Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi akademik faaliyetler dizisi kapsamında “İlahiyat Akademi” dergisi yayın hayatına başladı. Derginin ilk sayısında DAEŞ / İŞİD başta olmak üzere çağdaş Selefi akımların dayandığı dini temel olan Selefilik kapak konusu olarak ele alındı.
BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR
GAÜN İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehmus Demir, 334 sayfa olarak hazırlanan İlahiyat Akademi Dergisi’nde İslam dünyasında yaşanan siyasi gelişmelerin de etkisiyle gerek Türkiye, gerekse dünyada gündemin önemli bir bölümünü işgal eden ve gözle görülür bir literatür oluşturan Selefilik konusunun işlendiğini belirtti. Bu kapsamda, Türkiye’nin çeşitli ilahiyat fakültelerinden birbirinden değerli, konularının uzmanı akademisyenlerin görüşlerinin yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Demir, özellikle basın-yayın organlarında Selefilik ile ilgili çoğunlukla ilmi derinlikten uzak ve yanlı yayınlar yer aldığını vurgulayarak şöyle dedi: “Bu bilgi kirliliği nedeniyle konu ile ilgili ciddi kafa karışıklığının olduğu bir gerçek. Tarihi arka planı bilinmeden, güncel gelişmelerden hareketle konunun aydınlatılmaya çalışılması ise bir karmaşanın oluşmasına neden olmaktadır. Bugün dünya kamuoyunda şahit olunan İslam tartışmalarının, İslam’ın düşünce tarihine, dini ve tecrübi alandaki bilgi zenginliğine en ufak bir atıf olmaksızın hep bugün olan biten üzerinden yapıldığını görmekteyiz. Bazı batılı kanaat önderleri, akademisyen ve politikacılar tarafından yanlı ve kasıtlı bir bakış açısıyla çeşitli örneklerin seçildiğini, çeşitli itham, tahkir ve aşağılayıcı üslupların üretildiğini üzülerek müşahede etmekteyiz. Öte yandan bu zengin bilgi geçmişinin farkında olmayan bazı Müslümanların da bu tartışmalarda benzer bir tavır sergilediklerini ifade etmeliyiz.”
OKUYUCU SELEFİLİĞİ ÖĞRENECEK
Açıklamasının devamında, sağlıklı bir din algısının ve gündelik hayata yön veren bir maneviyatın topluma verdiği huzur ve sükûnetin, çok az farkında olunan bir gerçeklik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şehmus Demir, bugünün sorunlarının, ancak bugünün dünyasını göz önüne alarak, dinin asıllarından özgür düşünceyle ürettiğimiz, inanç ve ahlakla bütünleşen sahih bilgiyle aşılabilineceğinin unutulmaması gerektiği vurgusu yaparak, derginin kapak konusu olan Selefilik ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “İlahiyat Akademi Dergisi’nin bu sayısında Selefilik konusu alanın uzmanları tarafından çeşitli yönleriyle ele alındı. Bu bağlamda Selefilik kavramının ilk olarak ne zaman, nerede, kimler tarafından, kimler için kullanıldığı, Selefiliğin tarihi arka planı, geçmişten günümüze Selefiliğin tarihsel serüveni gibi konulara değinilmiştir. Ayrıca Selefiliğin günümüzdeki durumu, Selefi fraksiyonların birbirleriyle ilişkileri üzerinde de durulmuştur. Okuyucu bu dergide, ‘Selef’ ve ‘Selefi’ kavramları arasındaki ilişki nedir? Selefilik, bir mezhep midir, zihniyet midir? Selefilik ilk olarak ne zaman ortaya çıkmıştır? Modern dönemdeki Selefilik ile klasik dönemdeki Selefilik arasındaki benzerlik veya farklılıklar nelerdir? Selefiyye’yi, Cemâleddîn Afgânî ve Muhammed Abduh çizgisindeki tecdîd ve ıslah arayışları ile özdeşleştirmek doğru mudur? Son dönemde Selefiler arasındaki gruplaşmalar/ayrışmalar ve aralarındaki ilişki nedir? Selefilerin tamamını terörle ilişkilendirmek doğru mudur?”
