Yerel basın Gaziantep’te olduğu gibi Türkiye’de de ciddi sorunlarla boğuşuyor.
İstanbul basını nasıl işini yapıyorsa yerel basın da işini yapmak ve ayakta kalmak için yoğun bir çaba sarf ediyor.
Yerel basına düşen görev, yayınlandığı bölgenin sorunlarını dile getirmek, çözümün mücadelesini vermek, yöre halkının bilgilenmesinde ve bilinçlenmesinde rol oynamaktır. Kısacası yerelde demokrasiye katkı sağlamaktır.
Bilişim sektöründeki gelişmelere bağlı olarak en azından eski kuşak için basılı gazetelerin yerine yakıştırılmasa da haber siteleri ve sosyal medya günümüzün gerçeğidir; yazılı, görsel ve sosyal medya bir bütünün parçalarıdır. Haber üretmek ve sunumu eskisine göre kolay görülse de aslında hiç de kolay bir iş değil. Eskisinden çok daha yanıltıcı bilgi arasında hem de hızla doğruya ulaşmak çok basite alınmamalı. Gazetecilik, mesleğini dürüst yapanlar için dün olduğu gibi bugün de zor ve artan sorumluluk bilinci gerektiriyor.
Ancak, hal böyleyken üzülerek ve mahcubiyetle ifade ediyorum; gazeteler ve haber sitelerinin geleceği tümüyle haber ajanslarının, belediye, kurum ve kuruluşların basın birimlerinin eline terk edilmiş durumda.
Aslında yeni nesil yayıncılık sayesinde hepimiz yaygın basın haline geldik. Yerel basının yazdığı her haber artık zaman ve mekan gerektirmeksizin tüm dünyada okunabiliyor. Deyim yerindeyse İstanbul basını ne ise Gaziantep basını da O’dur!
Gelelim nedenlerine…
YEREL BASIN CAN ÇEKİŞİRKEN
31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, Gaziantep’in değil de Türkiye’nin oyuna ihtiyaç varmış gibi neredeyse hemen her gün İstanbul merkezli televizyon kanallarında yaptıklarını anlatan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’den başlayalım.
Yerel basını bitirmeye kararlı mısınız? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey Basın ve Halkla İlişkiler Müdürünüzün aradığımızda yerel basın için “Herhangi bir çalışmamız yok” demesi.
Değerli dostum Hüseyin Akay’ı her zaman adil olunması konusunda arıyorum ve her seferinde adil olunduğunu duyuyorum. Ama pencereden baktığımda hiç de adil olunmadığını görüyorum, görüyoruz, konuşuyoruz.
Fatma Başkanımıza saygı duyuyoruz ve hiçbir zaman bu konuyu başkanla da konuşmadım. Sonuçta iki, üç yerden maaş, huzur hakkı vb. alan bir müdür koymuşlar bu birimin başına. Onu atlayıp başkanla bu tür konuları konuşmak hem bize yakışmaz hem de başkanın Gaziantep geneli için ayırması gereken zamanından çalmak olur. Şayet bu konuları Başkanla konuşacaksak bu müdürlerin işlevi kalır mı?
Büyükşehir Belediye Başkanımız yaklaşık 10 gün içerisinde sayabildiğim 8 İstanbul merkezli kanala çıktı. Merak ediyorum bu kanallara ne kadar bütçe ayrıldı? Bir basın mensubu olan iletişim daire başkanı Nuraydın Bey gazetecilik hassasiyeti ile bu bütçeyi açıklamayı düşünmez mi? Kendileri bir basın kuruluşunda olsa inanıyorum ki bu beklentiye kendisi de girerdi.
Peki, yerel basında kimlere ne kadar ödediniz? Ortalarda dolaşan 1.2 milyon TL’lik bütçeyi eksiği ve fazlası ile doğru ise hangi gazetecilik uğraşı için kimlere ödediniz? Merak etmemizin nedeni pastadan pay almak değil, hangi başarının takdir edildiğini, ödüllendirildiğini bilerek kendimizi geliştirmek içindir!
Bu noktada şunu sormak hakkımız değil mi? Madem yerel basını hiçe sayıyorsunuz, öyleyse bizlere niçin haber içeriği olan ya da olmayan sayısız mail gönderiyorsunuz? Yıl içinde onlarca haberinizi kullanan yerel basını yok sayıyorsunuz, bari bunu açıkça çıkıp söyleyin. Hepimize yeterli görülen bütçenin daha fazlası İstanbul basınının her birisi için yeterli kabul ediliyor mu?
Üç belediyeden bir yıllık alınan, (bazı yayın organları hariç) 3 veya 5 bin TL. Bu para ile ancak 3,5 kilo baklava alırsınız. Allah’tan korkun. İstanbul basını temsilcileri, yorumcuları ve Ankara bürolarında görevli olanlar baklava yemekten usanmış, artık göndermeyin diye isyan ediyor. Bunun bütçesinin kent için önemli bir yaraya merhem olacağından hiç şüphem yok.
Siz Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanısınız, işte bu nedenle daha duyarlı olmanız gerekmez mi? Ayrıca adaysınız ve her gün İstanbul televizyonlarındasınız. Size Gaziantepli mi oy verecek yoksa Türkiye mi? Hedefinizi de anlayamadık.
Kaldı ki sadece Büyükşehir değil, ilçe belediyelerinin de konuya yaklaşımı farklı değil…
BAHANENİZ HAZIR!
Bahaneniz hazır, 200 tane internet sitesi var diyeceksiniz. Basın biriminiz var, sizler her şeyi çok yakından takip ettiklerini düşünüyorum. Kimin gazeteci olup olmadığı zaten biliniyor. Bunu bahane olarak sürekli önümüze getirmekten lütfen artık vazgeçiniz.
Belki de sayının bu kadar çok olmasında kurumların yetkinlik ve yeterliğe sahip olmayanları da desteklenmesi etken oluyor. Yani kimseyi küstürmeme anlayışı ya da çoğu yerde sıklıkla ifade edildiği üzere bulaşmayalım yaklaşımı.
Yerel basın sahip ve çalışanları taş yemiyor. Kira ödüyor, emek veriyor, saatlerce haber yazmak için, sizin ve birçok kurum için zamanını harcıyor. Sonuç itibariyle doğru ve tarafsız gazetecilik yapmak için canını dişine takmış çalışmaya çalışıyor.
Sorun bakalım iletişim daire başkanınıza seçimlerde yerel basına ne kadar bütçe ayırmış. İş bütçe ayırmaya gelince umursanmayan yerel basında yayınlanması için gönderilen bültenlerin başlığının dahi değişiminden rahatsız oluyorsunuz. İlginç değil mi?
Diğer siyasi partilere girmiyorum bile… Herkes kendine göre kurmuş bir düzen gidiyor.
Şimdi diyeceksiniz para koparamamış yazmışta yazmış… Mesele para değil! Mesele aptal yerine konmak ve yerel basının görmezden gelinmesinin kurumsallaşma sürecine tepkidir.
Gözümüzün içine baka baka….
Basın İlan Kurumu için mail atan basın müdürü bugün yerel medya için ne yapıyor?
KURUMSALLIK
Birbirinden değerli kurumsal iletişim müdürlerimiz var. Ancak üretilen bahaneler ile yerel basın için reva görülen yıllık abonelik bedelleri neredeyse aynı düzeyde. Bize değil bizi kendilerine muhtaç gibi görenlere YAZIK.
İyi ve adil bir kurumsal birim ancak o bölgeyi iyi tanıyan ve işini iyi bilen kurumsal iletişimcilerle mümkün olur. Basının değeri 2000, 3000, 5000 ile ölçülemez. Gözünüz, kulağınız olan basını ellerinizle öldürdünüz…
Bilmiyorum farkında mısınız? Yerel basın ölüyor, can çekişiyor… Gemisini yürüten kaptanlar hariç…
Tek umudumuz okuyucularımız. Değerli Gaziantepliler yerel basına, yayın organlarına ve internet haber sitelerine sahip çıkın. Okuyun! Okuyun ki tarafsız, doğru, ilkeli yayıncılık ahlakı ile çalışalım. Göbeğimizi kimse kesmesin, okuyucularımız olarak patron siz olun…
Göbeğimizi kesen siz olun!
Artık yorulduk. Gazeteci miyiz, dilenci mi? Geçim derdinden, seçim derdine düşemiyoruz, işimize odaklanamıyoruz.
Kalemimizi üç kuruşa teslim alacağını düşünenler, yanıldıklarını anladıklarında nedenini bize değil, kendilerine sorsunlar.
Çerçeveye sığdıramadığınız yerel basının, çerçeveden çok daha geniş ve büyük olduğunun farkına vardığınız gün biz nefes alacağız.
Sağlıcakla….