Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Gaziantep'te Vali Ali Yerlikaya’yı ziyaret etti. Bakan Bozkır, daha sonra sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile bir ara geldiği toplantıda AB'ye üyelik sürecini anlattı. Ankara’da yaşanan terör saldırısına dikkat çeken Bakan Bozkır, birlik ve beraberliğe vurgu yaptı. Suriyeli 700 bine yakın sığınmacının Gaziantep’te yaşadığını dile getiren Bozkır, “Ekmeğinizi paylaşıyorsunuz. Tarih bunu yazacak” dedi.
Gaziantep Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde Sivil Toplumla Diyalog Toplantısına Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Ali Şahin, AK Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, AK Parti Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksel, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazolu ve birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
“BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜ”
Birkaç gün önce, Ankara’da vatan hainleri tarafından, gerçekleştirilen alçakça saldırıda hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet ve yaralılara da acil şifalar dileyen Bakan Volkan Bozkır, “Bu birlik ve beraberlik günüdür. Vatana sevgiyi gösterme günüdür. Terör belasının ülkemizde kaldırılması, tüm vatandaşlarımızın huzur içinde yaşamaya devam edebilmeleri için, gerçekten kahramanca mücadele eden tüm güvenlik güçlerimize başarılar diliyorum. Şehit olan kardeşlerimize ve evlatlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Bugün Gaziantep’te iki amacımız var. Bir tanesi Avrupa Birliği üyelik süreciyle ilgili görüş alışverişinde bulunmak ama ondan önemlisi sivil toplumu, gerçekten olması gereken noktada ve daha ileriye gittiği noktada görevlendirmek. Sivil toplumumuz ne kadar gelişirse, Türkiye’de demokrasi o kadar gelişecektir. Türkiye daha ileriye gidecektir. Bu açıdan en büyük önceliğimiz sivil toplumdur. Gerçekten Türkiye her zaman tarih boyunca zor durumda insanlara gönlünü, kalbini evini açmış iftar edilecek bir ülkedir. Benden 522 yıl önce safafideki Musevileri, İspanya’daki engizisyondan kaçtığı zaman yine bu topraklarda misafir edilmişlerdir. 1988'de Saddam Hüseyin’in Irak'ta Halepçe kasabasını kimyasal silahlarla bombalamasına 500 bin Iraklı kardeşimizi yine bu ülkede onlara 2 sene ev sahipliği yapmışızdır. 1989'da Bulgaristan’da o dönemki Jivkof yönetiminde, soydaşlarımıza baskı uyguladığı dönemde de yine 350 bin soydaşımız bu ülkeye gelmiştir onlara ev sahipliği yapmışızdır ve onlara yuva sağlamışızdır. Suriyeli göçmen kardeşlerimiz, Türkiye’ye geldiklerinde de bizim için zaten başka bir alternatif olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Bundan sonra kendilerine bir merce arayan, yuvaları terörün bombaladığı ve savaş nedeniyle evlerini terk eden bu insanlara, kucaklarını açmak Türkiye Cumhuriyetinin tarihi bir görevi olmuştur. Bunla da iftar edeceğiz. Burada 2 milyon 700 bin Suriyeli kardeşimiz misafir etmek, Bugün yaşadığımız yıllar, ileride geriye doğru bakıldığında iftihar konusu olacak. Bakın dünya, ibret alacağı meselelerle karşı karşıya. Gaziantep'te 700 bin Suriyeli misafirimizi ağırlarken, bir tek Türk vatandaşı da çıkıp, 'Bunlarla niye ekmeğimi, işimi paylaşıyorum' demediği bir ortam yaşıyoruz. Tarih bunu hep hatırlayacak. Biz bunları yaparken dünyanın farklı ülkelerine baktığımız zaman gördüğümüz manzaralar da tarihe kaydedilecek. 700-800 kişi için referandum yapan ülkeler de var, ülkelerini misafirlere açarken insanlığa yakışmayacak davranışlar da var. Üzerlerindeki paraları kıymetli eşyaları ihalede satıp ülkenin masrafını karşılayanlar var. Bu insanları savaş esiri gibi ortalıkta dolaştıran, atlı polisleri çerçevelediği ortamlarla esir kampına götürür gibi manzaralar da var. Bu konuda sizlerin yaptığı insanlık, kardeşlik, onurlu davranış tarihin her döneminde yer alacak” diye konuştu.
“AB SÜRECİNDE ÖNEMLİ GÜNLER YAŞANIYOR”
AB üyeliği konusunda Türkiye'nin önemli günler yaşadığını ifade eden Bozkır, "Türkiye'nin, AB üyeliğinin uzun yıllar devam ettiği gibi görülse de '50 yıldır niye bu işin içindeyiz, ne gerek var' diyenler de olabilir. Ama aile ilişkileri dışındaki tüm ilişkilerde esas olan ortak çıkarlardır. Çıkar olduğu sürece ilişki devam eder, çıkarlar bittiği zaman belki ilişki devam etmeyebilir. Türkiye'nin bu ilişkileri sürdürmesinde çıkarları vardır. Mesela 2000 yılından beri aşağı yukarı 2 bin yasa çıkarıldı. Bugün demokraside, hukuk devleti olunmasında bu yasaların önemli katkısı olmuştur. Bugün insanlar, markete gittiğinde içinde şu var mı, yok mu diye inceler konuma gelmiştir, havam suyum neden daha temiz değil demeye başlamıştır. Bunlar ülkemizin geleceğe güvenle bakmasının ve daha iyi günlere ulaştığımızın habercisidir" şeklinde konuştu.
SHENGEN VİZESİ
Bakan Bozkır, Türkiye vatandaşlarının bu yıl vize uygulamasından muaf tutulması için çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
Türkiye'nin 36 yıldır hiç hakketmediği bir uygulamayla karşı karşıya olduğunu dile getiren Bozkır, "1980 askeri darbesinin bize bıraktığı kötü yadigarlardan birisidir. İşini geliştirmiş, binlerce insan çalıştıran bir iş adamının vize alma mecburiyeti belki de hayatının en kötü dönemleri olmuştur. Gençlerimiz, eğitim fırsatı bulduğu zaman sırf vize alamadığı için fırsatı kaçırdığı dönemler olmuştur. İş adamlarımız, iş dünyasında kendini geliştirmek, yeni iş alanları oluşturmak için sırf vize alamadığı için adımları atamadığı dönemler olmuştur. Dolayısıyla bu vizenin kalkmasıyla birlikte tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Shengen bölgesindeki ülkelerin tamamına sadece pasaportlarını göstererek girebilecek. Bununla birlikte düzenlemeye başladığımız biometrik kimliklerle beraber, pasaporta bile gerek duymadan ilgili ülkelere gitme imkanı bulacaklar" ifadelerini kullandı.
AB imkanlarının oldukça fazla olduğunu anlatan Bozkır, bugüne kadar Türkiye'nin 4,7 milyar avroluk kaynak kullanıldığını, 2020 yılına kadar da 4,5 milyar avroluk kaynak kullanılmasının hedeflendiğini de belirtti.