TÜRKONFED, Orta Gelir Tuzağı raporlarından sonra ekonomi-siyaset-toplum ilişkisini ele alan “Yeni Anayasa’ya Doğru, Kurumsal Reform ve Demokrasi Kültürünün Gelişimi” raporunu, paylaştı.
Siyasal-ekonomik ve toplumsal sorun alanlarına odaklanan çalışmalarıyla bir iş dünyası örgütü ve düşünce kuruluşu olan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu TÜRKONFED, önceki yıllarda yayımladığı Orta Gelir Tuzağı raporlarından sonra, ekonomi-demokrasi ilişkisine vurgu yaptığı “Yeni Anayasa’ya Doğru: Kurumsal Reform ve Demokrasi Kültürünün Gelişimi” raporunu medya kurumlarının temsilcileriyle İstanbul’da düzenlenen bir basın toplantısında paylaştı. İstanbul Radisson Blu Hotel Şişhane’de düzenlenen basın toplantısında medya kurumlarının temsilcilerini TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, raporun koordinatörü İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. E. Fuat Keyman, Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, TÜRKONFED başkan yardımcıları Şükrü Ünlütürk ve Ömer Ertuğrul Erdoğan karşıladı.
Rapor hakkında medya mensuplarına bilgi veren TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, ekonomi-demokrasi ilişkisine vurgu yaptı. Raporda, ekonomi-siyaset-toplum ilişkisini ele alıp, ekonomik kalkınmada demokratik reformların önemine değindiklerini belirten TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Yeni Anayasa’ya Doğru: Kurumsal Reform ve Demokrasi Kültürünün Gelişimi” raporu ile devlet ve düzenleyici kurumların adil ve etkin çalışmasının ekonomik kalkınmayı hızlandıracağını söyledi. Kadooğlu, “Hazırladığımız raporla, demokrasiyi bir toplum yönetim tarzı olarak ele alıp, toplum yönetiminin kurumsal ve zihniyet alanlarına yoğunlaşarak katkı vermek istedik. Yeni Anayasa, bugünün ve yakın geleceğin temel gündem maddelerinin başında gelmektedir. Hiç şüphe yok ki, Türkiye’nin; yeni, sivil, demokratik, birlikte yaşama kültürünü güçlendirecek, ekonomik dinamizm ve istikrarı sürdürebilir konuma getirecek bir anayasaya gereksinimi vardır. Yapılan tüm değişikliklere rağmen, 1982 Anayasası karar vericiler ve toplumun farklı kesimlerinin de uzlaştığı gibi Türkiye’ye dar gelmektedir” diye konuştu.
“AMACIMIZ TÜRKİYE DEMOKRASİSİ ÇÖZÜMLEMESİ SUNMAKTIR”
Yeni Anayasa için somut öneriler getirmediklerini vurgulayan TÜRKONFED Başkanı Kadooğlu, sistem tartışması yapmadıklarını, bir Türkiye demokrasi çözümlemesi sunmayı amaçladıklarını kaydetti. Demokrasi için kurumsallaşmış yapılara ihtiyaç duyulduğunu aktaran Kadooğlu, “Kurumları, denge ve denetim mekanizmaları yeteri kadar güvence altına alınmış, bireysel ve kolektif özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletilmiş bir demokratik yönetim sisteminde, demokrasi kültürünün arzu ettiğimiz toplumsal derinliği kazandığını; Yani, Orta Demokrasi Tuzağı’na düşülmediğini gözlemliyoruz” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin gelişmiş demokrasi standartları için kurumsal reform ve zihniyet değişiminin bir an önce hayata geçirilmesinin önemine değinen TÜRKONFED Başkanı Kadooğlu, 2016 yılında Yerel Yönetimler ve Yerel Demokrasi alanında AB standartlarına uygun reform önerileri üzerinde çalışacaklarını hatırlattı. Türkiye’nin demokrasi yolculuğunda bir iş dünyası örgütü ve düşünce kuruluşu misyonu ile TÜRKONFED’in her alanda yapacağı çalışmalarla sürece destek vermeye devam edeceğini ifade eden Kadooğlu, “Son zamanlarda hiç olmadığı kadar huzura, iç barışa, birlik ve kardeşliğe ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Bugün ülkemizin Doğu ve Güneydoğusu’nda yaşanan acılar hepimizin ortak acıları. Her gün gelen ölüm haberleri, sokağa çıkma yasakları, aksayan eğitim ve sağlık hizmetleri, göç etmek zorunda kalan bölge insanının yaşadıkları ülkemizin de ortak acısı... Ülkenin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine bir arada yaşama kültürünü geliştirmemiz, sorunlarımızı demokrasi ve barış paydası altında gerçekleştirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“KURUMSAL VE ZİHİNSEL REFORMU GERÇEKLEŞTİRMELİYİZ”
Raporun tanıtımı, Prof. Dr. E. Fuat Keyman ve Bekir Ağırdır’ın katıldığı toplantıda detaylarıyla ele alındı. Türkiye’yi geleceğe taşımak için bir haritalama yapılan raporda; hızlı değil, doğru karar vermenin önemine değinildiğini belirten Prof. Dr. Keyman, Yeni Anayasa’nın odak noktasının öncelikli olarak kurumsal ve zihinsel reformu gerçekleştirmek olduğunu söyledi. Keyman, ‘‘Yeni Anayasa çalışmaları, 2011’deki düzlemden güç alarak, Batı’nın demokratik değerlerini benimsemiş bir ekonomik yönetişim sistemi kurmanın da yolunu açabilmeli. Bu noktada yaptığımız araştırma, demokrasi ve ekonomik kalkınma arasında reddedilemeyecek bir bağlantı olduğunu gösteriyor’’ diye konuştu. 2011’de, Yeni Anayasa çalışmaları sırasında ulaşılan uzlaşma ve tabana yayılma çizgisinin, yeni dönemde de kaydedilmesi gerektiğinin altını çizen Keyman şunları ifade etti: ‘‘İster başkanlık sistemi olsun, ister parlamenter sistem, önemli olan denge ve denetleme anlayışının oluşturulmasıdır. Bizler bu raporu hazırlarken mekanizmayı değil, o mekanizmanın doğru işlemesi için şart olan değerler sistemini odağımıza aldık. Demokratik ilkeler çerçevesinde demokratik ve ekonomik kalkınmayı aynı anda gözeten bir anayasa çalışması beklentisi içerisindeyiz. Başkanlık veya parlamenter sistemi ayrımı yapmadan önce, sistemin ruhunu oluşturacak olan kurumsallaşma bilinciyle hareket etmenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.
Yeni Anayasa’nın Türkiye’nin sorunlarına ve ihtiyaçlarına uygun olması gerektiğini belirten Keyman, “Türkiye ilginç bir dönüşüm sürecinden çıkmış oluyor. Vesayet sisteminden çıkma şansına sahip bir ülkeyiz. Vesayet sistemden çıkmayla demokrasi arasında bir kopukluk var. Türkiye demokratikleşmiş değil, kutuplaşmış bir Türkiye’ye dönüşüyoruz. Kutuplaşma sorununa da yanıt veren bir anayasa olması gerekiyor” dedi.
Raporu hazırlarken bireyselleşme ve aile, insan hakları, gündelik hayatta öteki algısı, hukuk ve adalet algıları ile güven üzerine birçok araştırmanın sonuçlarından da faydalandıklarını belirten KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır da, ‘‘Amacımız, kutuplaşma ve güvensizlik sorunlarını çözmesini umduğumuz yeni anayasa çalışmalarının kurumsallaşma adına Türkiye’ye sınıf atlatmasıdır. Anayasayla çözülecek meselelerimiz var doğru, ama bir de yaptıktan sonra ki süreçte çözülecek sorunlarımız da var. Hem devlet-toplum ilişkisinde hem de toplumun kendi içinde uzlaşması gerekiyor. Toplum değişti diyoruz, ama aynı zamanda zihniyetin de değişmesi gerekiyor” diye konuştu. Ağırdır, konuşmasında toplumun insan haklarına dair anlayış, bilinç ve duyarlılık seviyesini, diğer bir taraftan da bu algıyı şekillendirmede rolü olan ana aktörleri bilmenin, demokrasi eşiğini aşmak için önemli ipuçları verdiğini de sözlerine ekledi.