Çalışma yaşamında ucuz iş gücü olarak görülen kadınların önemli bölümü ev ekonomisine katkı sağlayabilmek adına birbirinden farklı iş alanlarında yer alabiliyorlar. Hatta bazı kadınların sabahın erken saatlerinden itibaren kucaklarında ki çocuklarıyla birlikte çöp konteynırlarından geri dönüşüm ürünlerini bile topladıklarına şahit oluyoruz.
SABAHIN ERKEN SAATLERİNDEN İTİBAREN ÇALIŞMAYA ÇIKIYORLAR
Gaziantep’te Suriyeli göçmen kadınlar başta olmak üzere onlarca kadın sabahın erken saatlerinden itibaren kundakta ki çocuklarıyla birlikte çalışma yaşamına atılıyorlar. Çöp konteynırlarından topladıkları geri dönüşüm ürünlerini satarak ev ekonomilerine katkı sağlamaya çalışan kadınlar çocuklarıyla birlikte sağlıksız şartlarda günlerini geçiriyorlar. Kent genelinde görmeye alıştığımız bu tür görüntülerin sayısı her geçen gün artarken konuyla ilgili çalışma yürüten çok sayıda kurum ise bu görüntünün önlenmesine yönelik adımları atmaya devam ediyorlar.
ÜCRETSİZ İŞSİZLİĞİN EN ÖNEMLİ NOKTASI TARIM
Kadın işçiliği üzerine araştırma yapan çok sayıda kurum tarafından ortaya konan açıklamalarda şu çarpıcı ifadelere yer veriliyor;
“Ücretsiz aile işçiliğinin çok fazla olduğu alan tarım, fazla çalışmanın, önlem alınmadan çalışmanın, iş kanunu dışında çalıştırmanın fazla olduğu bir alan. Dolayısı ile kadın iş cinayetleri sürpriz bir tablo değil. Kadın iş cinayetlerini incelediğimizde yine trafik kazalarının fazla olduğunu görüyoruz. 'Trafik kazası' diyoruz; ama bu iş yolunda, tarla yolunda bir traktörün kasasında istiflenerek götürüldükleri yollarda oluyor. Kadınlara insan muamelesi yapılmıyor. Ev emekçisi cam silerken düşerek ölüyor. Büro emekçisi, en tehlikesiz görülen iş gibi görülüyor; ama strese bağlı kalp krizi geçirerek ölebiliyor. Sağlık emekçileri yoğun çalışmaya bağlı yaşamını yitirebiliyorlar. Tekstil atölyelerinde yine aletlere sıkışıp ölebiliyorlar."
BAZI İŞ ALANLARINDA KADIN EŞİT ÜCRET ALAMIYOR!
Gaziantep’te çok sayıda işyerinde çalışma yaşamına dahil olan kadın işçilerin erkek işçilerle aynı işi yapmalarına rağmen eşit ücret alamadıkları göze çarpıyor. Bu konuda ise kadınlara yönelik kurulan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, “Kadınlar eşit ücret alamıyorlar işlerinde. Eşit nitelikteki iki insandan biri kadınsa o işe ilk tercih edilen erkek oluyor. Kadınların mesaisi sadece iş yerinde bitmiyor. Kadınlar evlerine gittiklerinde yeni bir mesai başlıyor. TÜİK araştırmasına göre çalışan kadınların her gün 4 saat 20 dakikasını ev işlerine ayırdıklarını gösteriyor. Kadın bir kez işte yıpranmış olurken, bir de evde yıpranmış oluyor. Pozitif ayrımcılık görebilseydik eğer, kadına şiddette bu tabloyu görmezdik. Bunlara yönelik caydırıcı, koruyucu tedbir ile karşılaşmış olurduk. Kadının iş yerinde ve dışında ayrımcılığa, şiddete, mobinge uğramamasını sağlamak kolaydır. Caydırıcı cezalar olursa bunlar engellenebilir. Sendikaların da kadınlara yönelik aktif politikalar üretebilmesi gerekiyor. Kadınların da buna yönelik bir mücadele içerisinde olması gerekir. Bir tacize direnmek, sessiz kalmamak, kendini savunmak, kendilerini korumak için dayanışma ağları kurabilmeleri ve birlikte mücadele edebilmeleri çok önemli.”