Bizler gördüklerimizden, akademinin ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş eğitim sınıflarından, huzurlu içten gülen güzel gözlerden, kısa bir eğitimle mutlu şekilde piyano çalabilen çocuklarımızdan, kurumun şeffaflıklarından ve çocuklara titizlikle yaklaşımlarından çok etkilendik.
Dopamin Spor Kulübü ile hayatımıza giren ve başarılı ilerleyişi ile Gaziantep ve bölge illerinde de önemli hizmet veren Otizm Uygulama Akademisinin kurucusu Egemen Aslan ile HAKİMİYET okurları için önemli bir röportaj gerçekleştirdik.”
Öncelikle sizi tanıyalım
-- Spor Akademisi Beden Eğitimi öğretmenliği mezunuyum. Otuz beş yaşındayım. Yaklaşık on beş yıl önce STK’ lar da gönüllü olarak görevler alarak hayata en anlamlı yerden başladım. Büyükşehir Belediyesinde beş yıl engelli çocuklarla çalıştım. Sonrasında gidişatı beğenmeyip, bir eğitimci olarak yetersizlikleri de görünce kendi spor kulübümü kurmaya karar verdim. Ama sadece sporla sınırlı kalmayıp etkinliklere sanatı, müziği, anne ve babayı da dahil ederek çok farklı bir bakış açısıyla, Türkiye de’ de ilk olacak Dopamin Spor Kulübünü hizmete sundum. Gaziantep’e ve çocuklara daha güzel hizmetler vermeyi ilke edinmiş birisiyim. Bu da devamında bölge de önemli bir eksiklik hissettiğim Otizm Uygulama Akademisi ile yolumuza devam ediyoruz.
Otizm Uygulama Akademisinin kuruluş yolculuğundan bahseder misiniz?
-- 2017 yılında Dopamin Spor Kulübü olarak başlayan yolculuğumuza yeni bir çatı altında büyüyerek devam ediyoruz. Deneyimli kadromuz ile özel gereksinimli çocukların eğitimine olan bağlılığını bir adım daha ileri taşıyarak otizm spektrumunda yer alan bireylerin yanı sıra tüm özel gereksinimli bireylerin yaşamlarını, spor ve eğitim aracılığıyla zenginleştirmeyi amaçlıyoruz. Eğitmen kadromuzun köklü tecrübesi ve tutkusuyla, bu alanda önemli bir boşluğu doldurarak Gaziantep'te en iyi okul olma hedefine bir adım daha yaklaşıyoruz. Eğitim, rehabilitasyon, spor eğitimi, iş ve mesleki eğitim alanlarında geniş bir hizmet yelpazesi sunuyoruz.
Parkın içinde bir akademi kurmak oldukça etkili ve güvenli alan olmuş..
--Çocukların doğa içinde daha rahat ve güvenli hareket alanlarına sahip olabilmeleri açısından tercih ettik. Şahinbey Teleferik Parkı içinde bulunan 1500 metrekarelik kapalı alanlarımızla daha sağlıklı hizmetler vermekteyiz .Ayrıca, “Dopamin Spor Kulübü Derneği İktisadi İşletmesi” ve “Dopamin Spor Kulübü Spor Akademisi” ile birlikte, çeşitli faaliyetlerle otizmle ilgili farkındalık oluşturmayı ve topluma katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Aile Sağlıklı Yaşam Merkezimizin bir ayağı özel gereksinimli çocuklardır. Ama yeteri kadar kapsamlı hizmet verilemiyordu. Buraya geçtikten sonra çok daha kapsamlı hizmetler vermeye başladık.
“Gaziantep’te Yeni Açılan Bir Kapı”
--Önceden Dopamin Spor Kulübü olarak özel gereksinimli çocuklar için eğitimler veriyorduk. Aile Sağlıklı Yaşam Merkezimizin bir ayağı özel gereksinimli çocuklardır. Ama yeteri kadar kapsamlı hizmet verilemiyordu. Giderek artan ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak “ Otizm Uygulama Akademisi” ile birlikte çocuklarımız için tam zamanlı ve yarı zamanlı olarak daha kapsamlı bir eğitim vermeyi ve Gaziantep'te bu alandaki en başarılı eğitim merkezini halkımızla buluşturduk.
Otizmi genel anlamda nasıl tanımlarsınız?
---Otizm, sadece bireyin değil, aynı zamanda ailelerin ve toplumun genel sağlığını etkileyen bir konudur. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin yaşadığı zorluklar, genellikle sosyal izolasyon, duygusal zorluklar ve günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık eksikliği gibi alanlarda ortaya çıkar. Bu nedenle, otizm konusunda toplumda geniş bir farkındalık ve anlayış geliştirmek hayati öneme sahiptir.
Otizm ve diğer tüm özel gereksinimli çocukların sorunları, her geçen gün daha fazla farkındalık gerektiren bir konu haline geliyor. Otizm Uygulama Akademisi ise, bu bilinçlenme çabalarının ön saflarında yer alıyor. “Toplum olarak özel gereksinimli bireylere sağlanan destek, hepimizin kalitesini artırır.” Temelinden yola çıkarak çocukların gelişimine odaklanan kapsamlı bir eğitim sunmayı amaçlıyor.
Hidroterapi ve Hipoterapi gibi alternatif tedavi yöntemlerini kullanarak, çocukların motor becerilerini ve duygusal gelişimlerini desteklemeyi hedeflerken, ayrıca, PECS Sistemi ve Duyu Bütünleme Terapisi gibi yöntemlerle iletişim becerilerini güçlendiriyor ve duyusal farkındalığı artırıyoruz.
Merkeziniz de ne gibi programlar uyguluyorsunuz?
-PECS Sistemi ve Duyu Bütünleme Terapisi gibi yöntemleri kullanarak iletişim becerilerini geliştirmeye ve duyusal farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalar yaparak, bireyin sosyal ve duygusal gelişimine olumlu katkı sağlıyorlar. Ayrıca Otizmli Çocuklar için UDA ve TEACCH Tekniği ile yapılan özel eğitim programlarımız, bireyin öz bakım becerilerini kazanmasına ve günlük yaşam aktivitelerini daha bağımsız bir şekilde gerçekleştirmesine yardımcı oluyor.
Otizm Uygulama Merkezi’n de çocuklar ne gibi eğitimler ve kazanımlar ediniyor?
--Otizm Uygulama Merkezi’nde eğitim gören bir çocuğun alacağı eğitimler ve kazanımları ise şu şekilde;
Hidroterapi, yani suyun özel özelliklerinden yararlanarak fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçlayan bir terapi ile Motor Becerilerin Gelişimi, Kas Gevşetme ve Rahatlatma, Duyusal İşleme ve Algı Gelişimi, sosyal Etkileşim ve İletişim, özgüven ve Bağımsızlık gibi becerilerinin gelişmesi amaçlanıyor.
Atlı terapi veya at terapisi olarak da bilinen bir terapi formu Hipoterapi ile ise at sırtında veya atın yanında yapılan özel bir terapi yöntemi uygulanır. Atın hareketlerinin çocuğun bedensel, duygusal ve sosyal gelişimine olan olumlu etkilerinden yararlanmayı amaçlar. Atların sırtındaki hareketler, çocuğun duyusal algısını artırabilir. Bu, dokunma, basınç ve dengede kalma gibi duyusal uyarılara maruz kalmayı içerir. Atlarla çalışmak, çocuğun at, terapist ve belki de diğer grup üyeleriyle iletişim kurmasına olanak tanır. Bu, sosyal becerilerin gelişimini destekleyebilir.
Eğitimler merkezle sınırlı mı kalıyor?
--Hafta da bir gün dış gezileri oluyor. AVM ye gittikleri zaman kendi yemeğini alıp, parasını ödüyor, üstünü alabiliyor. Arkadaşlarıyla beraber yemeklerini yiyerek sosyalleşmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Sonrasında sinema da film izliyorlar ki bu o çocuklar için özellikle karanlık, ses, ışık, dokunma hassasiyetleri açısından çok önemli.
Gördüğümüz kadarıyla çok güzel el işleri yapabiliyorlar..
--Ekolojik Atölye'de ise Doğa ile Etkileşim, El Becerileri Geliştirme, çocuklara çevresel sorunlara dikkat çekme ve sürdürülebilir davranışları benimseme konusunda farkındalık kazandırma, Grup İşbirliği, Farklı Duyusal Uyarıcılar yani, toprak hissi, çiçeklerin kokusu, kuş sesleri gibi doğal unsurlar, çocukların duyusal algısını zenginleştirebilir.
Sabun Atölyesinde ise Özel gereksinimli çocuklar için sabun atölye çalışmaları, yaratıcılıklarını ifade etmelerini, duyusal deneyimler yaşamalarını ve el becerilerini geliştirmelerini destekleyen keyifli bir etkinlik olabilir. Bu etkinlik ile sanat ve yaratıcılıklarını geliştiren çocuklar Ürettikleri ürünler devlet desteği ile satışa sunularak, hem özgüven kazanıyorlar hem de yaptıkları ürünler devlet destekli olarak satışa çıkarılıyor. Bu sayede küçük bir gelir elde edebiliyorlar.
“Her bireyin gizli potansiyelini ortaya çıkarıyoruz”
Kil atölyesi ile çocukların elleriyle etkileşime girmelerini sağlayarak dokunsal deneyimlere zenginlik katıyor ve çocukların el ve parmak kaslarını güçlendirmelerine, el-göz koordinasyonlarını geliştirmelerine ve genel motor becerilerini artırmalarına yardımcı oluyor.
Mutfak atölyesi ise, onların duyusal deneyimlerini artırmalarına, el becerilerini geliştirmelerine ve günlük yaşam becerilerini öğrenmelerine katkıda bulunarak eğlendirirken öğreten bir etkinlik oluyor. Bunların yanında öz bakım eğitimi, spor dallarında branş çalışmaları, park aktiviteleri ve geziler, akademik çalışmalar gibi birçok etkinlik ile otizmli çocukların gelişimine destek sağlanıyor.
“Müzik ruhun gıdasıdır”
Müzik atölyemizde piyano,gitar ,keman eğitimleri alabiliyorlar. Öncesinde ritim çalışmaları ile başlıyorlar. İki çocuğumuz iki ay gibi kısa bir sürede çok güzel bir şekilde piyano çalabiliyorlar. İleri de büyük sanatçılarla beraber konserlere çıkabilecek seviyelere gelebilecek yetenekte olanlar da var.
Çocukların güvenlikleri nasıl sağlanıyor?
--Tam zamanlı ve yarı zamanlı olarak hizmet verecek olan akademide otizmli bireyler yeni ufuklara yolculuk ederek ilerliyorlar. Çocukların gelişimleri ve ilerleme kaydetmeleri benim için çok önemli. Toplumda son zamanlarda bazı merkezlerde down sendromlu çocuklara şiddetin ciddi anlamda çok fazla arttığını üzülerek duyuyoruz. O yüzden bizde burada ailelerinde güvenle bizlere emanet edebilmeleri için,şeffaf ve kameralarla donatılmış bir sistemde ve deneyimli eğitmenlerin abi abla figürü ile ilerliyoruz. Parkın içinde olmamız da çocukların oyun ve güvenliği açısından ayrı bir artı olmakta. Biz böyle titiz olunca da sonuç odaklı güzel işler ortaya çıkıyor.
Kaç yaş aralıklarına eğitimler veriyorsunuz?
--Akademide 6 yaş üstü çocuklarla çalışıyoruz. Dopamin de 0-6 yaş çocuklarla devam ediyoruz.6-18 yaş arası çocukların motor ve bilişsel becerilerini ve eğitimlerini burada devam ettiriyoruz. Otizmin en önemli ayağı eğitim ve 3-6 yaş arasında ne verilirse alabiliyorlar. Sonrasın da ise biraz daha yavaş ilerleme oluyor.Bu nedenle ne kadar erken başlanılırsa o kadar hızlı ve verimli sonuçlar alınabiliniyor.
Destek aldığınız kurumlar var mı?
--GAÜN’ de Mustafa Özdal dekanımızla beraber iş birliği içerisinde yürüttüğümüz projeler oluyor ve destekleri her zaman olmakta. Ayrıca birlikte çalıştığımız rehabilitasyon merkezleri var. Oralarda devletin vermiş olduğu hafta da iki saatlik eğitimlerini alıyorlar. Ne yazık ki aylık 8 saatlik eğitim olup çok yetersiz kalıyor. Merkezimizde de haftanın 5 günü aylık 160 saat eğitim alıyorlar. Ve o noktada da gelişim hızlı ilerlemiş oluyor.
Ekibinize ve velilerinize eğitim seminerleri düzenliyor musunuz?
--Londra da yaşayan, Uygulamalı Davranış Analisti Canan Winter iki ay da bir gelerek eğitmenlere ABA Terapi Uygulayıcı Eğitimleri veriyor. Uzman Fizyoterapist Ebru Sidar Albayrak eğitimler veriyor. Bunun yanında aile söyleşilerimiz ,eğitimlerimiz devam ediyor. Ayrıca ortak çalıştığımız çocuk psikiyatristlerimiz var. Bütün bu çabalarımızın meyvelerini almaya başlayınca ailelerle birlikte bizler de çok mutlu oluyoruz. Eğitimler öncesi bir çemberin içinde olan çocuklarımız sonrasında çemberin dışına çıkarak kendilerini de keşfetmeye başlıyorlar. Aynı zaman da aileler içinde danışmanlık veren uzmanlarımız var. Onların bu süreçleri kabullenip sonrasında eğitim aşamasında bizlere de yardımcı olabilmeleri açısından çok önemli.
Otizmli çocukların giderek arttığını görüyoruz. İşin içinde olan bir eğitimci olarak oranlar nasıl?
--Ne yazık ki sayı otizm de çok daha hızlı artıyor. Dünya genelinde her 36 çocuktan bir tanesi otizmli doğmakta ve sayı gittikçe de düşmeye başladı.5-10 yıl içerisinde bu sayı her 3 çocuktan 2 tanesi özel bakıma gereksinim duyulacak şekilde hızla ilerliyor. Bununla beraber pandemi, ve deprem sonrası çocukların içe kapanması, çevresel ve genetik faktörler, ciddi anlamda önem arz ediyor. Çocuklar artık oyun kurmayı, paylaşmayı bilmiyorlar. Telefon, tablet bağımlılığı gibi etkenlerin yanında hafif genetik yatkınlıkta varsa çocuklar kendilerini kapatabiliyorlar. Bunlar içinde özel eğitimler var. Özellikle de psikiyatristler beraber eğitimler yürütülüyor. Çok geç kalmamak adına ailelerin bilinçli bir şekilde çocuklarındaki farklılıkları tespit edip biran önce eğitimlerine başlamalılar.
Ekonomik olarak aileler nasıl destek alabiliyor?
--Devletin vermiş olduğu rehabilitasyon merkezlerinde 8 saatlik bedava eğitimler var. Biz Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı olduğumuz için resmi anlaşma yapamıyoruz. Aylık 8 saatlik eğitim de bu çocuklar için çok yetersiz kalıyor. Ben Egemen Aslan, Dopamin ve Otizm Uygulama Akademisinin kurucusu olarak, kendi imkanlarımın elverdiği nokta da çocuklara destek olmaya çalışıyorum. Kurumum da sınırlı imkanlar dahilinde ücretsiz çalıştırdığım çocuklarım var. Ailenin durumu yetersiz ve çocuk eğitimle bir noktaya gelebilecek aşamadaysa destek vermeye de çalışıyorum. En önemlisi bu çocukları yok saymamak. Toplumun içende olmalarına destek olmak. Artık özel durumlu çocuklar evlere hapsedilmiyor. Aileler de bunu aştılar artık. Bizlerin de toplumun içinde karşılaştığımız bu çocuklara karşı bakış açılarımız değiştirmemiz lazım. Çocuklarımızı da özellikle bilinçlendirip onlarla kaynaşmasını desteklemek gerekir. Hatta duyarlı davranarak daha ön plana çıkarmalıyız ki aileler de psikolojik olarak toplum baskısından kurtulmamalılar.
Kaç eğitmeniniz var?
--Burada devam eden 15 değişik branşlarda, okul öncesi, spor hocası gibi alanlarında tecrübeli eğitmenlerimiz var. İhtiyaç duyduğumuzla mesela dil eğitimi gibi özellikli durumlarda dışarıdan uzmanlardan yardım alıyoruz. Biz burada yüzde yetmişlik kısmını karşılıyoruz .Yüzde otuzluk kısmında ihtiyaç olduğunda dışarıdaki uzmanlarımızdan destek alıyoruz. Beslenme uzmanımızla da çocuklarımızın burada glütensiz beslenmelerine dikkat ediyoruz.
Bölge de tek olma özelliğiniz size talepleri arttırıyor mu?
--Bölge de tek olmamız nedeniyle yakın çevreden Malatya, Maraş, Diyarbakır gibi çevre illerden yaz döneminde gelecek olan ailelerimiz var. Burada onlara üç aylık konaklama imkanları da sağlıyoruz. Çocuklar da üç aylık kamp gibi eğitim alabilecekler. Ayrıca yaz dönemi yurt dışından gelecek olanlar da var .Mesela İngiltere’den 6 öğrencimiz yaz dönemi için bizlerle olacak. Diğer şehirlerden bizi sosyal medyadan görüp buraya geldiklerinde çok daha fazlası ile karşılaşınca memnuniyetlerini bildiriyorlar.
Toplum sağlığı ve refahı açısından da çok önemli bir merkez olmuş burası..
-Otizm Uygulama Akademisi, sadece çocuklarımızın değil, toplumun genel sağlığına ve refahına da katkı sağlamayı hedefliyor. Uyguladığı terapi yöntemleri, bilimsel kanıtlarla desteklenirken, her çocuğun bireysel potansiyelini keşfetmesine ve geliştirmesine olanak tanıyor. Her bir öğrencimiz, geleceğin bir parçası ve toplumumuzun bir değeri diyerek Gaziantep’te özel gereksinimli çocuklar için yeni bir kapı aralanıyor.