Gaziantep Üniversitesi, Başbakanlık Göç ve İnsani Yardımlar Baş Müşavirliği ile Hacettepe Üniversitesi Göç ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin düzenlediği Akademisyenler Toplantısı’nda, ülkemize göç eden Suriyelilerin eğitim, din, güvenlik, barınma, istihdam başta olmak üzere çeşitli sorunlarıyla ilgili son gelişmeler değerlendirildi.
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha Gönüllü ve Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci’nin yanı sıra, çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin katıldığı toplantıda, Suriyeliler için yapılan ve önümüzdeki süreçte yapılması gerekenlerle ilgili olarak Başbakanlık Göç ve İnsani Yardımlar Başkanlığı başta olmak üzere çeşitli bakanlıklara mensup bürokratlar görüşlerini açıkladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Hacettepe Üniversitesi Göç ve İnsani Çalışmalar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan, toplantıyla akademisyenler ile kamu görevlilerinin bir araya getirilmesinin amaçlandığını belirtirken, “Toplantıda ülkemizdeki Suriyeliler ‘in farklı yönlerini ele alacağız. Hem akademisyenler bu konuda görüşlerini ifade etsinler, hem sıkıntı alanlarını ortaya koysunlar. Onun için komşu illerdeki üniversitelerimizin rektörleri ve öğretim üyeleri de aramızda. Bunun çok ciddi katkı sağlayacağını bekliyoruz” dedi
350 BİN SURİYELİ DEVLETİMİZE DUA EDİYOR
Gaziantep Vali Yardımcısı Halil Uymaz ise, Gaziantep’te şuanda 350 bin Suriyeli bulunduğunu belirttiği konuşmasında, “Bu konuda Gaziantep’i birçok bakımdan da iyi örnek diye değerlendiriyoruz. 4 çadır kent, bir konteyner kentimiz var. Nizip, Karkamış ve İslahiye’deki çadır kentlerde 51 bin insan yaşıyor. Şu anda Gaziantep’te 93 bin Suriyeli çocuğumuz ilkokul-lise dönemi arasında eğitim alıyor. Eğitim konusunda oldukça güzel bir seviyeye geldik. Barınma merkezlerinde eğitim okullaşma oranı yüzde 94’ün üzerine çıktı. Barınma merkezleri dışında ise ilkokul seviyesinde yüzde 94’leri yakaladık” diye konuştu.
Daha iyi bir yaşam için bir takım önlemler de aldıklarını anlatan Uymaz konuşmasının devamında, “Bununla birlikte asayişin sağlanmasına yönelik, söz gelimi seyahatler konusunda bir takım yeni düzenlemelere gidiyoruz. Diğer taraftan da kendi istekleriyle yaklaşık 11 bine yakın Suriyeli kardeşimizin çocukları Türk çocuklarıyla beraber okullarda Türkçe eğitim alıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti olarak kayda geçen, açıklanan harcama rakamı şu anda 10 milyar dolar diye beyan ediyoruz. Ama, belki de bu buz dağının görünen kısmı. Bir de görünmeyen kısmı var ki vatandaşlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın çeşitli kurumlarımızın yaptıkları gönülden yapılan yardımlar var ki bunun birkaç katı. Ancak güzel bir çalışma. Çünkü, hepimize dua ediyorlar, devletimize, milletimize dua ediyorlar. Bu duygu düşüncelerle bir an önce Suriye’deki durumun normale dönerek bölgemizde barışın güzel bir şekilde tesis edilmesini ve bu insanların da arzu edenlerin kendi memleketlerine dönerek iki ülke arasında kardeşlik bağları pekişir” şeklinde ifadelere yer verdi.
COŞKUN ÜZERİMİZE DÜŞENİ HEP YAPTIK
Toplantıya ev sahipliği yapan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ise, üniversite olarak başta TÖMER aracılığıyla okul çağındaki Suriyeli gençlere Türkçe öğretilmesi olmak üzere hemen her konuda üstlerine düşeni yaptıklarını vurguladı. Bu amaçla 2012’de büyük bir göç sempozyumuna ev sahipliği yaptıklarını vurgulayarak, “Tüm dünyadan katılımcılar ve dönemin Almanya Göç Bakanı Maria Böhler de katılmıştı. Yine dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olan Fatma Şahin ile de çok kapsamlı bir panel düzenlemiştik. Biz Suriye ile bu savaştan önce çok sıkı ilişkilerimiz vardı. Göçmen kabulü ve buradaki çok çeşitli sorunlara çözüm üretilmesi noktasında Gaziantep çok önemli çalışmalar yapıldı” dedi.
Gaziantep Üniversitesi’nin soruna çözüm olacak çalışmaların en önemli adreslerinden birisi olduğunu vurgulayan Rektör Coşkun, “3 milyon kişiyi birdenbire ülkesine kabul eden, misafir eden bir ülkede bu sorunların kısa sürede çözülebilme olanağının olmadığını hepimiz biliyoruz. Ama çözüm noktasında gerek hükumetin, gerek Cumhurbaşkanlıktan başlayarak bütün adreslerin bu konuda tutarlı kararlı bir çalışmasını görüyoruz. Bu anlamda Gaziantep Üniversitesi olarak da bu komplike başladığından itibaren çok ciddi anlamda sorunun içerisindeyiz. Barınmadan tutun da her noktada Gaziantep Üniversitesi olarak içinde olduğumuz bu sürecin eğitim noktasında da birçok yeniliklere imza attık. Komşu üniversitelerimizle birlikte yüksek öğretim alanında da yeni kapılar yeni anlayışlar ortaya koymaya çalıştık. Kaldı ki bu süreci tüm Türkiye’ye yayılarak, diğer Türkiye’dek üniversitelerin de bu sorunun çözümünde birer ortak olması noktasında da çalışmalar ilerliyor. Bu anlamda da güzel sonuçlar göreceğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
10 BİN YENİ ARAÇ, 35 MİLYON LİTRE SU
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken ise, belediye olarak bin 500’ün üstünde Suriyeli çocuğun yeme, barınma, giyinme gibi fiziki ihtiyaçlarını giderdiklerini belirterek, “Üç aş evimiz var. Birisini Suriyelilere tahsis ettik. Ama, bunlar aperitif çözümler. Bu şehirde 350 bin göçmenimiz varsa günde bir insanın 100 litre su tükettiğini düşünürseniz, 35 milyon litre yapar. 10 bin Suriyelinin kendi aracıyla bu şehre geldiğini düşünürseniz 10 bin trafikte ekstradan araç var demektir. Bütün bunları hesaba kattığınız zaman şehrin yollarını on sene sonra o sayıya gelmeyi düşünürken, on sene önce o sayıya gelmiş oluyorsunuz. Yol genişlemesinden tutun şehir içi trafik sıkışıklığından tutun su temini için yapmanız gereken yatırımları on- on beş yaymanız gerekirken iki üç yıl içinde yapmanız gerekmektedir. O yüzden bu işlerle ilgili kararları acilen alıp acilen hayata geçirmek lazım” diye konuştu.
BARINMA, GÜVENLİK, İSTİHDAM,EĞİTİM VE SAĞLIK
Gerek akademisyen, gerek diğer katılımcılardan gelen soruları cevaplandıran Başbakanlık Göç ve İnsani Yardımlar İdaresi Baş Müşaviri Ali Güneş, Suriyelilerin eğitim, barınma, güvenlik, sağlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması, özellikle istihdam edilebilir seviyedekilerin üretime katkısı için bu tür toplantıların yapıldığını kaydetti. Bu amaçla çeşitli kaynaklarca veri tabanları oluşturulduğunu anlatan Güneş konuşmasında, “Bu ihtiyaç analizi için oluşturduğumuz çalışma gruplarıyla beraber, katılımcılık temel önceliğinde, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının birbirleriyle koordineli çalışmasını hedefliyoruz. Bu temel önceliğimiz. Yine temel önceliklerimizden birisi taraflarla sürekli bir araya gelmek. Göç ile ilgili akademisyenler, sivil toplum kuruluşları hak temelli kuruluşlar bunlar bizim karşılıklı öğrenmemizi gerektiren süreçler olduğu için bunlara da önem veriyoruz. Bu ihtiyaç analizi 2016- 2018 yılını kapsamaktadır. Türkiye’nin göç politikası, stratejisi henüz oluşturulmadı. Dolayısıyla bir bütün olarak sadece Suriyelileri değil, bütün Iraklıları, Afganlıları, Somaliler'i de kapsayan bir politikanın oluşturulması stratejisi henüz başlamadığı için veya henüz başında olduğumuz için ondan önce bir ihtiyaç listesi oluşturuldu. Bu dinamik bir listedir. Göç politikası belirlendikten sonra da ona erilecek bir politikadır” şeklinde ifadelere yer verdi.
