TÜRKONFED Yönetim Kurulu, Ankara’da, Başbakan yardımcıları Mehmet Şimşek ve Tuğrul Türkeş’in yanı sıra bakanlar Nihat Zeybekci, Lütfi Elvan ve Bülent Tüfenkci’yi ziyaret ederek politika önerilerini paylaştı.
TÜRKONFED Yönetim Kurulu, Tarkan Kadooğlu’nun başkanlığında Ankara’da biri dizi temaslarda bulundu. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile görüşen TÜRKONFED Heyeti, başta ekonomik ve yapısal reformlar olmak üzere, TTIP’ten Gümrük Birliği’nin modernizasyonuna, çek kanununda kayyum düzenlemesine, terör ve komşularımızla ilişkilerden AB sürecine kadar pek çok konu başlığında konfederasyonun politika önerilerini paylaştı.
Ankara temaslarına, TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu’nun yanı sıra TÜRKONFED başkan yardımcıları Ali Avcı, Hasan Kamil Hayali, Ali Tekin Çelik ile yönetim kurulu üyeleri Senan İdin, Faruk Ekinci, Abdülnasır Duyan, Alper Yahya Bektaş, Aydın Bandırma, Ahmet Kurt ve İsmet Açıkgöz katıldı.
Görüşmelerde TÜRKONFED Heyeti’nde yer alan üyeler kendi bölgelerinin ve sektörlerinin sorunlarını aktarma fırsatı bulurken, Ekonomi, Kalkınma ve Gümrük bakanları birlikte bir masa etrafında çözümler noktasında çalışma iradesi sergileyeceklerini söyledi.
Görüşmelerde TÜRKONFED’in örgütlenme yapısı ve etki gücü hakkında başbakan yardımcıları ve bakanlara bilgi veren Başkan Tarkan Kadooğlu, “TÜRKONFED, salon konfederasyonu değil, saha konfederasyonudur. 24 federasyon ve 186 derneğimizle Türkiye’nin ekonomiden dış politikaya, sosyal ve toplumsal hayattan hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlükler alanlarında ülkemizin sorunlarına karşı geliştirdiğimiz politika önerilerimizi başbakan yardımcılarımız ve ilgili bakanlarımıza anlatmaya geldik” dedi.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile gerçekleştirilen görüşmede TÜRKONFED raporları kapsamında hazırlanan kalkınma ajanslarına ilişkin görüş ve önerilerini de özel olarak paylaşan Başkan Kadooğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’ye de TTIP ve Gümrük Birliği’nin modernizasyonu konusunda “Transatlantik Yatırım Ortaklığı’nın (TTIP) Türkiye’deki KOBİ’lere Etkisi ve Politika Önerileri” raporunu iletti.
TÜRKONFED POLİTİKA ÖNERİLERİ
Ekonomik ve Yapısal Reformlara Ağırlık Verilmeli: Büyüme umut verdi ama ekonomik ve yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekliliğini de gösterdi. Teşvik Paketi, kısa vadede iş dünyası için bir can suyudur. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için uzun vadeli reformlara odaklanılmalıdır. Söz konusu adımlar, kısa vadede bazı sektör ve firmalara rahatlama sağlayabilir. Öte yandan, maliye politikası üzerinde ciddi bir yük oluşturmasını beklemesek de uzun vadede mali disiplinin kalitesini ve şeffaflığını zedeleyebilecek sonuçlara yol açabileceklerini düşünüyoruz.
Sanayi ve Üretime Dayalı Bir Ekonomik Model: Yüzde 4,8’lik büyüme rakamlarına bakıldığında özel sektör yatırımlarının ağırlığı yüzde 5’lere gerilemiştir. Özel sektör ve kamu harcamaları ağırlıklı bir büyüme sürdürülebilir değildir. İş dünyası, sanayi yatırımlarından gayrimenkule ve inşaata yönelmektedir. Üretim, ihracat ve özel sektör yatırımlarının desteklenmesi ve sanayi odaklı bir büyüme modeli ivedilikle uygulanmalıdır.
Kobi’ler Yüksek Katma Değerli Üretim İçin Desteklenmeli: 64. Hükümet döneminde gündeme alınan 172 maddelik Acil Eylem Planı’nın ve bu planda yer alan KOBİ’lere dönük maddelerin hayata geçirilmeli ve KOBİ’ler yüksek katma değerli üretim için desteklenmelidir.
Ekonomiyi İlgilendiren Düzenlemelerde İş Dünyasının Görüşleri Alınmalı: Kayyum atama yetkisinin genişletilmesi gibi ticaret hayatını ve özel mülkiyet haklarını doğrudan ilgilendiren bu tür önemli düzenlemelerde iş dünyasının görüş ve önerileri alınmalıdır. Katılımcı bir süreç işletilmelidir.
Bölgesel ve Yerel Kalkınmaya Ağırlık Verilmeli: Terör başta olmak üzere birçok sorunla mücadele eden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yatırım ortamının iyileştirilmesi, bölge halkının ve iş dünyasının maddi ve manevi kayıplarının telafi edilmesi sosyal ve ekonomik hayatı canlandıracaktır. Bölgesel kalkınma, ülke kalkınmasının temel dinamiklerini de harekete geçirecektir.
Demokrasi Olmadan, Ekonomik Kalkınma Olmaz: Yatırım ortamının iyileştirilmesi sadece ekonomik tedbirlerle olmaz. Yabancı sermaye güven ve istikrar iklimi kadar hukuk, insan hakları, yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlükler gibi durumlara bakarak yatırım kararlarını şekillendirir. İçeride ve dışarıda yaratılacak güven havası Türkiye’nin büyüme dinamiklerini sürdürülebilir kılacak ortamın sağlanmasını sağlayacaktır.
Kalkınma Ajanslarının Yapısı Yeniden Ele Alınmalı: Ajansların kalkınma kurulu ve yönetim kurullarında özel sektör temsilcilerinin kararlar üzerindeki etkinliği artırılmalıdır. Ajansların iş dünyası ile etkileşimi geliştirilmelidir. Ajanslarda yönetim istikrarı sağlanmalıdır. Ajanslar bölgeler için bir yatırım ofisi gibi çalışmalıdır.
TTIP’e Rıhtımlama Modeli ile Dâhil Olmamız Önemli: ABD-AB arasındaki TTIP müzakerelerine Türkiye kesinlikle Rıhtımlama Modeli ile de dâhil olmalıdır. TTIP’e dâhil olmak dış ticaret ve üretim yapımız açısından her zamankinden daha da önemlidir. Rıhtımlama Modeli’nin işleyişi, TTIP’e katılım kriterleri ve geçiş süreçleri gibi konularda sivil toplum ve iş dünyasının katılımıyla somut önerilerin şekillendirilmesine katkı sağlanmalıdır.
Ülkemiz ihracatının TTIP sürecinden yara almadan çıkabilmesi için özellikle mikro ve küçük segmentte yer alan ihracatçı KOBİ’lerimizin yapısal uyum konusunda finansal teşvik ve proje yönünden azami ölçekte desteklenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, KOBİ’lerimizin rekabetçiliğini arttırmak için gerekli kurumsal ve altyapısal değişiklikler gerekmektedir.
Gümrük Birliği’nin Güncellenmesinde KOBİ’lerimizin Özel İhtiyaçları Göz Önüne Alınmalı: TTIP’e dâhil olmamız ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi süreci AB ile üyelik müzakereleri sürecimize önemli somut katkı sağlayacaktır. Sürecin dışında kalmamız en çok ekonomimizin dönüşümü için kritik önem taşıyan yatırım ortamını olumsuz etkileyecektir.
Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve genişletilmesi önem taşımaktadır. Gümrük Birliği kapsamında KOBİ’lerin özel ihtiyaçlarını ele alan bir başlık oluşturulmalıdır. Tüm başlıkların KOBİ’ler üzerindeki etkileri dikkatli olarak incelenmelidir. KOBİ etki analizleri öncelik olarak tanımlanmalıdır.
Mobil