Yaşam

“Her 3 yetişkinden biri şişman”

“Her 3 yetişkinden biri şişman”
03-12-2017 08:17
Gaziantep

SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurten Budak, Türkiye’nin, önlenebilir bir hastalık olan şişmanlığın tedavisi için her geçen yıl daha fazla para ve emek harcadığını söyledi.

Prof. Dr. Budak, SANKO Üniversitesi tarafından, Sani Konukoğlu Hastanesi Toplantı Salonunda düzenlenen Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Kursunda, “Şişmanlık Epidemiyolojisi ve Tedavi Yöntemleri” konusunda sunum yaptı.

Ülkemizde her geçen yıl hızla artan bir hastalık olan şişmanlığın tedavi maliyetinin de her yıl arttığını belirten Prof. Dr. Budak, şöyle devam etti:

“Türkiye’de her 3 yetişkinden biri şişman. Vücutta sağlık için risk oluşturacak düzeyde aşırı miktarda yağ birikmesi olarak tanımlanan şişmanlık kadınlarda, erkeklerden çok daha yaygın. Şişmanlık, vücuda besinlerle alınan enerji miktarının, vücutta harcanan enerji miktarından fazla olması ve hareketsiz yaşam tarzından kaynaklanmaktadır.

Yeterli ve dengeli beslenme ile hareketli yaşam tarzı şişmanlığın oluşmasını önleyebilir. Şişmanlığın tedavisinde anahtar rolü, diyetisyen kontrolünde gerçekleştirilen diyet tedavisi oynar. Ancak ağır derecede şişmanlığın tedavisinde, ‘bariatrik cerrah’ uygulamaları etkilidir ve ülkemizde başarılı olarak gerçekleştirilmektedir.”

YRD. DOÇ. DR. BAŞAR AKSOY

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Başar Aksoy ise “Obezite ve Metabolik Cerrahi Nedir? Kimlere Uygulanır?” konularına değindi.

Sani Konukoğlu Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Kliniği Sorumlusu da olan Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Obezite, günümüzde yaygın hale gelen global bir sağlık problemi. Kozmetik ve sosyal hayatı etkileyen bir sorun olmaktan öte, Tip 2 diyabet (DM), hipertansiyon, dislipidemi (kandaki doğal kan yağlarının olması gerekenden fazla miktarda bulunması), koroner arter hastalıkları, eklem rahatsızlıkları ve uyku apne sendromu gibi ek hastalıklara da neden olarak hem yaşam süresini anlamlı derecede kısaltır, hem de tedavi maliyetlerini artırır” dedi.

Kansere bağlı ölümlerin ve kanser insidansında (bir hastalığın belli zaman aralığında eklenen yeni olgu sayısı) artışının da obeziteye paralel olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Erkeklerde kolon kanseri, kadınlarda meme kanseri görülme oranları obez bireylerde anlamlı derecede fazladır. Vücut ağırlığında yüzde 10 kadar bir azalma bile obeziteyle ilişkili risk faktörlerinde çok önemli oranda azalma sağlamaktadır” diye konuştu.

İstatistiksel verilere göre obezite tedavisi uygulanan ve kilo veren kişilerin yüzde 95’inden fazlasının yeniden kilo aldığına vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Aksoy, “Morbid obez hastaların yaşam tarzı değişiklikleriyle (tıbbi beslenme tedavisi, egzersiz ve davranış terapileri ile) tedavi edilmeye çalışılması hem hastanın sağlık sorunlarının çözümü, hem de maliyeti açısından düşündürücüdür. Bu nedenle bariatrik cerrahi uygulamaları bu hasta grubu için çok daha etkin sonuçlar verebilmektedir” ifadelerini kullandı.

PROF. DR. HALİL COŞKUN

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Coşkun da obezitede ve metabolik cerrahinin sonuçları ile ilgili sunum gerçekleştirdi.

“Diyet ile kilo vermede başarılı olan hastalardan yalnızca yüzde 5-10’u birkaç yıl boyunca kilolarını korudukları düşünüldüğünde obezite cerrahisi uzun dönemde son derece etkili bir yöntemdir” diyen Prof. Dr. Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Obezite cerrahisinin, kilonun çok daha düşük seviyelere düşürülmesinde, uzun vadede kilo kaybının sürdürülmesinde ve obezite ile ilişkili yandaş hastalıkların iyileşmesi için de iyi sonuçların alındığı etkili bir tedavi seçeneği olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Coşkun, şu bilgileri verdi:

“Obezite cerrahisi kabul edilebilir maliyet etkinliği ile birlikte obezitenin tıbbi tedavisinden daha etkilidir. Bugünkü verilerle en fazla kilo kaybettiren ve kaybedilen kilonun uzun vade de korunmasını sağlayan obezite tedavi yöntemi, obezite cerrahisi prosedürleridir.”

ARŞ. GÖR. DİYETİSTEN SAADET ÖZEN

“Bariatrik Cerrahide Diyetisyenin Rolü” konusuna değinen SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Diyetisyen Saadet Özen, bariatrik cerrahi öncesi hastanın, multidisipliner (birçok branşın yer aldığı) bir ekip tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bu ekibin; hasta ve hastalıkla beraber gelen diğer sağlık sorunları ile birlikte obezite cerrahı, hemşire, diyetisyen, fizyoterapist, psikiyatrist, psikolog, endokrinolog, uyku bozuklukları uzmanı, kardiyolog, gastroenterolog, anestezist ve radyologdan oluştuğuna dikkati çeken Özen, konuşmasında özetle şu görüşleri paylaştı:

“Ameliyat başarısı, hastanın ameliyat öncesi ve sonrası uygulayacağı diyete uyumu ile ilgilidir. Ekip çalışmasına yatkın, iletişim becerileri güçlü diyetisyenler operasyonun başarısına ciddi katkı sağlar. Bariatrik cerrahi ekibindeki diyetisyen hastanın şişmanlama nedenlerini irdelemeli, Beden Kütle İndeksini saptamalı, daha önceki kilo verme öyküsü dinlemeli, vücut ağırlığı ölçümlerini ve beslenme durumunun klinik değerlendirmesini yapmalı.

Hastanın ameliyat öncesi kilo kayıpları ve beslenmesini planlamalı, operasyon sonrası uzun bir dönem beslenme danışmanlığı vererek, beslenme planı yapmalı, kan şekeri kontrolünü sağlamalı, takip etmeli ve kişinin normal beslenme düzenine geçene kadar geçireceği tüm aşamalarda yardımcı olarak şikâyetlerine uygun çözümler önermelidir.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER