Mobil

Mümtaz İdil yazdı: Tüm kapılar Pentagon’a ve Langley’e çıkıyor

Mümtaz İdil yazdı: Tüm kapılar Pentagon’a ve Langley’e çıkıyor
21-08-2016 12:19
Gaziantep

Bütün bunlar ülkede olurken, benim çiçek-böcek yazmam da çok yerinde olmayacaktı.. Vazgeçtim…

Odatv’de ilk yazmaya başladığımda yazılarımı kültür ve sanat ile sınırlandıracaktım. Benim işim daha çok bu alanlarla ilgiliydi, siyaset kuru geliyordu bana. Bir başka yönden bakıldığında ise herkes siyaset yazıyordu, ama kültür ve sanat konuları veya küçük denemeler Odatv de dahil sosyal medyada pek yer almıyordu.

Sonra düşündüm, Balzac’ın Jardies’te borç parayla aldığı ve neredeyse hiç oturmadığı villasını, Dostoyevski’nin sağır ve dilsiz 16 yaşında bir kıza tecavüz ettiğini, Flaubert’in aslında Madamme Bovary’Oin kocası olduğunu, Charles Dickens’in Melville’i taklit ederek yazarlığa başladığını, Jack London’un Alaska’dan beş parasız döndüğünü, Mrs Dollaway’in intihardan başka şansı kalmadığını, Upton Sinclair’in hiç içki içmediğini vb. yazmanın çok da anlamlı olmayacağı günlerden geçtiğimizi düşündüm.

15 Temmuz darbe girişiminden dört gün önce Erdoğan ile ilgili “dimdik ayakta sanıyor kendini, ama düştü düşüyor,” yazmıştım.

Ardından darbe girişimi oldu altı gün bekledim ve darbenin tuhaflığını 14 maddeyle özetlemeye çalıştım.

Sonra ABD’nin bir ülkede darbe yapmaya kalkarsa başarısız olamayacağını, bu işte bir tuhaflık olduğunu yazdım.

Bütün bunlar ülkede olurken, benim çiçek-böcek yazmam da çok yerinde olmayacaktı..

Vazgeçtim…

Duygularım ağır bastı ve siyaset ile edebiyat ve sanatı birleştirme yoluna yöneldim. Bütün bunları da aşağıda yazacağım kısa siyasi saptama veya öngörüye giriş olsun diye yaptım.

ERDOĞAN DAHA ÖNCE HİÇ YAPMADIĞI KADAR...

Evet… Şöyle bir bakalım günün tablosuna. Her şey 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çok farklı gibi görünüyor. Erdoğan darbe girişimi öncesindeki cumhurbaşkanı değil, daha temkinli… Kılıçdaroğlu da daha farklı, Binali Yıldırım zaten her türlü uzlaşmaya açık bir şekilde bekliyordu, ama Erdoğan’ın işareti de gerekiyordu falan filan…

Ortalık sakin görünüyor.

Erdoğan, daha önce hiç yapmadığı kadar bir Atatürk imajı kullanmaya, ismini anmaya, Lozan’ı takdir etmeye, AKP binasına Atatürk posteri asmaya kadar işi götürdü.

Dürüst mü? Hamleleri gerçek Erdoğan’ı mı yansıtıyor?

Şimdilik bunu bilemiyoruz. Asıl mesele 15 Temmuz darbe girişiminde hem Fetullah Gülen hem de Erdoğan’a vurulan tokattı. Bunu yazdım zaten, ama ilk günlerde pek ciddiye alınmadı, sonradan da herkes yazmaya başladı. Hiç önemli değil. Önemli olan Odatv’nin birçok şeyde öncülük yapmasıdır, gerisi “laf-ı güzaf”.

Burada anlatmak istediğim asıl şey bundan sonra ne olacağı. İsterseniz biraz ona değinelim:

Durum, komşu devletlerle iyi niyet ilişkilerine girmekle normale döner gibi. Suriye yakında Şam’da namaz kılınacak duruma gelecek, ama bunda belirleyici olan Türkiye değil, Rusya… Bir yandan Rusya Suriye’nin kuzeyindeki Kürt mevzilerini vururken, ABD buna karşı geliyor ve gizli açık müdahale ediyor. Türkiye de hiç olmadığı kadar Rusya’ya yanaşıyor, Numan Kurtulmuş gibi hükümetin “ağır toplarından” biri Türkiye’nin Suriye politikasının yanlışlığına değiniyor.

Rusya ile iyi ilişkilere girmek ise tamamen ABD’nin tepkisi ile karşılık görecek. “Ben seni boşuyorum, yeni zevcem Rusya” deme şansı yok Erdoğan’ın… Deniyor, ama buna gücü yetmez.

Elinde Suriye ve Rusya kozu olan, bir yandan da terör örgütlerine üstü kapalı da olsa destek veren Türkiye’nin ABD karşısında çok fazla direnme şansı yok. ABD bir şekilde Erdoğan’a, “Bak, Mısır’da Mursi Müslüman Kardeşler kartını oynamaya kalktı, yerine Sisi’yi oturttuk. Sen de direnirsen bir Sisi buluruz,” mesajını verdi.

Diyor ki ABD, çok öncelerden beri, Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığa getirilişinden beri “radikal İslam’dan çok çektim. İran bir sorun olmaya devam ediyor. İsrail’in güvenliğini sağlamam için bir Kürt varlığı oluşturmam için kapıları sonuna kadar açma. Bunu istiyorsan hiç merak etme, anında yaparım…”

Durum özete budur.

Hiç uğraşmayın sanal düşmanlarla, terörün maşalarıyla, taşeronlarıyla…

Eğer Elazığ gibi bir Orta Anadolu’nun sakin bir kentini vurduysa, yakında Davutoğlu’nun memleketi Konya’yı da, Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri’yi de vurabilir. Bunun ne anlama geldiğini de en çok Odatv okurları bilir.

Sonuçta tüm kapılar Pentagon’a ve Langley’e açılıyor, Obama bile çaresiz…

Mümtaz İdil

ODA TV

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER