Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin yeni bir istiklal mücadelesi içinde olduğunu belirterek, "Kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan Sevr tezgahı önümüze getirilecek" dedi. Gaziantep ile Ortaköy saldırısı arasında bir fark olmadığının altını çizen Erdoğan, "Buradaki amacın Ortaköy’deki ölenlerin hakkını korumak, onların yasını tutmak değil, olaya atfedilen değerler üzerinden bir çatlak oluşturup toplumu kutuplaştırmak olduğu açıktır" ifadelerini kullandı.
!#**v758&pl=true**#!
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 33’üncüsü düzenlenen ve 2017 yılının ilk Muhtarlar Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananlar karşısında öfkeli ve yaralı olduklarının altını çizdi. Erdoğan "Bu saldırıların asıl amacı bizi bir birimize düşürmektir. Toplumumuz içinde var olan fay hatlarını derinleştirme, kırma amacını güdenler her yöntemi kullanmaktan çekinmiyor, bu oyuna gelmeyeceğiz. Gerekirse ‘kan kusup kızılcık şerbeti içtik’ deme pahasına dik duracağız, soğukkanlılığımızı muhafaza edeceğiz" dedi.
"Kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr tezgahı yeniden önümüze getirilecek"
"Maruz kaldığımız terör saldırıları, yüreğimize düşürdükleri acı bir yana, ‘yel kayadan ne götürür?’ mesafesinde hadiselerdir" diyen Erdoğan, büyük acılarla yoğrularak bugüne gelen bir milletin, üç beş terör örgütü kullanılarak gerçekleştirilen saldırılar can yakıcı olmasına rağmen asla teslimiyet gerekçesi olamayacağını belirtti. Köroğlu’nun ‘mert dayanır, namert kaçar, meydan gümbür gümbürlenir, şahlar şahı divan açar, divan gümbür gümbürlenir’ sözünü hatırlatan Erdoğan "Kaçmak namertlerin işidir. Bizim milletimiz her zaman mert olmuştur, her zaman meydanları gümbür gümbür inletmiştir" diye konuştu.
Türkiye’nin yeni bir istiklal mücadelesi içinde olduğunun altını çizen Erdoğan "Bu mücadeleyi kazanırsak 2023 hedeflerimize de ulaşacağız, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı da şekillendireceğiz. Kaybedersek 100 yıl önce başarılamayan bir Sevr tezgahı yeniden önümüze getirilecek. Tüm vatandaşlarımızın bu bilinçle meseleye yaklaşması, üslubunu, tavrını, sözünü ona göre belirlemesi gerekiyor. Bulundukları makamın gerektirdiği mesuliyetten tamamıyla uzaklaşarak, bu mesuliyetten uzak tavırlar ve ifadeler içinde olanların hezeyanları milletimizle birlikte elbette bizi de üzüyor. ‘Türkiye teröre teslim oldu’ demek teröristle, terör örgütleri ile aynı safta yer almaktır. Terör örgütlerinin tüm amacı birilerine işte bu sözü söyletmektir. Bu sözü ifade eden kişi siyaset yapmıyor, kendi ülkesinin karşısında oluşturulan şer ittifakının değirmenine de su taşıyor. Türkiye’nin kendi güvenliği için yürüttüğü mücadeleyi başka ülkelerin iç işlerine karışmak olarak gören bir kafa, olup bitenlerden hiçbir şey anlamıyor demektir" şeklinde konuştu.
"Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçti"
DEAŞ’a karşı en etkili mücadele veren Türkiye’yi terör örgütü DEAŞ’a destek olduğu imasıyla suçlamanın terör örgütleri üzerinden Türkiye’ye saldıranların istedikleri bir şey olduğunu belirten Erdoğan, bu zihniyetin sadece ülkesine iftira atmakla kalmadığını, milletin arasına fitne sokmak için her türlü yola başvurduğunu belirtti.
"Türkiye’de etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan başka birisi var mıdır bilmiyorum. Tüm siyasi hayatım bu mücadele ile geçmiştir" açıklamasında bulunan Erdoğan, Türkiye’de yıllarca ‘Kürt sorunu’ kavramını istismar edenlerin dertlerinin Kürtler olmadığının çukur eylemleri ile ortaya çıktığını kaydetti. Erdoğan "Bunların Kürt kardeşlerimizin sorunları ile bir alakası yoktu. Bunlar istismar ettiler, dürüst davranmadılar, yalan söylediler. Ama şimdi gerçekler ortaya çıkıyor" dedi.
Mezhepçilik üzerinden kendilerine alan açmaya çalışanların dertlerinin vatandaş olmadığının her cinayetle, kurulan her yeni ittifak ile ortaya çıktığını kaydeden Erdoğan "Bu meselede de yanlış yapan varsa hesabını adalete verir. Bölücü terör örgütüne, dinimizi istismar eden FETÖ, DEAŞ gibi örgütlere fiili, yazılı, sözlü destek verenlerle ne yapılıyorsa; mezhep ayrımcılığı, hayat tarzı üzerinden milleti istismar etmeye çalışanlara aynı muamele yapılacaktır" diye konuştu.
"Türkiye’de kimsenin hayat biçimi sistematik bir tehdit altında değildir"
Gaziantep ile Ortaköy saldırısı arasında bir fark olmadığının altını çizen Erdoğan "Ortaköy ile ilgili bu kadar fevvaren edenler, yazanlar, söylemde bulunanlar acaba Gaziantep’teki 56 kişi ile ilgili ne yazdılar, ne söylediler? O da büyük bir vahşet, büyük bir katliam değil miydi, orada niye sustunuz? Gaziantep’teki olay da, Ortaköy’deki, Beşiktaş’taki, Kayseri’deki olay da bizim canımızı yakar. Biz sorumluluğumuzun dört dörtlük farkındayız. Bunların hepsi de terör eylemidir. Gaziantep saldırısına gösterilmeyen bu türden tepkiler ve yapılmayan değerlendirmeler Ortaköy saldırısına yapılınca oraya soru işaretini koymamız gerekiyor. Bunu yaşam biçimlerine kaydırmanın hiçbir anlamı yok, bunlar tamamıyla ülkemizdeki siyasi iradeyi bir kenara ötelemek, ülkemizi bölme operasyonundan başka bir şey değildir, zihin karıştırmadan başka bir şey değildir. Saldırgan o gece orada değil de ertesi gün mesela bir pazar yerinde aynı eylemi yapsa, yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba? Buradaki amacın Ortaköy’deki ölenlerin hakkını korumak, onların yasını tutmak değil, olaya atfedilen değerler üzerinden bir çatlak oluşturup toplumu kutuplaştırmak olduğu açıktır. Bu gerçeği görmek için aynı çevrelerin her iki olayla ifadelerini yan yana koyup bakmak kafidir. En iğrenç istismar Ortaköy saldırısında olduğu gibi ölü bedenler üzerinden yapılmaya çalışılan istismardır. Türkiye’de kimsenin hayat biçimi sistematik bir tehdit altında değildir. Buna asla fırsat vermeyiz. Buna 14 yıllık iktidarımızda fırsat vermedik. Aksini iddia eden varsa somut örnekleri ile bunu ortaya koymak mecburiyetindedir. Ben daha yakın zamanda, 6-8 Ekim olayları sırasında sadece sakalından, kıyafetinden dolayı sokaklarda dövülen, hatta hayatını kaybeden insanlara dair örnekler verebilirim. Yine hala kıyafetleri yüzünden aşağılanmaya maruz kalmış kızlarımıza, kadınlarımıza dair örnekler verebilirim. Hayat tarzı hassasiyeti ile hareket edenlerin bu yöndeki iddiaları medyada günlerce işleniyor. Olay gerçekse faili kısa sürede tespit edilip, en ağır şekilde cezalandırılıyor. Bize göre de böyle olmalıdır. 79 milyon vatandaşımızın tamamının Cumhurbaşkanı olarak herkesin hakkını, özgürlük alanını korumak benim görevimdir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 2017 yılının ilk Muhtarlar Buluşmasına Adıyaman, Balıkesir, Bolu, Çankırı, Çorum, Düzce, Elazığ, Hatay, Isparta, Kayseri, Kırklareli, Ordu, Osmaniye, Samsun ve Şanlıurfa’dan gelen muhtarlar katıldı.