Kadın aileden başlayarak toplumun her alanında, her kademesinde söz sahibi ve belirleyici bir konumdadır. Merhamet ve şefkat timsali olan KADIN, milli ve manevi değerlerimizin nesilden nesile aktarılmasını sağlayarak, insana insan olma hakikatini ve değerini anlatan insanlığın en büyük öğretmenidir.
Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi; “Kadınlar, bizim topraklarımızda hem toplumun hem ailenin temelidir. Bir anne olarak bir eş olarak bir evlat olarak kadın toplumu dönüştüren ülkeye istikamet verendir. Eğer kadın mutluysa ülke de mutludur. Eğer kadın umut içindeyse o ülke kadar umut içindedir. Kadınlarını dışlayan, ikinci sınıf muamele yapan ülkeler ise asla ilerleyemezler.”
Bugün baktığımız zaman 4 milyondan fazla kadın üyesi ile AK Parti dünyanın en büyük kadın siyasi hareketine sahip olan partidir. Hiç şüphesiz AK Parti gücünü yüreğini sonuna kadar davasına açan AK kadınlarımızdan ve siyasetin öncüsü olan kadınlarımızın omuzlarında yükselmektedir. Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi ”Kendi kişisel hikâyemdeki başarının sırrını bir cümleyle özetleyin derseniz, kadınları demokrasiyle, siyasetle buluşturmuş olmayı başarmış olmamdır” demiştir.
Maalesef ki Kadınlarımız, hayatın her alanında birçok zorluklarla karşı karşıya kalmakta, bir insanlık suçu olan şiddete kendilerini en korunaklı hissettikleri aile hayatında dahi maruz kalmaktadırlar. Aslında burada toplumsal bir bilinçlenmeye ve kadına karşı şiddet uygulayan kişilerin de zihniyet dünyasını hep birlikte değiştirmemiz gerekmektedir. Kadınlarımız hak ettikleri konuma ise yükselebilmeleri için büyük fedakârlıklar göstermektedirler. İnanıyorum ki, kadınların güçlendirilerek yaşamın her alanında yer almalarına fırsat verilmesi, cesur ve eğitimli kadınlarımızın, ekonomide siyasete her alanda sayılarının artması, ülkemizi daha müreffeh ve gelişmiş bir seviyeye taşıyacaktır.
Ayrıca toplumumuzda çok ciddi bir rahatsızlık yaratan evlilik ve izdivaç programları milli ve manevi değerlerimize en önemlisi aile yapımıza büyük zararlar vermekte, kadınlarımızın onurunu ayaklar altına alınmaktadır. Televizyon programları evlilik gibi çok kutsal bir alanı öyle bir hale getirmekte ki şirket sözleşmesi yapılır gibi, erkeğin maddi geliri baz alınarak, kadının fiziksel özellikleri, ev işlerini yapması konusundaki becerileri dikkate alınmaktadır. Bu programlardaki senaryolaştırma ne kadar ilgi çekici olursa izlenme oranı o kadar yüksek olur düşüncesiyle, her türlü yola da tevessül edilmektedir. Aile kurumunun yıpratılarak nasıl parçalandığını canlı olarak sunan bu programlara karşı, toplumumuzun gösterdiği hassasiyete binaen duyarsız kalmamız mümkün gözükmemektedir.
Bu vesileyle, kadına şiddet meselesi başta olmak üzere mevcut sorunlarla kararlı bir biçimde mücadeleye devam edeceğiz. Kadınlarımızın karşılaştıkları problemlerin ise, aslında tüm toplumun meselesi olduğu, dolayısıyla da çözümlerin de ancak ortak bir anlayışla çözümlenebileceği unutulmamalıdır.
8 Mart Dünya Kadınlar gününün kadınlara yönelik şiddetin son bulması, cinayetlerin sona ermesi, istismarın son bulması temennisinde bulunarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü içtenlikle kutluyor, başta şehit anaları olmak üzere tüm kadınlarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
