Mobil

Çalışanlar kızgın

Çalışanlar kızgın
06-11-2020 10:11
Gaziantep

DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, Balıklı Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasında, “İşçi sınıfının kazanılmış haklarına el uzatan “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” TBMM’de görüşülürken işçi sınıfının itirazlarını iktidara ve meclise duyurmak isteyen DİSK üyeleri, 4 Kasım sabahının erken saatlerinden itibaren sendika binalarının önünde tutuldu ve Meclis önünde toplanmalarına izin verilmedi. Öncelikle Anayasal bir hak olan basın açıklamasına yönelik bu tahammülsüz tutumu, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bu hukuk dışı eylemi kınıyoruz” dedi.

İŞÇİLER İZMİR DEPREMİNDE YAŞAMINI KAYBEDENLERİ ANDI

“Öncelikle, deprem faciası yaşayan ve çok sayıda yurttaşımızın hayatını kaybettiği İzmir halkına geçmiş olsun diyoruz. Depremde hayatını kaybedenlerin yakınları başta olmak üzere, tüm İzmirlilerin ve hepimizin başı sağ olsun. Bu düzen bizi her gün öldürüyor. Bizi deprem değil bu düzen öldürüyor. Depremde ölüyoruz ama deprem yüzünden değil, bu düzenin, bu iktidarın göz yumduğu, koruyup kolladığı aç gözlü, hırsız ve sahtekar mütteahitler ve onların yaptığı çürük binalar yüzünden ölüyoruz. 20 yıldır toplanan deprem vergileri depreme karşı önlem almak yerine başka yerlere aktarıldığı için ölüyoruz. Bu düzen bizi her gün öldürüyor. Bizi virüs değil, bu düzen öldürüyor. İşçilerin ve emekçilerin sağlığını patronların insafına bırakan, fabrikalarda, işyerlerinde milyonlarca çalışanı önlem almadan çalışmaya zorlayan bu düzen yüzünden ölüyoruz. Ülkeyi yönetenlerin ve küçücük bir azınlık olan zengin sınıfının her gün test yaptığı, her türlü önlemi alarak son derece lüks, korunaklı, konforlu ve güvenli bir hayat sürdüğü ama diğer taraftan milyonlarca işçinin, emekçinin, yoksulun, hatta salgına karşı toplumun sağlığı için en büyük fedakarlığı yapan sağlık çalışanlarının dahi kendi kaderine terkedildiği bu düzen yüzünden ölüyoruz” şeklinde konuşan Türkmen sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Her gün onlarca, yüzlerce insanın öldüğü, salgın yüzünden milyonların sağlığının ve hayatının tehlikede olduğu pandemiyi bile fırsata çevirerek, işçi ve emekçilerin kazanımlarına göz diken hükümet ve patronlar, deprem gibi bir faciayı da fırsata çevirmekten utanmadılar. Onlarca yurttaşımızın öldüğü, tüm ülkenin aklının, yüreğinin hala enkaz altında olan ve yakınlarını kaybeden depremzedelerle olduğu günlerde, milyonlarca işçinin kıdem tazminatı ve emeklilik hakkını ortadan kaldıran ve patronlara yeni kıyaklar sağlayan torba yasayı meclise getirdiler. AKP iktidarı, ne kadar fırsatçı olduğunu, işçi ve emekçilere ne kadar düşman olduğunu ve sadece patronların, bir avuç sermaye sınıfının partisi olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. İktidara geldiği günden beri kıdem tazminatına göz dikmiş olan, çeşitli adlar altında kıdem tazminatını kaldırmak için defalarca girişimlerde bulunan AKP iktidarının bu çabası her seferinde işçilerin ve sendikaların büyük tepkisi ve mücadelesi sonucunda geri püskürtüldü. Ancak bu amacından hiç vazgeçmeyen AKP iktidarı, şimdi de işçiler arasında bölünme yaratmak için belirli bir yaş grubundaki çalışanları hedef alıyor. Neredeyse işçi sınıfının yarısını oluşturan 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve emeklilik hakkını gasp edecek olan bu torba yasa yasalaştıktan sonra sıra diğer işçilerin haklarına da gelecek. 25 yaşın altında ve 50 yaşın üstünde olan milyonlarca işçinin bu haklarını gasp ederken, bu yaşlarda olmayan işçilerin buna sessiz kalacağını mı sanıyorsunuz? Siz pandemi gibi, deprem gibi felaketleri bile patronlar için fırsata çevirirken, ülkenin, işçilerin ve halkın birikimlerini bir avuç patrona peşkeş çekerken, işçileri bölerek  70 yıllık, yüz yıllık kazanımlarını ve haklarını gasp etmek isterken, işçilerin buna sessiz kalacağını, kendi sınıflarına, kendi geleceklerine ve çocuklarına ihanet edeceğini mi sanıyorsunuz? 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve emeklilik hakkını gasp etmeye yönelik torba yasa tasarısına karşı  günlerdir işyerlerindeki ve meydanlardaki eylemlerin  ardından DİSK’in TBMM önünde yapmak istediği basın açıklaması şiddet uygulanarak engellendi. TBMM kapısında engellenen basın açıklaması, meclis önüne gelerek DİSK’le dayanışma gösteren milletvekilleriyle beraber TBMM içinde gerçekleştirildi.

İşyerlerinde, meydanlarda ve son olarak da mecliste ifade ettiğimiz gibi kıdem tazminatına, ihbar tazminatına ve emeklilik hakkımıza el uzatan yasa teklifi geri çekilene kadar mücadeleye devam edeceğiz. AKP tarafından meclise sunulan ve AKP-MHP’li vekillerin oylarıyla komisyondan geçen yasa teklifi ile işverenlere bol keseden teşvik dağıtılırken, işçilerin en temel hakları gasp edilmek isteniyor. Bu yasa ile 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanların kıdem ve ihbar tazminatı hakkını ve emeklilik hakkını bir torbaya atıp çalmaya kalkıyorlar. Yasa teklifine göre 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçiler için koşulsuz olarak belirli süreli sözleşme yapılabilecek. Bize “istihdam artacak” diye masallar anlatmaya kalkıyorlar, oysa tüm işçiler şunu bilir: Belirli süreli sözleşme demek geçici işçilik demektir. Belirli süreli çalışan işçinin iş güvencesi olmaz, kıdem tazminatı olmaz, ihbar tazminatı olmaz, emekli olması zorlaşır. Yıllardır gözleri, elleri kıdem tazminatımıza uzanıyor. Bu kez işçileri bölerek, yaşımıza göre ayrımcılık uygulayarak kıdem tazminatı hakkını parça parça gasp etmek istiyorlar. Defalarca söyledik. Kıdem tazminatı bize çocuklarımızın emanetidir. Hiçbir işçi kendi çocuğunun kıdem tazminatının gasp etmeye kalkanları affetmez. Her işçi bir gün 50 yaşına geleceğini ve o yaştan sonra kıdem tazminatı olmayacağını bilir.

Torba yasa adı verilen düzenleme en çok emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak bilinen işçileri etkileyecektir. Çalışma yılı ve pirim gün sayısını doldurup yaş koşulu nedeniyle bekleyen işçiler genellikle 50 yaş üzeri işçilerden oluşuyor.  Bu teklif yasalaşırsa emeklilikte yaşa takılanlar belirli süreli sözleşmeyle çalışmaya zorlanacak ve daha güvencesiz koşullarda çalışmış olacaklar, kıdem ve ihbar tazminatı olmayacak. Daha da kötüsü var. Ayda 10 günün altında çalışan 25 yaş altı gençlerin emeklilik primi bile yatırılmayacak.  Yani bu çalışma süresi emekliliklerine sayılmayacak. Kıdem tazminatımızı ve emeklilik hakkımızı torbaya atıp çalmak isteyenler, aynı torbadan işverenlere bol bol destek ve teşvik dağıtıyor. İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları yağmalanmak isteniyor. Pandemi koşullarında yaşam ve geçim savaşı veren biz işçileriz… İşsiz ve aşsız kalan biz işçileriz… Ücretsiz izin adı altında açlığa mahkum edilen yine biz işçileriz… Bize ait İşsizlik Sigortası Fonundan bol keseden destek alanlar ise patronlar. İktidarın meclise getirdiği torbada adaletsizlikler saymakla bitmiyor. Kayıt dışı işçi çalıştıran işveren mevcut yasalarımıza göre suç işlemektedir. Ancak meclisteki yeni yasaya göre işveren suçunu kabul etmesi durumunda af edilmekte üstüne üslük prim teşviki ile ödüllendirmektedir. Kıdem tazminatı ve emeklilik hakkı bize çocuklarımızın emanetidir ve çocuklarımızın bu hakkını savunmak tüm işçi sınıfının görevidir. Evet, tüm işçilerin 25 yaş altında çalışacak çocukları olacak ve bugünün genç işçileri de bir gün 50 yaşına gelecek.

İktidarı bir kez daha uyarıyoruz:  Çocuklarımızın emanetinin ve geleceğimizin gasp edilmesine sessiz kalmayacağız! Kıdem tazminatımıza dokunmayın! Emeklilik hakkımıza dokunmayın! Çocuklarımızın geleceğine dokunmayın!

Buradan bütün Antepli işçilere ve konfederasyon ayrımı yapmadan bütün sendikalara, işçi sınıfımın haklarına ve geleceğine sahip çıkmak için birleşme çağrısı yapıyoruz. Genel grev, genel direniş de dahil, bu torba yasa geri çekilene kadar mücadeleyi büyütme çağrısı yapıyoruz.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER