Özel Haber

“Vaka sayısında yaşanan düşüş sevindirici”

“Vaka sayısında yaşanan düşüş sevindirici”
11-01-2021 09:43
Gaziantep

Türk Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Kemal Kazak, “2020 Kasım ayında pik seviyesine ulaştığımız Gazi şehrimizde, yeni İl Sağlık Müdürü Dr. Ümit Mutlu Tiryaki ve ekibinin kararlı ve azimli mücadelesi ile vaka sayılarında bir hayli gerileme yaşanmış ve şehrimiz rahat bir nefes almıştır” diye konuştu.  Düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kazak, sağlık çalışanlarının sorunlarına dikkat çekti.

“2020 YILI HAFIZALARDA YER BIRAKACAK”

“Dünyada Covid-19 salgını ve cennet vatanımızda ise pek çok doğal afetile hafızalarda yer bırakan 2020 yılını geride bıraktık. 2021 yılında Covid- 19 illetinden kurtularak başta sağlık olmak üzere sevginin, barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir yıl olmasını temenni ediyorum” diye konuşan Kazak, “2021’de sevdiklerimiz ve dostlarımızla kucaklaşmayı, umutlarımızın yeşerdiği baharlara kavuşmayı arzu ediyoruz. 2020 Kasım ayında pik seviyesine ulaştığımız Gazi şehrimizde, yeni İl Sağlık Müdürü Dr. Ümit Mutlu Tiryaki ve ekibinin kararlı ve azimli mücadelesi ile vaka sayılarında bir hayli gerileme yaşanmış ve şehrimiz rahat bir nefes almıştır. Özellikle filyasyon çalışmalarını yakından takip edişi ve sahada görev yapan kahraman sağlık çalışanlarıyla iletişimi ve dokunuşuyla takdiri hak etmiştir” dedi.

“SAĞLIK ORDUSUNA TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNUYORUZ”

“Bu nedenle; takım ruhuyla hareket eden İl Sağlık Müdürümüz Dr. Ümit Mutlu Tiryaki’ye, Daire Başkanlarımıza, emeği geçen kurum idarecilerimize ve sahada gösterdikleri cengâverlik ile adeta destan yazan fedakâr sağlık emekçilerine ne kadar teşekkür etsek azdır” diye konuşan Kazak sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Tarih kendilerini yazar mı? Bilemiyorum. Ama çok zor çalışma koşullarına rağmen, kendileri sağlık hizmetlerinin sunumunda bir tarih yazıyorlar. Sahanın kahramanlarına en kalbi duygularımla sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Karakter abidesi bu ekibin bir parçası olmaktan da ayrıca onur duyuyorum. Yüzlerce sağlık çalışanının kara toprağa ve binlercesinin yataklara düştüğü bu süreçte Covid-19’un kamu çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmesi ve vazife malullüğü kapsamına alınmasıdır. Bu uygulama için de illiyet bağı aranmamalı, vazife malullüğü ve 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun derhal hayata geçirilmelidir. Sağlık şehitlerimizin geride bıraktıkları ailelerin mağdur edilmemelidir” diye konuştu.

“SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARINI KORUYACAĞIZ”

“3600 ek ödeme sözü yerine getirilmeli ve bütün kamu görevlilerini kapsamalıdır. Geçmiş dönem kayıplarımızın telafisi için ek zam verilmelidir. Döner sermaye sistemi revize edilmeli ve adil bir sistem getirilmelidir. Şiddet ve mobbinge gerçek manada caydırıcı önlemler alınmalıdır. Ehliyet ve liyakat hâkim kılınmalı,  sadece devlete ve millete sadakat esas alınmalıdır. YHS’daki görev yapan kamu çalışanları GİHS’na geçirilmelidir. Kadrolu istihdam dışındaki bütün ucube modelleri terk edilmeli ve tüm çalışanlar kadrolu olmalıdır. Memurun başının belası olan ve canından bezdiren vergi dilimleri yeniden düzenlenmelidir” şeklinde konuşan Kazak açıklamasını şu şekilde sürdürdü;
“Çalışan kamu görevlisine 1 Ocak’tan itibaren %7.36 zam yapılacaktır. Bu oranın %3 toplu sözleşme kaynaklı %4.36’sıda enflasyon farkından dolayıdır. Görülüyor ki; enflasyon farkı toplu sözleşme kazanımından daha yüksek durumda. Sorgulanması gereken 1.durum yetkili konfederasyonun toplu sözleşme masasındadoğru pazarlık yapamaması ve kamu çalışanlarını yoksulluğa mahkûm etmesidir. Kamu çalışanları yıllardan beri kendilerini yoksulluğa mahkûm eden yetkili sendikadan hesap sormalıdır. 2. durum ise enflasyon farkının gelecek dönemi kapsaması nedeniyle; geçmiş döneme ait kayıplarımız nasıl telefi edeceğidir. Verilen enflasyon farkı 6 ay geriden gelmektedir. Bu da memur maaşlarının enflasyon karşısında sürekli erimesine yol açmaktadır. Kısacası enflasyon atlı, memur yaya bırakılmıştır. Kaldı ki; TÜİK’in açıkladığı enflasyon ile çarşı-pazardaki enflasyon birbirinden çok farklı. Pek çok ürüne %20-30 arasında zam yapılırken, açıklanan 2020 yılı enflasyon oranının %14’ün çok çok üzerinde olduğu söyleyebiliriz. O sebeple; kamu çalışanlarının maaşlarına da yapılan zamlar oranında artış yapılmalıdır. Bugün pek çok kamu çalışanı yoksulluk sınırının altında maaş almakta ve %75-80’ninin bankalara borcu bulunmaktadır. 2020 yılı enflasyon hesaplama sepetinde 900’e yakın ürün var. Bu ürünlerin birçoğunu hiçbir vatandaşımız kullanmıyor veya çok azını kullanıyor. Dolayısıyla doğru bir enflasyon hesaplaması için temel kullanılan ürünler esas alınmalıdır. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Doğru bir enflasyon hesaplaması için, gıda, kira, giyim, sağlık, ulaşım ve yakıt gibi temel ürünlerin baz alınmalı ve ortaya çıkan rakamlar üzerinden enflasyon farkı ve refah payı verilmelidir. Ülkemizin gerçeklerini biliyoruz. Şatafat veya lüks bir yaşam istemiyoruz. Sadece alın terimizin karşılığını ve çocuklarımıza iyi bir gelecek sunmak istiyoruz. Memur, memur emeklisi ve aileleriyle birlikte yaklaşık 20 milyon insanın müreffeh bir hayat sürmesini tesis edecek olan ve Türkiye Kamu Sen olarak ta; sürekli dile getirdiğimiz “Memur Paketi’nin” bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER