İnsanın ruhu kandil,
Bilim onun aydınlığı
Tanrısal bilgelik de kandilin yağı gibidir..
Bu yanar ve ışık saçarsa o zaman sana “diri” denilir.
İBN_İ SİNA
Dertler azalmaz artar hastane kapısında
Sabahın köründe sıra var doktor odasında
Herkes önce içeri girme telaşında
Çözmek için,asacaksın bu doktorları
Sağlık yüklenmiş omuzlarına eziliyor takan yok
İtibar kalmamış,hakaret diz boyu sayan yok
Anlatsa da derdini dikkat edip duyan yok
Sormayacaksın asacaksın bu doktorları
M.ÖZBEK
—-
İl Sağlık Müdürlüğüne her gidişimde, ulaşımı çetrefilli olan yolu, araç park etmek de yaşanan sıkıntısı ve vatandaşın sanki gözünden ve gönlünden uzak tutulması gereken bir mekan gibi olarak düşünürüm. Halbuki ilimizde sık sık yenilenen resmi binaları,daha modern ve merkezi alanlara taşınan devlet dairelerini gördükçe bir türlü anlamlandıramam bu boş vermişliği!
Sayın İl Sağlık Müdürümüz Prof.Dr. Metin Karakök her zamanki samimiyetiyle karşılıyor bizleri.Malum konu sağlık ve insan olunca, bizler de kafamızdaki soruları sormak için sabırsızlık gösteriyoruz..
Ellerinde dolu dolu dosyalar ve görmekte çok ısrar edip sadece bir bölümünü görebildiğimiz enteresan ve yapıcı projeleriyle çalışkan İl Sağlık Müdürümüz…
Yaklaşık dört yıldır İl Sağlık Müdürlüğü görevini yürütüyorsunuz. Göreve geldiğinin günden bu yana neler yaptınız?
Metin Karakök: İlimiz iki milyonu aşan nüfusuyla büyük bir metropol olma yolunda.Böylelikle ulaşım,barınma,eğitim ve sağlık alanlarında da ihtiyaçlar bu artışa paralel artmakta.Göreve ilk geldiğimiz günden bu yana projelerimizi hep ileriye dönük olarak yaptık ve çalışmalarımızı bu yönde uyguladık.Üçüncü hastane ilimiz için önemli bir ihtiyaç.Bunun için gerekli çalışmaları biz bakanlığımıza sunduk.Size bunlardan örnekler verecek olursak;
Amatem Hizmet Binası,Yavuzeli Merkez Sağlık Ocağı,Islahiye Yeşilyurt Sağlık Ocağı,Nurdağı İncirli Köyü Sağlık Evi,Islahiye 100 Yataklı Devlet Hastanesi,Araban Taş değirmen Köyü Sağlık Evi,Araban Hisar Köyü Sağlık Evi,Büyükkarakuyu Sağlık Ocağı, Heliport
Bunlar biten projeler. Ayrıca yapımı devam eden inşaatlarımızda var.Hedefimiz bir an önce onlarında tamamlanması..
İlimize hava ambulansı da getirildi.Özellikle kırsal olanlar için hızlı ve önemli bir hizmet..
Metin Karakök: 2000’li yılların başında hiçbir köye ambulans gitmiyordu. Şimdi ise hava ambulanslarıyla hizmet veriliyor. Gaziantep’te 2002’de 6 ambulans varken 2014’te 60 ambulansa ulaşıldı. Anne-bebek ölümlerinin %50 azaldı. Çevre illerden de çok sayıda vatandaşa hizmet veriliyor.
Eğitim projelerine de önem veriyorsunuz.Ve haklıda görevlendirmek işin ucundan tutmalarını sağlamak istiyorsunuz..
Metin Karakök: Sağlık Müdürlüğü bünyesinde görev yapan vatandaşlarla birebir iletişim halindeyiz ve eğitim veren personellere “Eğitim Vermenin Doğru Yolu ”projesi sertifikaları dağıttık.Bu projemiz yoğun bir ilgi gördü.Ayrıca ilk yardım ve müdahale insan hayatı için çok önemlidir.Buna dikkat çekmek içinde eğitimler düzenledik.İki senede 1000 kişiye ulaşarak İlkyardım eğitimi verdik ve; İnsanın var olduğu her yerde kazanın kaçınılmaz olduğunu, çalışma ortamlarından, okullara, evlere kadar insanların bulundukları her ortamda kaza riski ve tehlikelerle iç içe olduğunu belirterek İlkyardımın önemini anlatmaya çalıştık. İlkyardım eğitimini sağlık konuları içerisinde en önemli eğitimlerden birisi olarak görmekteyim. “Muhakkak ilkyardımda yapılan her uygulama hayat kurtarmaya yöneliktir. Ancak hayat kurtarılmaya çalışılan bir ortamda yapılan küçük bir hata insan hayatına mal olabilmektedir. Bunun için ilkyardımın önemi iyice anlaşılmalıdır. Zamanında ve doğru olarak yapılacak bir müdahale ile insan hayatı kurtarılabildiği gibi usulüne uygun olarak yapılmayan basit hatalar hayatı karartmaya yeterlidir. Sağlık Müdürlüğü olarak kurum içi ve kurum dışı ulaşabildiğimiz yerlerde eğitimler düzenledik ve düzenlemeye devam edeceğiz. Vatandaşlarımız da bu konuda duyarlı olmalı ve muhakkak İlkyardım eğitimi almalıdır.
Suriye den gelen göçmenler yüzünden sağlık alanında sıkıntıların yaşandığı söyleniyor. Yoğunluk,yatak sıkıntısı…
Metin Karakök: Ben buna çokta katılmıyorum.Suriyelilerden önce de ilimizin poliklinik olsun, yatak sayısı olsun, yoğunluk olsun zaten sıkıntıları vardı.Biz zaten bunun önlemlerini almak için projelerimizi tekliflerimizi sunuyoruz.Gaziantep hem dış göç alarak nüfusu sürekli artan bir şehir, aynı zamanda da çevre il ve ilçelerine de hizmet sunan bir şehir.Suriyelilerin ek külfet olarak yüzde yediyi geçmeyen bir yoğunluğu var.Buda tolere edilemeyecek bir durum değil.Zaman zaman bu durumun abartıldığını düşünüyorum.
Peki salgın hastalıklarla ilgili spekülasyonlara açıklık getirir misiniz?
Metin Karakök:Bakın ne yazık ki ortalıkta bilgi kirliliği ve spekülasyon üretme meraklıları var.Bilinmesi gerekiyor ki Suriye den gelen göçmenler salgın hastalıklara karşı aşılanıyor.Kamplarda yaşayanlarda zaten kontrol altında. Hastaneye gelenlerde gözetime tabi tutuluyor. Ve şu ana kadar da hiçbir salgın hastalık vakası görülmüş değil.Ayrıca yine belirteyim, İstanbul’a yurt dışından gelen, Ankara da konser veren ve orada bir Gaziantepli bir vatandaşa bulaştırmak suretiyle bir müzik gurubunun üyesinden bir vaka ilimize geldi ve oda hemen kontrol altına alındı.
Bu yaz müdürlüğümüze Laişmanya ile ilgili şikayetler geldi ki bunun Suriyelilerle değil bölge şartlarıyla ilgisi var.Halk arasında “Şark Çıbanı” olarak bilinen ve sivri sineğin bir türünün ısırması sonucu oluşan bu cilt hastalığı bizim bölgemize hastır.Ve üniversitemizde bununla alakalı bir poliklinik hizmette vermektedir.
Destek ünitelerine bağlı ve evde bakımları zor durumda olan hastalarla ilgili çok anlamlı bir projeniz vardı..Ne zaman hayata geçirilecek?
Metin Karakök: Biz projemizi önceki bakana sunmuştuk ve incelenmeye alınmıştı.Sonrasında değişimler oldu ve aksaklıklar yaşandı.Bizim projemiz hazır ve bir an öncede uygulamaya geçirilmesini arzuluyoruz.Destek ünitelerine bağlı olarak hayatını sürdüren hastalar, Müslüman ise Diyanet görevlilerinden, Hıristiyan ise papaz, Musevi ise hahamlardan hizmet talep edebilecek. Varsa, helalleşmek istedikleri kişilerle buluşturulacaklar.Bu alanda görev yapacak çalışanların titizlikle seçileceğinin altını çiziyorum.”Bu hastalar için destek tedavi merkezi tarzında 40-50 yataklı bir proje planladık. Hastanede tedavisi bitmiş, evde artık bakımı mümkün olmayan hastaların hospitalize edileceği (misafir etmek), bunların bakımının yapıldığı bir merkez kurmayı hedefliyoruz.Projemizin biran önce hayata geçirilmesini bekliyoruz.Benim çok önem verdiğim bir proje.Ayrıca algı yönetiminin de çok iyi verilmesi lazım..Hani sanki giren hiç çıkamayacak gibi değil..mesela” ben tedavi meslek merkezi” diyorum adına..Hayata geçirildiğinde ne yapmak istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyorum…
Gazinatep te sağlık projelerinden bahseder misiniz?bizlerin bilmediği ama önem arz eden projeler var mı?
Metin Karakök: İlk önce hedefimizde yarım kalan projelerin tamamlanması ve bir an önce hayata geçirilmesi var.Bir bu problemleri aştığımızda sorunlarda aşılmış olacaktır zaten.Şu an hastanelerimiz yetersiz durumda ve sıkıntılardan bahsediliyor. Perilikaya Hastanemizde birkaç ay içinde inşaatı başlayacak ve insanlara ve o bölgede oturanlara hizmet verecek ve bizim bek çok problemimizi halledecek. Umarım bir an önce inşaatı başlar.Şu an için en büyük hedefimde,hayalim de bu.Bir an önce inşaatının başlatılması,bitirilmesi ve hizmete sunulması.
Yüksek hasta sirkülasyonumuz var ve buda sağlık personelimize yük getiriyor.Yeni hastanemizin bir an önce başlayıp hayata geçirilmesi şart.
Özel hastanelerin sayısındaki artışta devlet hastanelerindeki yetersizlikten mi kaynaklanıyor?
Metin Karakök: Aslında bu tercih meselesidir.İnsanlar istediği kuruma gidip muayene olabilir.Ama biz devlet açısından eksikliklerimizi giderip daha ucuz ve güvenilir bir hizmet sunmak zorunluluğundayız.Şahsen ben devlet hizmetlerini daha çok tercih ederim.Zaten hastanelerimizde de en iyi ve güvenilir hizmeti vermeye çalışıyoruz.
Sağlık çalışanları şiddet mağduru olduklarından şikayetçiler.Sizce buna neden nedir?
Metin Karakök: Sağlıkta şiddette eskiye oranla artış var ne yazık ki. Ben SKK Hastanesinde uzun yıllar çalıştım.Günde 250 hastaya baktığım zamanlarda oldu.Şiddet o zamanlarda da var mıydı? Derseniz,evet günümüzdeki kadar olmasa da her dönem olmuştur.Ayrıca şiddeti sadece sağlıkla özdeştirmekte doğru değil.Trafikte var,polis memurlarına var,siz gazetecilere daha yoğun var şiddet..bu her kesime yayılmış durumda..
Şikayet hatları da insanları cesaretlendirip suistimallere de yol açmış olamaz mı?
Metin Karakök: Esas problem aslına bakarsanız iletişimsizlikten kaynaklanmakta. Hekimler ne yazık ki “hastalarla iletişim nasıl olmalıdır?” diye bir ders almadan mezun olurlar. Bunu derslerde biz hocalar kendimiz bahsederiz. Yeni hekimlerin hastalarla diyalogları biraz problemli. Hastayla iletişim ve davranış, beden dili çok önemlidir.Mesela bir göz teması ve hafif bir tebessümle çok şey ifade edilebilinir.Ama özellikle yeni mezunlarımız ne yazık ki kendilerini profesör zannediyorlar.
Hiç kafasını kaldırmadan “neyin var,şikayetin nedir..al şu ilaçları kullan” işte ne oluyorsa da ondan sonra oluyor.Hasta da “benimle ilgilenmedi,alaka göstermedi “diye şikayet ediyor.
Bunları bir hekimden duymak ilginç aslında. Genelde biz hastaların olumsuz davranışlarından şikayetler alırız hekimlerden.İlk defa bu kadar açık bir öz eleştiri duyuyorum.
Metin Karakök: İğneyi önce kendimize batırmalıyız da o yüzden.Ne yazık ki bunlar doğrular.Çünkü bizler hastaların hizmetkarlarıyız.Tabi hastanın da bunun suistimal etmemesi,hekimi köle gibi görmemesi gerekir.Ama siz görevinizi hakkıyla yerine getirseniz herhangi bir sorunun oluşmasına da izin vermemiş olursunuz.
Zaten dikkatte ederseniz sorunu çıkaranlarda genelde hasta yakınları olur.Çünkü hasta canıyla uğraşır bir şeylerin farkında olamaz.Ama yanındakiler ”bakmadı,ilgilenmedi,sert konuştu..”diye sorun çıkarırlar.
Hasta açısından da gereken saygının gösterilmesi ve anlayışın olması taraftarıyım.Ama ne yazık ki “psikopatı oluyor,art niyetliler oluyor.Buda bu mesleğin cilveleridir ne yazık ki.
Sağlık çalışanlarıyla birlikte kurduğunuz bir koronuzda var.Müzik ruhun gıdasıdır değil mi?
Metin Karakök: Sanatın aslında her alanı insan ruhu için çok önemlidir.Tedavi edici,sakinleştiricidir sanat. Önderliğimizde, sağlık çalışanlarının moral, motivasyon ve iş verimini artırmak amacıyla böyle bir koro kurmaya karar verdik ve geçtiğimiz yıl ilk konserimizi,bu yılda 38 kişilik Sağlık Koromuzla ikinci konserimizi 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde verdik.
“Bonzai” tehlikesiyle ilgili bakanlık olarak tedbirleriniz var mı?
Metin Karakök: Evet buda çok ciddi bir şekilde baş göstermeye başlayan bir tehlike ne yazık ki.Emniyetin bununla ilgili çok ciddi çalışmalar yaptığını biliyorum.Dozajı ayarlanılmadan şuursuzca tüketiliyor,ulaşımı kolay,ucuz ve ciddi bir tehlike..Biz tedavi ayağında devreye giriyoruz.Bir gecede on beş kişinin baş vurduğunu biliyoruz ama kesin rakamlar yok.. Kurumlarımıza başvuran yaklaşık 63 kayıtlı ve 16 tanede ametem de tedavi olan var.
Bundan sonraki projelerinizle ilgili ip uçları verebilir misiniz?
Metin Karakök: Sahte diş hekimleriyle mücadele başlattık.Şimdiye kadar tespit ettiğimiz gayri resmi kurumları kapattık.Bilinçlendirme adına afişler hazırladık.Bakanlığa da kabul ettirdik.Türkiye genelinde dağıtacağız.Ayrıca hazırladığımız ama küçük ip uçları şimdilik vereceğim;Müzikle tedavi projesi,Rehabilitasyon merkezi,ev ve iş yerlerinin önlerine konulacak olan “Tıbbi atıklar kutuları” bunun için belediyelerden yardım ve destek isteyeceğiz.Otistik çocukların aileleri ve eğitmenleri için ağız diş sağlığı bakımı eğitimleri..Bu çocukların sadece dişleri çekilir tedavi yapılmaz..Biz artık bunu değiştirmek istiyoruz.
Projeleriniz çok güzel ve etkileyici.Bizlerde vatandaş olarak bir önce bu hizmetlere kavuşmayı bekliyoruz.Her şeyin belki bir süre erteleme lüksü olabilir ama sağlığın ve sağlık hizmetlerinin asla diye düşünüyorum.Size ve ekibinize de başarılar diliyorum.