Medical Park Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Ali Sönmez, parkinson hastalığının kronik ilerleyen ve hareket bozukluğuyla seyreden bir hastalık olduğunu vurguladı. Sönmez, el yazısındaki değişikliğin de parkinson habercisi olabileceğini aktardı.
Medical Park Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Ali Sönmez, parkinson hastalığının en büyük nedenlerinden birinin beyin hücreleri tarafından üretilen ‘Dopamin’ isimli kimyasal maddenin eksikliği olduğunu kaydetti. Uzm. Dr. Sönmez, dopaminin kimyasal sinyal iletici bir madde olduğunu ve bu maddenin hareketlerin koordinasyonunda ve kontrolünde görev aldığına dikkat çekti.
Hastalık ve hastalığın belirtileri hakkında bilgi veren Uzman Dr. Sönmez, “Parkinson hastalığında ortaya çıkan belirtilerin büyük kısmından dopamin üreten hücrelerin tahribe uğraması sorumludur. Bu hücrelerin yüzde 60-80 oranında yok olması parkinson belirtilerinin çıkmasında ana etkenlerden biridir. Hastalığın yıllar içerisinde ilerlemesi ile beyinde üretilen dopamin miktarı giderek azalır ve hareketler zorlaşmaya başlar. Hastalık 65 yaş üstü bireylerde yüzde 1 oranında görülür ve 85 yaş üzerinde bu oran yüzde 5’lere kadar çıkmaktadır. Parkinson hastalığının ortalama tanı koyma yaşı 60 yaş civarıdır. Hastalığın sıklığı yaş ile artmaktadır ancak tüm hastalar içinde 50 yaş altında hastalığın oranı yüzde 5-10 civarındadır. Bu hastalar erken başlangıç ya da genç başlangıçlı olarak kabul edilirler. Nadir olarak hastalık çok erken yaşlarda da başlayabilmektedir ve bu hastalarda genellikle ailesel parkinson hastalığı mevcuttur” dedi.
Sönmez, parkinson hastalığının özellikle hareketlerde yavaşlama (bradikinezi), dinlenme anında belirgin olan titreme (istirahat tremoru), yürüme güçlüğü, denge bozukluğu (postural instabilite) ve kaslarda sertlik (rijidite) gibi ana belirtilerle kendini gösterdiğini sözlerine ekledi. Parkinson hastalığında teşhis koyulması için bu dört bulgunun da bir arada olmasının şart olmadığını, özellikle hastalığın başlangıcında bu bulguların sadece biriyle de ortaya çıkabileceğini belirten Dr. Sönmez, “Hastalık sıklıkla asimetrik olarak vücudun bir yarısında başlar. İlk belirtiler bir ekstremitede istirahat tremoru, bir elin özellikle ince hareketlerde beceriksizleşmesi, tutuklaşması, yavaşlaması ya da tüm hareketlerin, özellikle yürümenin yavaşlaması, vücudun öne doğru eğilmesi şeklindedir. Bu belirtiler kural olarak sinsi başlayıp yavaş yavaş ilerlerler, zamanla hastalık vücudun diğer yarısına da geçer. Hastalar spontan olarak ya da sorulduğunda yazılarının değişip küçüldüğünü, düğme iliklemek ya da açmak gibi ince işlerde zorluk çektiklerini, gece yatakta dönmenin, yerlerinden kalkmanın güçleştiğini, hareketlerinin, yürümelerinin yavaşladığını, ayaklarını sürterek yürüdüklerini, harekete başlamada güçlük çektiklerini buna karşın kaba kas kuvveti gerektiren işlerde güçsüzlük fark etmediklerini söylerler. Terleme, salivasyon ve derinin yağlanması artabilir, hastalığın başlangıcında omuz, sırt, ekstremite ağrıları olabilir. Omuz ağrısı başlangıç bulgusu olarak oldukça sıktır. Bu tip hastaların teşhisi ağrıya odaklanıldığı için gecikebilir. Hasta yakınları yüzün donuklaştığını, sesin hafif çıktığını ve konuşmanın anlaşılmasının güçleştiğini bildirebilirler. Parkinson hastalığının erken belirtileri arasında, titreme, hareket etmede veya yürümede zorluk, koku alamama, uyku sorunu, el yazısında küçülme, kabızlık, düşük tonlu konuşma, maske yüz, öne eğilme, kamburlaşma gibi öne çıkan özelliklerdendir” ifadelerini kullandı.
Parkinson hastalığının nedenlerinin henüz tam olara ortaya çıkarılamadığını da belirten Uzman Dr. Sönmez, “Şu ana kadar çok kapsamlı araştırmalar yapılmasına rağmen tam olarak parkinson hastalığının nedenleri ortaya çıkarılamamıştır. Birçok araştırmacı genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynayarak oluşturduğunu düşünür. Çevresel faktörler arasında kırsal alanda yaşamak, tarım ilaçlarına maruz kalmak, kuyu suyu kullanmak, kafa travması öyküsü ve ciddi strese maruz kalma sayılabilir. Bazı insanlarda, özellikle genç yaşlarda başlayanlarda genetik faktörler daha önemli bir rol oynayabilir. En önemli risk faktörü yaştır. Yaş arttıkça hastalık görülme sıklığı da artmaktadır. Parkinson hastalığı tanısı genellikle nöroloji uzmanları tarafından dikkatli bir sorgulama ve muayene ile konulabilir. parkinson hastalığı tanısında özel bir kan testi veya inceleme yoktur. Ancak ek tetkikler parkinson hastalığını taklit edebilen ve karışabilen diğer hastalıkları dışlamak için istenebilir. Bir parkinson hastasını doktora götüren en sık belirti titremedir. Sizi muayene eden nöroloji uzmanı parkinson hastalığı için hareketlerde yavaşlık, istirahat titremesi ve kaslarda katılık bulgularının varlığı, bu bulguların vücutta ortaya çıkış yerleri, bu belirtilerin gelişimi ve ilerleme özellikleri, bu belirtilerin tedaviye yanıtları ile bir değerlendirme yaparak büyük bir doğruluk oranıyla parkinson hastalığını teşhis eder. Parkinson hastalığının semptomatik tedavisindeki ana yaklaşım azalmış dopaminerjik geçişi arttırmaya yönelik bir tedavidir. Genellikle bu rahatsızlıkta tedaviler sınırlıdır. Son yıllarda parkinson rahatsızlığının cerrahi tedavisi de tekrar popülarite kazanmıştır. Seçilen cerrahi hedefler ön plandaki semptomlara göre değişir’’ diye konuştu.