonucunda büyük bir hayır çıktı, fırsata dönüştü. Milli birlik ve beraberlik ruhu içerisinde Kürdü, Türkü, Arabı, Çerkezi, Alevisi, Sünnisiyle , bütün partilileriyle herkes “vatan mevzu bahis “ olunca elini taşın altına koydu. En güzeli de farklılıklarını bir kenara attı. İşte üniversitemizi bu milli birlik ve beraberlik ruhunu ayrışan, çatışan bir üniversite değil, birlikte tek yöne hedefe kilitlenmiş, vizyoner, çalışan üreten bir üniversiteye dönüştürmek için en büyük hedefim benim. Ben bu fırsatı değerlendirmek adına ki fikrim net ortadadır. Üst yönetimi şekillendirirken sosyal demokrat, milliyetçi, dindar her görüşü bir araya getirerek toplu yürek halinde hizmet etmelerini amaçladım. Ve şuanda da iyi gidiyor.
Terör örgütlerinin üniversite de yapılanmalarıyla mücadeleniz nasıl olacak?
ALİ GÜR: Önemli projelerimizden birisi de budur zaten. Biz vatana ihanet olan yapılarla asala barışık olamayız. Bu sadece FETÖ ile kısıtlamayarak ki o en hainidir. DAEŞ ,PKK ve alfabenin içerisinde bir başka adda olur. Kim olursa olsun vatana ihanet edenlerle bizim sorunumuz vardır ve onlarla mücadele etmek bizim görevimizdir. Ancak görevi yürütürken de bunlara iltisakı olanlara zerre kadar asla tolerans olamaz. Kardeşimizde olsa, babamızda olsa fark etmez. Fakat birilerinin de bu süreçten hareket ederek fırsatçılık yapıp kendi hırslarını kendi kırgınlıklarını ve kızgınlıklarını hesaba dahil edip temiz insanlara da iftira üretmesine asla izin vermeyiz.
Kurunun arasında yaşlarında yanması gibi toplumda tedirginlikler yaşanıyor..
ALİ GÜR: Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Merhametimiz bu yapıya müntesip olanları görmeyecek kadar aşmaz. Adaletimizde mağdur edilen insanları lekelenmiş olan insanları kendi haline bırakacak kadar da keskin kılıçtır. Onların mutlaka bir yanlışa girmelerine izin vermeyiz. Yani birileri gelip burada hesap görmeye kalkmasın. Yanlış yapan varsa bedelini öder ama birileri de birilerine iftira ederse oda bedelini öder. Mağdurların zarar görmesine engel oluruz. Yoksa bu yapı mağdur insanların arkasına saklanıp onları kalkan olarak kullanır. Bunu istemiyoruz. Devletimizin hassasiyeti aynen bizde de bakidir. Devlet şuan bu konuda çok hassas davranıyor. Elinde verileri biriktirmiş ve veriler üzerinden hareket ediyor.
Okulların açılmasın az bir zaman kaldı. Pek çok sayıda akademisyen de açığa alındığından ortaya çıkan boşluklar nasıl giderilecek?
ALİ GÜR: Devlet 1800’ lü yıllardan kuruluşu devam eden kadim kuruluşlarını bile kapattı. Dolayısıyla bir fakülte de bir bölüm ana bilim dalında hoca kalmamış bu çok sorun değildir. Onu siz tedarik edersiniz Dışarıdan hocada getirirsiniz ya da mevcut hocalarınız biraz daha yüksek performansla çalışırlar. Sonuçta ve o açıklar mutlaka kapanır. Siz sürekli ihanet içerisinde yüz kişiyle arkanızı kollayarak çalışmaktansa, net, vatanına aidat hisseden dürüst on kişiyle daha iyi performans gösterebilirsiniz.
Yeni öğretim yılına hazır mısınız?
ALİ GÜR: Devletimiz tarafından kapatılıp bize devredilmiş olan bir kampüs var ve kampüsümüzün isim değişikliğiyle ilgili senato kararımızı aldık. Yeni ismi “Gaziantep Üniversitesi 15 Temmuz Yerleşkesi” dir. Bu ismi vermemizin sebebi de o gece yaşananlar hiç unutulmasın, vatana ihanet edenler sürekli hatırlansın.
Belki “15 Temmuz vakası “ ders kitaplarına da girebilir..
ALİ GÜR: Tabi ki de girecektir ki çünkü bu bir kurtuluş mücadelesidir. İkinci bir Çanakkale’dir. Ve bu milletin işgal hareketine karşı dimdik duruşu takdire şayandır. Nereye ismini verirsek de hakkıdır. Bizde milletimize bu hakkı teslim etmek istedik.
Zirve Üniversitesinin yaklaşık dokuz bin öğrencisi var. Onların durumu ne olacak?
ALİ GÜR: Aktif öğrenci sayısı altı bin iki yüz civarı. Fakat inaktif olup, var gibi görünüp de olmayan öğrenciler var. Onun sayısı biraz daha farklı. Oranın sistemi bize aktarılıyor. Aktarılırken de bazı şeyleri daha net görmeye başlıyoruz. YÖK, bu öğrencilerimiz mağdur olmasın diye uğraşıyor ki, öğrenci eğitim hakkı kutsaldır ve bu hak kimsenin elinden alınamaz. Devletimiz de devletliğini yapıyor ve onlara hakkını veriyor. Onlara” siz taban puanlarınıza göre tercih yapın. Girdiğiniz yılda puanınız neyse o puana göre on tane tercih yapın, yerleştireceğim” demekte .
Bazı ailelerin çocuklarının puanları buraya yetmeyip diğer illere yönelme mecburiyeti olduğunda, eğer aile göndermek istemiyorsa, olanakları yoksa onlara da devlet yine imkân tanıyor zaman” özel öğrenci “olabilirsin, diyor. Âmâ özel öğrenci geldiği zamanda garantör üniversitede sadece özel öğrenciliğini yapabilir ama diplomasını yine yerleştirildiği üniversiteden alacak.
Burslu olanların durumu ne olacak?
ALİ GÜR: Devlet diyor ki kazanılmış hak, kazanılmıştır. Eğer çocuğumuz yüzde yüz burslu olarak kazanmış ve kılavuzda da yüzde yüz burslu diye belirtilmişse onda sıkıntı yok. Ama kılavuzda bursu yüze yirmi beş görünüyor ama kendisinde bazı özel burslarla yüzde yüze çıkarılmış. Devlet derki, sadece senin kılavuzda geçerli olanı kabul ederiz. Bu hakkın bakidir, der. Asla devlet mağduriyet oluşturmuyor. Ancak birilerinin fırsatçılık yapıp giremeyeceği bölümlere girmesine de müsaade etmiyor adalet gereği.
Bir anda karşılaşacağınız öğrenci yoğunluğu sizde rahatsızlık yaratabilir mi?
ALİ GÜR: Bizim mevcut 44 bin öğrencimiz var. Oradan gelecek olan öğrenci sayısı ne kadar olur? Şimdilik bilmiyoruz. Ama yeni kampüs artık bizim ve onu da hemen aktif olarak kullanacağız.
Biz şimdiye kadar Sanayisi ve kültürü ile gelişmiş bir şehir olarak neden eğitim ve bilim alanında gereken başarıyı gösteremedik? Bilim ve eğitim alanlarında neden bir OTTÜ veya Bilkent olamıyoruz?
ALİ GÜR: Göreve gelirken de biz bu heyecan ve özgüvenle geldik. Biz hizmet etmek isteyen her fikre kapılarımızı açıp tamamen bilimin ışığında, hiçbir illegal yapıyla bağlantısı olmadan, tamamen eğitim odaklı bir kurum olmayı amaçlıyoruz. Özellikle de istiyoruz ki her kurum öncelikle kendi işini yapsın. Herkes dışarıdan üniversiteyi dizayn etmeye kalkarsa o zaman üniversite yönetilemez hale gelir. Herkes kendi işini en iyi şekilde yapmaya çalışırsa o zaman Gaziantep’imiz ismine layık bir şekilde, sanayisi ve kültürüyle, gastronomisiyle olduğu gibi bilim alanında da en yüksek seviyeye çıkar. Bu dönem üniversitemiz adına da bir şanstır. Çünkü üniversiteleri kendi çıkarları için kullanan hain yapılar ayıklanıyor. Artık milletine hizmet etmek insanlar var.
“BENDEN OLSUN MANTIĞI OLMAYACAK”
ALİ GÜR: Dışarıdan üniversiteye etkileşim her halükarda etkili ortak işbirlikleri olmalıdır ama burayı kendi çiftliğimiz gibi de görmeyeceğiz
Sanayide pek çok alanda çok zeki yeteneklerimiz vardır. Alaylı dediğimiz, kendini çok iyi yetiştirmiş yeteneklerimiz var. Patentler alacak insanlarımız var. Ben bunları da üniversitemizle buluşturmak istiyorum. Öğrencilerimizle tecrübelerini paylaşabilecekler. Doktora ve yüksek lisans imkânları alarak patent alabilecekler. Onlar üniversitenin kimliğinden yararlanırken bizden dünyada patentler elde ederek isim yapacağız.
Göreve geldiğinizde en önemli eksiklikler olarak neleri tespit ettiniz?
ALİ GÜR: Fiziki mekân olarak ciddi yapılaşmamız vardı. Zirve Üniversitesinin bize verilmesi çok rahatlatıcı oldu. Hazır bir kampüsümüz oldu. İlahi adalete bakın ki milletin parası yine millete dönmüş oldu. O binalarında içini bilim adamları ve eğitim sevdalısı öğrencilerimizle dolduralım. Diğer bir eksiklik de insanlar fikirsel olarak ayrılıklarını maalesef kendileri için kutuplaşma olarak algılıyorlar. Hâlbuki fikirsel farklılıklar zenginliktir. 15 Temmuzda bu sorunu net bir şekilde aştık. Ve yine önceliğimiz kurumsal kimlik. Ben veya bir başkası geldiğinde işleyişin ne olduğu değişmez. Çünkü kurumsal kimlik vardır. Şahıslara göre değişen kurallar değil de kurumsal kimlik gerekir ki siz sadece koordinatör olursunuz. Yetkiler ve sorumluklar belli yataya yayılmış yönetim anlayışıyla toplam kalite olsun. Öğrencisi de öğretim üyesi de yöneticide mutlu olsun.
Şehir merkezinde irtibat büroları, dışarıdan gelenlerin konaklayacağı mekân, şehri tanıyacağı turlar.. Bunlarla ilgili çalışmalarınız olacak mı?
ALİ GÜR: Otogarda öğrenci velilerinin karşılanıp kayırlarının yapılması için geçen yıl başlatılan bir uygulamamız var. Biz bunu daha da geliştirmeyi düşünüyoruz. Belediye ile daha yeni bir ortak projeye imza attık. İlimize yeni gelen öğrencilerimizi alıp kültür gezisi yaptırmak, tarihi dokuları tanıtmak, şehrimizi ilk günden sevdirip onlara aidiyet duygusunu aşılamak. Ana merkezdeki konağımızı da biraz daha geniş amaçlı düşünüyoruz.
Sıkıntılı bir seçim dönemi geçirdiniz. Okurlarımıza neler söylemek istersiniz?
ALİ GÜR: Herkes kendi fıtratına göre davranır Birçok yapılanlara karşı biz susmayı tercih ettik. Suskunluğumuz acziyetimizden değil ,asaletimizdendi. Bu konuda en iyi cevabı da Sayın Cumhurbaşkanımız verdi. Allah’ın nasibiyle yükümüz birken iki arttı. Yeni kampüsümüzle birlikte şehre daha iyi hizmetler imkânımız doğdu. Bu FETÖ yapılanmasıyla olağanüstü hal ile daha iyi mücadele edilecek ki bu da bir avantajdır. Yapmak isterseniz eğer iş çok. Biz konuşmayacağız. Biz iş yapacağız, üreteceğiz .Vatanına milletine bağlı gençlerimizi alıp eğiteceğiz. Onları topluma kazandırıp faydalı fertler olmalarına yardımcı olacağız. Konuşan, konuşturan, üreten aynı zamanda da farklılıklarını zenginlikler olarak gören, şehirle bütünleşmiş, sanayisini buraya taşımış, sanayisine danışmanlık yapan, gündüz işini yapan gecede halkla bütünleşen bir akademisyen yapı üniversite oluşturmak istiyoruz.
Gaziantep halkının şunu bilmesini istiyorum. Ben, vatanına, milletine ihanet etmeyen, herkesin rektörü olacağım."
RÖPORTAJ: MERVE TANRIÖVER