Sizi tanıyabilir miyiz?
NİDA DAİ: Gaziantepliyim.22 yıllık kadın doğum hastalıkları uzmanıyım. İki çocuk annesiyim.
Başarılı bir kadın doğum uzmanı nasıl tamamen farklı bir alana yönelir?
NİDA DAİ: Aslında mesleğimi çok severek yapan birisiyim. Ama zaman içinde insan bazen tükenmişlikler yaşıyor. Her şeyi bırakıp gitmek istediğiniz olur ya bazen. İçiniz de kopan fırtınalar var ama onu çokta anlamlandıramıyorsunuz . Ben de hareketli birisiyim. Evet severek yaptığım bir işim var ama bana yetmiyordu.
Ama önce hastanedesiniz, hastaneden buraya geliyorsunuz . Sonra muhakkak ki acil doğumlara gidiyorsunuz. Peki bu enerjinizin kaynağı nedir? ?
NİDA DAİ: Şuan işlerimi keyifli şekilde yapıyorum. Belki daha çok yoruluyorum ama daha mutluyum. Gece saat 2’de gidiyorum. Saat 8’de hastanedeyim. Bende yorgunluk ifadesi de yok. Günde 4 saat uykuyla canavar gibiyim, çünkü çok mutluyum. İstediğim işi yapıyorum, keyifle çok severek yapıyorum. Burayı evim, insanları da misafirim gibi görüyorum. Mesela bende bir müşteriyim. Gaziantep’li olarak mekanlardan işletmelerden beklediğim şeyler vardır. Ben bunları hissederek bu işin içine girdim ve Gaziantep halkının ne istediğini çok iyi biliyorum. Eğer onların istediği gibi sunum, tarz yapabilirsem ve çıtayı asla düşürmezsem ki mutlu olacağım. Bu işi asla para için değil, tamamen prestij için kendim için yapıyorum.
Eşinizden destek aldınız mı?
NİDA DAİ: Tabii ki de sonuna kadar destekledi beni.
İşletmecilik zor bir kulvar değil mi? Kadın doğum uzmanlığı gibi yorucu bir işinizin olduğunu düşünecek olursak…
NİDA DAİ: Ben zaten bir arayış içerisindeydim. İşletmeciliğe de yabancı değilim ilk ” Polen”le başladım ve böylece önümün açıldığı bir vizyonum oldu.Orada ufak bir işletmecilik deneyimi kazandım ama tabi bu tek kalemdi ve orada insanları idare edebiliyor muyum? Diye kendimi test etme imkanım oldu. Personelim ile çok güzel bir iletişimimiz oldu. Ayrıca hekim olduğum ve insanlarla iletişim de tecrübe sahibi olduğum içi kişiler arası ilişkilerde muhatap nasıl olunur, insanlar ne beklerler bilgi sahibiyim.
İlgi alanınız genelde eğlence üzerine olup bu alanda araştırmalar yaptınız değil mi? Yani giyim sektörü gibi kulvarları düşünmediniz mi?
NİDA DAİ: Hayır giyim sektörünü hiç düşünmedim. Turizm, eğlence ve yeme-içme sektörü daha çok ta insanları memnun etme, konuk ağırlama ve organizasyon üzerine çalışmalarım, araştırmalarım oldu. Ben zaten ziyaretçileri müşteri gözüyle değil misafir gözüyle görüyorum.
North Shield’la tanımanız nasıl oldu? size böyle bir teklifi onlar mı getirdi? siz mi onları buldunuz?
NİDA DAİ: Farklı mekanlarla görüşmelere gittiğimde bir şeyler hissedemedim. Hepsiyle de görüşmelerimiz yarım kaldı. North Shield’i bulduğumda işte bu dedim. Bir gece uykusuz kaldım internette. Çünkü önüme çıkana bir resme aşık olmuştum. İşte bu dedim. Teoman Bey’e bir şekilde ulaşma şansını yakaladım ve Teoman Bey’in İstanbul’a davet etmesi, sohbetimiz sırasında da çok beğenmesi nedeniyle bu iş oldu.
Onlar daha önce Gaziantep’ te şube açmayı düşünüyorlar mıymış?
NİDA DAİ: Hayır öyle bir düşünceleri yokmuş. Tamamen kişisel samimi duyguların oturması mı diyeyim, her şeyin birbirini bulması mı diyeyim, denk gelme şeklinde oldu. Ardından çok güzel bir süreç başladı. İstanbul’da ekibimle birlikte 20 günlük bir eğitim aldık. Şanslıyım doğru insanlarla beraber bu yola çıktım.
Hızlı bir karar verme süresi geçirmişsiniz…
NİDA DAİ: Başından sonuna 7 aydır olmuş çalışalı ama inşaat süreci dört ay sürdü. Ciddi anlamda bunun altında büyük bir iş var baya zorlu bir süreçten geçtik. Buranın asıl sahiplerinin yabancı olduğu sanılıyor ama sahibi Teoman Bey’dir . İskoçya’da ve İngiltere’ de kendisi eğitimlerini tamamlamışlar. Oranın kültürünü almış ve Türkiye’de böyle bir yer yapmayı ilke edinmişler. Mekanların 25 yıl öncesinden bahsediyorum. Teoman Ben aslında mimar. Kızının biriside iç mimar ve o bütün dekorasyonuyla uğraşıyor. Diğer kızı da mutfakla olan kısımla ilgileniyor. Tamamen bir aile şirketi
Konseptinizde diğer mekanlardan farklı görünüyor.” İnsanlar kendilerini evlerinde gibi hissetsin”…sloganınız var…
NİDA DAİ: Aynen dediğiniz gibi. Gelip oturana ne zaman kalkacak diye bakılmıyor. Neden bir şey yiyip içmiyorsun diye de sorgulanmıyor. Misafirlerimiz içeceklerini yudumlarken biryandan müzik dinleyip kitap okuyabilirler.Ve diledikleri kadar kalabilirler.Misafirlerimizi rahat ettirmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Evet bazen tepenizde bekleyip son lokmanızı size zehir edenler az değil. En sevmediğim şeydir.Yiyeceğini yedin kalk git demenin diğer bir şekli…
NİDA DAİ: Özellikle akşam üzeri saat 5’ten sonra işinden çıktın. Günün yorgunluğunu gel tek başına otur. Sadece içki içmek de değil.Bir yorgunluk kahvesi iç, ufak bir şey atıştır. Arkadaşlarınla sohbet et. İstersen de hiçbir şey yeme içmeden sadece otur. Bizde farklı bir kültür oluşturmak istiyoruz. Onun içinde slov bir hayat var burada. Bizimkisi fast food değil, restorantçılık, lokantacılık hiç değil . Maalesef yemekler gecikti diye serzenişte olanlar oluyor. Ama burası restorant değil ki. Mutfak ona göre düzenlenmiş değil ki. Eğer yemek için gelmiş isen burada sen uzun uzun oturacaksın, yavaş yavaş yemeğin pişecek. Çünkü yemek baştan yapılıyor. Hiçbir şey önceden hazır değil burada. Bir şey ısmarladığında her şey içerde en doğal en güzel en kaliteli şekilde 20-25 dakikada belki yarım saatte gelecek. Ama senin için özel olarak pişiyor.
Ne kadar temiz ve organik bir yaklaşım.
NİDA DAİ: Burada önden hazırlık yapılan restoran mantığı olayı yok. Herhangi bir içki alırken burada otur , barmenle sohbet et veya da incele. Amacımız insanların kendilerini rahat ve huzurlu hissedebilecekleri yada kendi evinde gibi hissedebilecekleri bir ortam oluşturmak.
Yani ye iç git olayı değil de, otur sohbet et, relax ol tam bir terapi gibi
NİDA DAİ: Evet o mantık ta olan rahat ve sıcak bir ortam. Bakın hanımlar spor salonundan çıkıp grup olarak geldiler buraya. Oturup sohbetlerini ediyorlar. Ne kadar güzel ve özel değil mi? Bizde onların bu güzel paylaşımlarını ölümsüz kılmak için hizmet vermeye çalışıyoruz.
Gaziantep için farklı bir mekan kültürü anlayışı…
NİDA DAİ: Amacımız da öyle bir kültür ortamı sağlamak. Ama burada kültür derken içki kültürü değil amacımız. İngiliz kültürü’ de değil. Kültür derken modern kültür yani İstanbul’da ya da Türkiye’nin en iyi şekillerinde diyeyim yada yurt dışında herhangi bir ülkeye gittiğinizde hissettiğiniz şeyi buraya getirmek. Örneğin ilk açıldığımız günlerde buraya gelen insanlar garsona önce “hey arkadaş “diye seslenirken sonraki gelişlerinde Reşit Bey bakar mısınız? demeye başladılar. Burası kendi kendine bunu geliştirmeye başardı.
Kadınlara yönelik aktiviteleriniz olacak mı? Daha çok kadına yönelik rahat edebilecekleri bir mekan şeklinde düşünülebilir mi?
NİDA DAİ: Yüzde elli potansiyelimizin bayan olmasını hedefliyoruz. Bu bizim için çok önemli.Sadece erkeklerin bulunduğu bir mekan değil,en az erkekler kadar bayanlarında bulunacağı rahat edebileceği bir mekan hedefimiz. Değişik ve farklı aktivitelerimiz olacak.Bir kaç firmadan, mağazalardan gelip, birlikte neler yapabiliriz diye projeler ürettik.Bazı konseptleri belirlemek üzereyiz.Küba geceleri gibi, Frank Sinatra gecesi gibi konsept gecelerimiz olacak.Yabancı sözlü, dinlenme amaçlı,saatlere göre ayarlanmış bir müzik dinletisi.. Kitap tartışmalarının yapılacağı günler olacak. Amacımız burada kültürel bir ortam oluşturmak.
Tamamen özgür ve rahatlama alanı sağlayan bir ortam diyebilir miyiz?
NİDA DAİ: Aynen öyle. Zaman içinde ne yapmak istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Farklı olarak, viski tadım gecelerimiz, şarap tadım gecelerimiz var. Herhangi bir konuda istediğin kadar barmenim ile, müdürüm ile ya da benimle sohbet edebilirsin. Bize ne kadar yüklendiyse bizde o kültürü hepsini size sunmak isteriz ama empoze etmeye çalışmayız. Kendi adıma söyleyeyim bende bunu kültür olarak görüyorum ama bu tamamen kişisel iradeyle ilgili. Günlük hayatımda içen bir insan değilim evimde de alkol yok. Müsait de olur isem bu şubatta umreye gitmeyi düşünen kültürlü bir insanım. Dini inançları çok kuvvetli ailelerden gelen normal insanlarız. Aşırı uçlarda değiliz. Kendi içimizde anı yaşayan aynı zamanda sosyal , kültürlü, görmüş geçirmiş insanlarız.
Peki buraya hatırı sayılır bir birikiminizi yatırmışsınız. Çevrenizden sen ne yapıyorsun gibi tepkiler aldınız mı?
NİDA DAİ: Çevremden de inanılmaz denecek şekilde caydırıcı tepkiler aldım. Herkes ne yapıyorsun? dedi oğullarımda dahil olarak. Ama ben hiçbir zaman korkmadım. Benim kendime güvenim ve inancım tamdır. Bir şeyi çok yapmayı istersem de korkmadan yaparım. Bu ayrı bir enerji ve Allahın bana yüklemiş olduğu bir misyon
O zaman şunu söyleyebilir miyiz okurlarımıza. Her insanın hayatında zaman zaman mesleğinde, yaşamında bıkmışlık tükenmişlik sendromu yaşayabilir , her şeyi bırakıp gitme istediği oluşabilir.İşte tam da bu nokta da içinizdeki gerçek sizin ortaya çıkartma zamanınız gelmiş olabilir.
NİDA DAİ: Tam da benim içimde sakladığım Nida’nın artık dışarıya çıkma vaktinin gelmiş olması gibi. Saklanmış ve bastırılmış Nida’nın ortaya çıkışıdır bu. Daha çok yorulan,daha çok koşturan ama bir o kadar da çok daha mutlu bir Nida.
Hayallerinizi özgür bırakın.Herkes kendini aşmalı ve saklı kalmış gücünü korkmadan göstermeli.Özelliklede kadınlarımızın.