Gaziantep Ülkü Ocakları, 1992 yılında Ermeniler tarafından Azerbaycan’ın Hocalı Kasabasında yapılan 21. Yüzyılın en büyük katliamını Kendirci Kültür Merkezi’nde düzenlediği programda katliamda yaşamını yitirenleri bir kez daha andı.
Kendirci Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Pr. Dr. Bebek Kurbanov ve Pr. Dr. Ilgar İmamverdiyev konuşmacı olarak katıldı. Gerçekleştirilen anma etkinliğinde müzik dinletisi programa katılan misafirlere duygu dolu anlar yaşatırken Kendirci Kültür Merkezi’nin bahçesine açılan resim sergisi Hocalı’da yaşanan zulmü bir kez daha gözler önüne serdi. Gerçekleştirilen programda bir konuşma yapan Ülkü Ocakları Gaziantep İl Başkanı Mehmet Fuat Yozbatıran, “Bu zulme bütün dünya sussa da Türk Milletinin asil evlatları haksızlık karşısında susmayacak ve her daim Hakk'ı haykıracaktır” ifadelerini kullandı.
TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇTİ
Ülkü Ocakları Gaziantep İl Başkanı Mehmet Fuat Yozbatıran “Çağdaş dünyanın gözleri önünde yapılan 21. yüzyılın en büyük soykırımı Hocalı katliamının 25′inci yıl dönümündeyiz. 26 Şubat 1992 tarihi Azerbaycan ve Türk Dünyası için en acı günlerden biri olmasının yanı sıra insanlık tarihi için de kara bir lekedir. İnsanlıktan nasibini almamış Ermeniler, 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan o kara gecede bölgedeki Sovyetlerin 366. Mekanize Alayının da desteği ile Hocalı kasabasında, 83 çocuk, 106 kadın ve 70′den fazla yaşlı dâhil olmak üzere toplam 613 kişiyi katletti. Yaşanan sadece insanların katledilmesi değildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde birçoğunun yakılmış olduğu, gözlerinin oyulduğu tespit edildi. Hamile kadınlar ve çocukların da bu vahşete maruz kaldığı belirlendi” şeklinde konuştu.
“TEK SUÇLARI TÜRK OLMAKTI”
Bu yaşananların birer vahşet ve zulüm olduğunun altını çizen Yozbatıran, “Ne ortaçağda ne de çok uzağımızdaydı. Yakın bir tarihte ve bütün insanlığın gözleri önünde yaşanmıştı o kara gece, insanlığın o yüzkarası. Arkasına Rus desteğini alan Ermeni ordusu, dağlık Karabağ’ı işgal ederek Hocalı’da yaşayan çoğu silahsız kadın ve çocuklardan oluşan yüzlerce insanı vahşice yok etti o gece. İnsanların derilerini soyarak, hamile kadınların karnını yararak, çocukların cesetleriyle oyun oynayarak… Yüzlerce insan, o gece hunharca, barbarca öldürüldü. Hiç kimsenin aklına gelmeyecek işkence yöntemleri bu insanların üzerinde denendi. Hiçbir suçları yoktu sadece Türk olmalarıydı, gözü dönmüş katiller tarafından hunharca katledilmelerinin tek sebebi. Evet, bütün günahları Türk olmaktı. Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ Bölgesindeki Hocalı köyünde 26 Şubat 1992 yılında yaşanan katliam uluslararası camianın suç olarak kabul ettiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar kapsamındaki tanımlamalarla birebir örtüşmektedir” dedi.
İNSAN HAKLARINA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SOYKIRIMDIR
Yozbatıran sözlerini şu şekilde sürdürdü;“Hocalı soykırımına katılmış Ermenilerin ve onların yardımcıları yaptıkları insan haklarına ve uluslar arası hukuki antlaşmalara, Cenevre Sözleşmesi, İnsan Hakları Beyannamesi, Vatandaş ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi’ne, karşı olarak işlenmiş bir soykırımdır.
Fakat ne “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”, ne “Cenevre Antlaşmaları” ne de diğerleri hiçbiri çare olmuyor. Zulüm gören Müslüman ise hele bir de Türk ise, bütün vicdanlar sağırlaşıyor, bütün gözler körleşiyor ve bütün idrakler kararıyor.
- Yüzyılın ‘çağdaş’ dünyası halen Hocalı katliamına sessiz kalmaktadır, görmezden gelmektedir. Türk’ün çığlığı uluslararası kamuoyunda hiçbir yankı bulmamaktadır. Unutmasınlar ki aziz milletimiz “Soydaşlarımızın ırzına, namusuna, şerefine, hayat ve varlık haklarına kast etmeye cüret eden Ermenileri lanetle ve nefretle hatırlayacaktır.” Bu vesile ile katledilen bütün soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz.”