Gündem

HKÜ’den “Yenilenebilir enerjide yeni konuşmalar” konferansı

HKÜ’den “Yenilenebilir enerjide yeni konuşmalar” konferansı
21-05-2021 09:15
Gaziantep

Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Mühendislik Fakültesi’nin Kalyon PV Solar Akademi, Kalyon Ar-Ge ve KALİTTO (Kalyoncu İnovasyon ve Teknoloji Transfer Ofisi) ile birlikte düzenlediği “Yenilenebilir Enerjide Yeni Konuşmalar” konferans serisinin son konuğu "Yenilenebilir Hidrojen Ekosistemi" üzerine söyleşi yapan Prof. Dr. Adnan Midilli oldu. Midilli, Türkiye’nin dünya enerji politikalarına yön verebilecek potansiyele sahip olduğunu hatırlatarak, ülkemizde yenilenebilir hidrojen ekosisteminin oluşturulması gerektiğini söyledi.

Moderatörlüğünü HKÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Halil Güzelbey’in yaptığı çevrim içi söyleşide Prof. Dr. Adnan Midilli, yenilenebilir hidrojen teknolojileri, güneş enerjisi uygulamaları, temiz yakıt teknolojileri, sürdürülebilirlik, inovasyon yönetimi, enerji sistemlerinin yönetim ve bilişimi konularını detaylarıyla anlattı.

“Dünya hidrojen konferansı 2022’de Türkiye’de düzenlenecek”

Türkiye’de hidrojen konusunda neler yapıldığını ayrıntılı olarak anlatan Midilli, “2022 yılında Dünya Hidrojen Konferansı Türkiye’de düzenlenecek. Bu oldukça önemli bir kazanım. Türkiye’de hidrojen teknolojileri konusunda gerek TÜBİTAK gerek özel sektör gerekse ulusal ve uluslararası kurumlar veya üniversitelerin BAP projeleri kapsamında yapılmış olan birçok proje var. Bunların çalışmaları devam ediyor, bu sevindirici bir durum. Araştırmacılarımız ve öğrencilerimiz üniversitelerde yaptıkları bu projelerin sonucunda elde ettikleri verilerden yararlanarak patent üretiyorlar. 2019 -2020 yılı itibariyle ülkemizde hidrojen konusunda 130 adet patent alınmış. Az bir sayı değil. Bu da hidrojen konusunda ülkemizde ne kadar başarılı çalışmaların yapıldığını özetliyor” dedi.

“Enerji alanında başarı hikayesi yazmaya ihtiyacımız var”

Türkiye’de Yenilenebilir Hidrojen Ekosistemi’ne ihtiyaç olup olmadığına da değinen Midilli, “Ülkemiz son dönemlerde özellikle yenilenebilir enerji alanında da çok büyük atılımlar gerçekleştirdi. Bizim, hep birlikte, enerji alanında özellikle hidrojen odaklı bir başarı hikayesi yazmaya ihtiyacımız var. Çünkü Avrupa Birliği’nin yapmış olduğu çalışmalara baktığımızda şu anda Avrupa, dünyanın birçok ülkesi, Avustralya, ABD, Japonya, Kore gibi ülkeler, özellikle pandemiden sürecinde hidrojen çağına geçtiler. Hidrojen teknolojilerine yatırımlar oldukça arttırıldı. 2030 yılına kadar AB’nin hidrojen konusunda yapacak olduğu yatırımlar bu dönem 450 Milyar Euro’ydu daha sonra 600 Milyar Euro’ya çıkarıldı. Hatta 2040 yılına kadar bu rakamın 1 Trilyon Euro olacağı söyleniyor. Avrupa’ya baktığımız zaman, ciddi anlamda hidrojen aktiviteleri gerçekleştiriliyor. O zaman bizim de burada bir başarı hikayesi yazmamız gerekiyor. Biz bu başarı hikayesini yazabilmek için gençler, sanayiciler birlikte araştırmaya, üretmeye, geliştirmeye, tüketmeye, kalkınmaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

“Ülkelerin en önemli sorunlarından biri: sürdürülebilir kalkınma”

Hidrojenin aslında bir enerji kaynağı olmadığını vurgulayan Midilli, “Hidrojen bir enerji taşıyıcısı. Aynı zamanda hidrojen bir yakıt. Özellikle hidrojen esaslı sentetik yakıtlar ve yeşil hidrojen, temiz hidrojen, yenilenebilir hidrojene hem bizim hem de dünyanın ihtiyacı var. Dünya bütün yatırımlarını buraya yapıyor. Bizim ülkemizde de bu konuda başlatılmış çalışmalar var. Bu çalışmalar hızlandırılıyor. Ülkelerin en önemli sorunlarından birisi, Sürdürülebilir Kalkınma. Sürdürülebilir Kalkınmayı temin edebilmek için sürdürülebilirliği sağlamak gerekiyor. Bütün gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünyanın inşasına ulaşmamız gerekiyor. Bu sürdürülebilir dünyanın inşası da karbonsuz yakıtlarla olacak. Karbonsuz, karbondioksitsiz, küresel ısınmaya etkisi olmayan yenilenebilir enerji destekli teknolojilerle, temiz enerji teknolojileriyle birlikte olacak. Bu nedenle bizim, gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya, sürdürülebilir bir ekosistem inşası yapabilmemiz için öncelikle politik sürdürülebilirlik ardından ekonomik sürdürülebilirlik, ardından tarımsal sürdürülebilirlik, endüstriyel sürdürülebilirlik, enerji sürdürülebilirliği nihayetinde çevresel sürdürülebilirliği sağlamamız lazım. Bütün bunları sağladığımızda sosyal sürdürülebilirliği temin etmiş olacağız ki o zaman Sürdürülebilir Kalkınmayı başarmış ve gelecek nesillerimiz için yeni bir dünya inşa etmiş olacağız. Pandemi süreci bizlere temiz hava, temiz gıda, temiz enerji ve temiz su kullanmak zorunda olduğumuzu hatırlattı. Gelecek nesiller için bu alanları kurmak zorundayız. Bu alanları oluşturmanın yolu yenilenebilir enerjiden geçer. Bunun yolu yenilenebilir enerji destekli hidrojen teknolojilerden geçer. Türkiye’de şu anda yenilenebilir enerji ekosistemi oluştu. 10 yıl öncesi ve şimdiyi kıyasladığımızda, güneş enerjisinde ülkemiz inanılmaz bir patlama yaptı. Güneş enerjisinde bugün dünya ile rekabet edebilecek Konya’da bir firmamız oluştu” dedi.

Dünyaya enerji teknolojisi ihraç eden bir ülke haline geleceğiz

Ülkemizin enerji bağımlılığını azaltmada yerli ve milli enerji teknolojilerini geliştirme ihtiyacının olduğunu hatırlatan Midilli, “Bugün petrol ve doğalgaza bağımlılığımız, bu kaynakları kullanan teknolojilere olan bağımlılığımız yüzde 60 seviyelerinde. Bizim bunu yüzde 25’lere düşürmemiz gerekiyor. Bugün Yenilenebilir Hidrojen Ekosistemi’ni oluşturursak, oradan elde edeceğimiz yeşil hidrojenle beraber doğalgaza enjekte edip birlikte kullanma imkanımız var. Bu da bize gerek uluslararası standartlara ulaşma gerekse yenilenebilir ve sürdürülebilir bir gelecek için doğalgazın enerji bağımlılığını azaltmada önemli bir püf noktası olacak. Ülkemiz doğu ile batı arasında bir enerji transfer yolu. Biz dünyaya sadece enerji transferi değil belki çok yakında enerji teknolojisi de transfer edeceğiz. Artık dünyaya enerji teknolojisi ihraç eden bir ülke haline geleceğiz. Ülkemizden çok fazla doğal gaz hattı geçiyor. Bu doğalgaz hatlarından biz neden bu hidrojeni taşıyıp Avrupa'ya satmayalım. Bizim ülkemizin güneş enerjisi miktarı oldukça iyi. Güneş enerji teknolojilerinde son derece iyiyiz. Yerli ve milli güneş enerji sistemlerini ve teknolojilerini geliştirmeye başladık. Aslında Türkiye gerçekten dünyanın enerjisine yön verebilecek özellikle Avrupa’ya gelecekte hem teknoloji ihraç edebilecek hem yeşil hidrojen satabilecek hem de yeşil hidrojen üreten entegre yenilenebilir enerji teknolojilerini satabilecek bir potansiyele sahip. Neden o zaman biz yenilenebilir hidrojen ekosistemini ülkemizde oluşturmayalım” diye konuştu.

Sanayici, akademisyen, öğrencilerin yanı sıra, HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Lütfi Yola ve HKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hanifi Çanakçı’nın da takip ettiği program, soru-cevap ve tartışma kısmı ile sona erdi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER