Gaziantep 2 milyon nüfusa sahip olmasına rağmen bünyesinde bulunan iki kadın sığınma evi ile dikkat çekiyor. Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin arttığı ülkemizde kadın sığınma evlerine talep artıyor.
!#**v335&pl=true**#!
Artan talepler karşısında kentte bulunan iki kadın sığınma evi ihtiyaçlara karşılık veremezken, Kamer Vakfı Gaziantep Şube Başkanı Burcu Yıldıran, “Kanunlara göre bir ilçede her 5 bin nüfusa bir kadın sığınma evi yapılması gerekiyor. Gaziantep gibi büyük bir kentte yalnızca iki tane kadın sığınma evi bulunuyor. Kamer Vakfı olarak Gaziantep’te kadın sığınma evlerinin sayısının arttırılması konusunda yıllardır mücadele ediyoruz ” diye konuştu.
!#**h3934**#!
2 MİLYON NÜFUSA 2 SIĞINMA EVİ
Kamer Vakfı Gaziantep Şube Başkanı Burcu Yıldıran, Kadına Şiddet olayları ve Kadın Haklarına yönelik gazetemize açıklamalarda bulundu. Gaziantep’te iki tane Kadın Sığınma evi bulunduğunu ifade eden Yıldıran, “Kanunlara göre her 5 bin nüfusa bir kadın sığınma evi yapılması gerekiyor. Ancak Gaziantep’te biri Büyükşehir Belediyesi’ne diğeri Aile Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kadın sığınma evi iki sığınma evi bulunuyor. Gaziantep gibi büyük bir kentte sadece iki tane sığınma evi bulunuyor. Bu sığınma evleri kadınların taleplerini karşılayabilecek durumda değil. Sayı olarak bu sığınma evleri kadınların taleplerini karşılayamayacak halde bulunuyorlar. Şiddet gören kadınları talepleri doğrultusunda yönlendiriyoruz ancak can güvenliği olmayan kadınlara öncelik tanıyoruz. Çünkü Gaziantep’te bulunan iki sığınma evi talepleri karşılayacak durumda değil. Talepte bulunan kadınları yönlendiriyoruz ancak yer olmadığı için taleplere karşılık veremiyor. Gaziantep’e yeni bir sığınma evi şart ancak bu konuda herhangi bir çalışma yok. Kanunlarda nüfusu 5 bin olan her ilçenin bir sığınma evi açması gerekiyor ama Gaziantep’in nüfusu çok yüksek olmasına rağmen sadece iki tane sığınma evi bulunuyor” diye konuştu.
“9 AY SONRA NE OLACAK?”
Sığınma evlerinde kadınların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yeterli çalışma olmadığını söyleyen Yıldıran, “Sığınma evlerinde kalan kadınların ihtiyaç ve taleplerini karşılamaya yönelik çok fazla olanak bulunmuyor. İş talebinde bulunan kadınların taleplerini İş-Kur vasıtası ile istihdam etmeye çalışıyorlar. Sığınma evlerinde işe yönelik değil de hobiye yönelik kurslar var. Düşük miktarda ücret veriliyor. Kadının talebi doğrultusunda sığınma evinden ayrılabiliyor. Sığınma evlerinde en fazla 9 ay kalınabildiği için kadınlar, ‘Sonrasında ne olacak?’ diye soruyorlar. Sığınma evinde kalan kadınlar sonrasında ne yapacaklarını düşündükleri için sığınma evine gitmekten vazgeçiyorlar. Ne yazık ki mağdur kadınların sığınma evlerinde daha uzun süre kalmalarına yönelik bir çalışma yok. Kamer Vakfı yıllardır Gaziantep’e yeni sığınma evleri yapılması konusunda görüşmeler yapıyor. Ancak herhangi bir sonuç alamadık” şeklinde konuştu.
“KADINLARI KORUMAYA YÖNELİK YASALAR VAR AMA…”
Gaziantep’te son dönemlerde yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin konuşan Yıldıran, “Gaziantep’te ve Türkiye’de kadın cinayet olayları artmadı aslında görünür hale geldi. Kadınlar hakları konusunda daha fazla farkındalık sahibi oldukça mücadele etmeye başladılar. Kadınlarımız eskiye nazaran daha bilinçliler ancak yapabilecekleri çok bir şey yok. Kadınları koruyan yasalar var ancak uygulama noktasında sıkıntılar var” diye konuştu.
“SURİYELİ MÜLTECİ KADINLARA YÖNELİK EĞİTİMLER DÜZENLENİYOR”
Suriyeli Mülteci Kadınlara yönelik eğitimler düzenlediklerini ifade eden Yıldıran, “Suriyeli Kadınlara yönelik Birleşmiş Milletler iş birliğiyle başlatmış olduğumuz ‘Adıyaman- Gaziantep Dışarıda Kalan Kadın ve Kız Çocukları için Güvenli Alanlar’ projemiz devam ediyor. Aralık ayının sonunda bu proje sona erecek. Suriyeli Mülteci 40 kadına okuma-yazma kursu veriyoruz. Farkındalık Grup çalışmaları, Anne-Çocuk grup çalışmalarımız devam ediyor. Atölyelerimizde 20 kadınımız ise el becerileri, dikiş, Kutnu dokuma ve örgü kursları düzenliyoruz. Adıyaman- Gaziantep Dışarıda Kalan Kadın ve Kız Çocukları için Güvenli Alanlar Projesi ile birlikte özellikle Suriyeli Kadınlardan şiddet konusunda çok sayıda başvuru alıyoruz. Projenin ilk aşamasında barınma ve gıda ihtiyacını karşılamaktı. Şiddet sonraki aşama idi. Bazı Suriyeli Kadınları vakfımız aracılığıyla Sığınma evlerine yönlendiriyoruz. Ancak Kadın Sığınma evlerinde tercüman bulunmadığı için kadınlar, iletişim kuramadıkları için kısa süre sonra sığınma evlerinden ayrılıyorlar. Kadınların talepleri doğrultusunda yönlendiriyoruz. Eğer hukuki bir süreç varsa Baroya, iş arıyorsa İş-Kur’a ve talepleri doğrultusunda sığınma evlerine yönlendiriyoruz. Suriyeli sığınmacı kadınlar bize en çok iş konusunda başvuruda bulunuyorlar. İş-Kur’a eğitime gidiyorlar” ifadelerini kullandı.
