Güncel

“Eğitimciler önemsenmeli”

“Eğitimciler önemsenmeli”
27-03-2018 10:19
Gaziantep

Eğitim Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, Balıklı Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasında, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozacak, yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek, saygınlığını zedeleyecek” diye konuştu.

“EĞİTİM-BİR-SEN’İN YAKLAŞIMLARINI ORTAYA KOYDU”

Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şubesi,  Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlerle ilgili performans değerlendirmesine yönelik Balıklı Parkında basın açıklaması gerçekleştirdi.  Şube Başkanı Ahmet GÖK, veli ve öğrencilerin not verdiği bir sistemin öğretmen camiasını örseleyeceğini belirterek, güvene ve bilimselliğe dayalı olmayan bu sistemin bir an önce uygulamadan kaldırılması çağrısında bulundu. Ahmet Gök, yüzlerce eğitim çalışanının destek verdiği basın açıklamasında öğretmene şiddetten, diğer tüm eğitim politikalarına kadar Eğitim-Bir-Sen’in yaklaşımlarını ortaya koydu. Gök açıklamasına şu ifadelerle başladı;

“Millî Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimcilerin moral ve motivasyonunu bozacak, yüz yüze bakanları karşı karşıya getirecek, saygınlığını zedeleyecek Performans Değerlendirme Sistemi taslağına ilişkin itirazlarımızı haykırmak; iş barışına halel getiren, vicdanları yaralayan, adalet duygusunu örseleyen mülakatla sözleşmeli öğretmen atama uygulamasına yönelik eleştirilerimizi dile getirmek; bazısı ölümle sonuçlanan şiddet olaylarını protesto etmek amacıyla bir araya gelmiş bulunmaktayız. Ekim 2017 tarihli Kurum İdari Kurulu Çalışma Raporu’nda “pilot illerde uygulaması başlatılan, öğretmen motivasyonunu olumsuz etkileyecek, çalışma barışını bozacak, kanuni dayanağı olmayan, Öğretmen Performans Değerlendirme Sisteminin Pilot illerdeki uygulamasına son verilmesi hususunda hükümet tarafı ile görüşülmüş olmasına ve konunun imza altına alınmasına rağmen böyle bir taslağın hazırlanması, Bakanlığın, attığı imzanın gereğini yerine getirmekten imtina ettiğini göstermektedir.”

“EĞİTİMİN VAR OLAN NİTELİĞİNE DE BİR DARBE VURACAĞI HESABA KATILMALIDIR”

Gök daha sonra konuşmasına şu şekilde devam etti;“Taslak bir bütün olarak incelendiğinde, eğitimin niteliğine ve öğretmenin mesleki gelişimine hiçbir katkısının olmayacağı, aksine kurumsal bütünlüğü, mesleki motivasyonu, çalışma barışını ve iş birliğini zedeleyeceği, öğretmeni mesleğine odaklanmak yerine performans puanını yükseltme ve yazılı sınava hazırlanma eksenli bir çalışma hayatına yönlendireceği görülmektedir. Performansı ölçmek iddiasıyla öğretmenleri ayrıştıracak, kurumsal bütünlüğü, mesleki dayanışmayı, iş birliği içinde çalışma güdüsünü zedeleyecek bir uygulamanın eğitimin var olan niteliğine de bir darbe vuracağı hesaba katılmalıdır. Eğitimde; öğretmen açığı, mülakatla sözleşmeli öğretmenlik, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, yabancı dil pilot uygulaması, rehberlik hizmetlerinin hizmetin özüne uygun kurgulanamaması, teftiş sistemindeki dönüşümün tamamlanamaması ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi, ortaöğretime geçişte yeni sürecin soru işaretleri içermesi, alan değişikliği taleplerinin karşılanmaması, yer değişikliği sürecinde yaşanan sorunlar, öğretmene karşı giderek artan şiddet gibi, bir an önce yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun varken, bunlara yenilerini ekleyecek, çalışma barışını bozacak uygulamalarda ısrar etmek, yönetilmesi zor süreçlere yol açacaktır.”

“PERFORMANS DEĞERLENDİRME SİSTEMİNİN HUKUKİ DAYANAĞI YOKTUR”

“Hayata geçirilmek istenen performans Değerlendirme Sisteminin hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Aday öğretmenlerin asli öğretmenliğe geçiş süreci hariç tutulursa, 657 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının statülerini düzenleyen temel düzenlemelerin hiçbiri taslakta yer alan türden bir performans değerlendirmesine imkân tanımamaktadır” şeklinde sözlerini sürdüren Gök şu ifadelerde bulundu;“Performans Değerlendirme Sisteminin, herhangi bir analizin sonucu olmadığı gibi, neye hizmet ettiği de belli değildir. Öğretmenin performansının ölçülmesine neden gerek duyulduğu, kamuoyuyla ve sosyal taraflarla paylaşılmadığı gibi performans ölçümünün neye hizmet edeceği de ortaya konulmamıştır. Her ne kadar taslak metinde performans değerlendirmesinin amacı, öğretmenin görevindeki gayret, verimlilik ve başarısının tespit edilmesi, bilgi ve beceri düzeyinin ve eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi ve ödüllendirilmesinin sağlanması olarak ifade edilmiş ise de, taslak ekindeki değerlendirme kriter setinin bu amacı sağlamaktan uzak olduğu görülmektedir. Mesleğe girişte diğer kamu görevlerinden farklı olarak KPSS puanının yanında alan bilgisi sınavına ve sözlü sınava tabi tutulan, adaylık sürecinin sonunda yazılı ve sözlü bir sınava daha tabi tutulan öğretmenin, bütün bu sınav sürecinden sonra hâlâ bilgi ve beceri düzeyinin tespit edilemediğini, bu sebeple her dört yılda bir yeniden yazılı sınava ve her yıl performans puanlamasına tabi tutulması gerektiğini iddia etmek, aslında bütün bu sınav sürecinin gereksizliğini ve yersizliğini ikrar etmek anlamına gelmektedir. Bakanlığın, Performans Değerlendirme Sisteminden beklentisinin ne olduğunun belirlenmemiş olması, tutarlı ve sürdürülebilir bir değerlendirme sürecini mümkün kılmadığı gibi, görev tanımları ile hedef tanımlarının belirlenmemesi ve hedeflerle yeterlilikler arasında bir bağlantı olmaması, etkin, etkili ve denetlenebilir değerlendirme kıstaslarının ortaya konulmaması sonucunu doğurmuştur. Kamu hizmeti ile kamu görevlileri arasında hizmet süresince bulunması gereken liyakat, güven ve sadakat temelli ilişkiyi ölçtüğü, puanladığı ve bunlara dayalı iş ve işlemler ürettiği iddia edilen Sicil Sistemi, 2011 yılında kaldırılmıştır. Aradan geçen zaman zarfında ise ne genel ne de kurumlar bazlı ‘bu sistemin yerine ne konulabilir? Yada yeni bir sistem ikame edilmeli mi? şeklinde bir soru ya da ihtiyaç vurgusu ortaya konulmamıştır. Motive etmek yerine olan motivasyonu bitirmek ve kamu görevlilerini tehdit etmek sonucunu üreten bir içerikle performans sistemi kurmak, hem yorucu hem de yıpratıcı süreçlere yol açacaktır.”

“PERFORMANS DEĞERLENDİRME SİSTEMİ UYGULANABİLİR BİR POLİTİKA ARACI DEĞİLDİR”

Gök, “Uzun bir süreç içeren eğitimin kısa vadeli nicel sonuçlarının yanında uzun vadeli nitel sonuçlarının da olduğu bilinen bir gerçektir. Sonuçları hemen alınamayan bir süreçte, anlık veya kısa vadeli performans ölçümünün mümkün olmadığı görülmektedir. Öğretmenlerin meslekleriyle ilgili konulara ve karar alma süreçlerine dâhil edilmediği, öğretim sürecinde kullanacakları içerik, yöntem ve materyalleri seçme ve okul yönetimiyle ilgili kararlara katılma haklarının olmadığı bir süreçte salt öğretmenlerin performansını ölçmeye kalkmak, performansa olumsuz etki edecek hiçbir haricî faktörün dikkate alınmaması nedeniyle, eğitimin niteliğinin artırılmasını sağlayacak sağlıklı ve işlevsel sonuçlar üretmeyecektir. Elde edilecek tek sonuç, taslakta yer alan amacın aksine, öğretmenlik mesleğini yüksek performans puanı almaya ve yazılı sınavlarda başarılı olmaya indirgemek zorunda bırakılan bir öğretmen kitlesi meydana getirmek olacaktır” dedi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER