Gaziantep Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası, Danışma meclisi başkanını seçti. İki adayın yarıştığı Danışma Meclisi Başkanlığını açık ara oy farkıyla Şıhmetmet Taşkın, odanın yeni meclis başkanı oldu.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nda yapılan Danışma Meclisi Başkanlığı seçimlerine, Oda Başkanı Mehmet Nabioğlu, Oda Yönetim Kurulu üyeleri, muhasebeciler ve Mali Müşavirler katıldı.
Yapılan seçimin ardından Danışma Meclisi Başkanlığına getirilen Malimüşavir Şıhmehmet Taşkın, grup ayrımı yapılmaksızın, tüm üyelere aynı mesafede olacağını vurguladı.
Danışma Meclisi Başkanı Malimüşavir Şıhmehmet Taşkın, yapılan seçimlerin ardından yaptığı konuşmada, muhasebecilik mesleğinin inceliklerinden bahsetti.
Terör saldırısını kınayan Taşkın; “Ülkemizin içinde bulunduğu durum hepimizi üzüyor. Dün ve bugün ülkemizin bağrına hançer vurmaya kalkan terörün her türlüsünü lanetliyorum. 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı, gazilerimize de acil şifalar diliyorum” dedi.
Mesleğe 16 yaşında başladığını ve 40 yılını doldurduğunu vurgulayan Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası Danışma Meclisi Başkanı Şıhmehmet Taşkın, konuşmalarına şöyle devam etti;
“Oda meclisimiz tüm üyelerimize açıktır. Grup ayrımı yapmadan tüm müracaatlar değerlendirilmiştir. Buraya gelen meslektaşlarımıza a-b-c grubundan gözüyle değil, odamızın üyesi ve meslektaşımız gözüyle bakılacaktır. Bundan sonrada tüm meslektaşlarımdan şunu istiyorum. Gelin hep beraber el ele verip mesleğimiz ve odamız için birlikte çalışalım. biz hepimiz bu odanın üyesi hepimiz meslektaşız. Gün birlik ve beraber olma günüdür. Beni Danışma Meclisi Başkanlığına layık görerek bu göreve getiren tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Tek düzen muhasebe sistemine de değinen Taşkın, “Günümüzde uygulanan tek düzen muhasebe sisteminin oluşturulması temelleri 1960’lı yıllara dayanmaktadır. bu sistem 1972 yılında iktisadi devlet teşekkülleri için zorunlu kılınmış olup, özel sektörün kendi isteğine bırakılmıştır.
Ancak ekonominin bir türlü istenilen şekle sokulamaması , Avrupa birliği sevdası ve önlenemeyen kayıt dışı ekonomiye bir sorumlu aranmış ve istemeyerekte olsa 1989 yılında bürokrat temelli ağır aksak 3568 sayılı smmm kanunu çıkartılmıştır. Bu yasa ile artık bir kimliğe kavuşmuş olduk. Hepimiz sevindik apartman kapıcımızdan fabrika bekçimize hepimiz muhasebeci olmuştuk. Adımız katiplikten muhasebeci oldu diye üzerimize yüklenecek angarya ve sorumluluklardan habersiz havalara uçuyorduk. hayal dünyamız çok sürmedi. bürokratlar üzerimize yükledikleri müteselsil sorumluklarla bizi o pembe rüyalardan çabuk uyandırdılar. öyle bir hale geldik ki, bir evrakı imzalarken ellerimiz titriyor. Aman bir hata yapmayalım diye kılı kırk yarmaya başladık. bu zorluk ve sıkıntılar mesleki stresi arttırmış olup beyin amortismanımızı ikiye katlamıştır. Mesleki süreç tüm hızıyla devam ediyor. Ekonomik ve teknolojik gelişmeler mesleğimizin vizyonuna daha geniş açıdan bakmamızı gerektiriyor. İletişim öyle bir hal aldı ki, dünyada ticaret ve pazarlamayı hızla küreselleşmeye doğru sürüklemektedir. Bu küreselleşme mesleğimizi de aynı hızla kendi eksenine doğru çekmekte ve tek bir dil, tek bir standart olma yoluna gitmektedir. Zaten UFRS de bu amaçla çıkartılmıştır. Onun için biz muhasebeciler ve mali müşavirler bu değişim ve küreselleşmeye ayak uydurmak zorundayız. Bu konularla ilgili özellikle yabancı dil ve kurumsal ortaklıklar gibi geleceğe dönük yapılanma eğitimlerinin üzerinde hassasiyetle durulması gerektiği kanaatindeyim” şeklinde konuştu.