3.Dünya Savaşının diğer dünya savaşlarından farkı; eski sistemlerde olduğu gibi artık karşılıklı düzenli ordular savaşmıyor.
Şimdi beyinler ve şaytani planların savaşları hakim. En büyük silahları da atom bombasından bile etkili; satın alınmış medya.
Biat etmiş medya yayın organlarıyla , yalan haber yayma,bilgiyi çarpıtma,biat eden kitleler oluşturma ve istenilen algıyı kabul ettirme stratejileri artık savaşın güçlü olan kısımları.Uzun eğitimden geçmiş ajanların yerini de her haltımızı paylaştığımız akıllı telefonlar almış durumda .
Supliminal mesajlarla da insanların beyni istenildiği gibi yönlendirilebiliniyor artık.Tıpkı şehit haberlerini,arka sokağında patlayan bombalara kulağını kabartmış, çekirdek çitleyerek önemsemeyerek eğlence programlarına atlayan vicdanları çalınmış topluluklar gibi.
Şuan dünya “Yeni Savaş Dönemine” çoktan girdi.
Kötü emellerde kullanıldığında medya bir afyondur.
Herkesin bir haber kanalı yok ama mutlaka takip ettiği bir dizisi var.Bu dönemde daha çok arttı.Yıllar önce Brezilya halkı düşük gelirden ,artan yoksulluktan çokca şikayet edip baş kaldırmaya kalkınca halkı afyonlamak ve sesini kesmek için haftanın altı günü yayınlanan sabah akşam tekrarları dönen sonra geri kalmış ülkeler tarafından da kapış kapış satın alınan “Zenginler de ağlar” “Zavallı Maria” gibi diziler çekmeye başlamışlar.Hepsinin de ortak konusu şu;” Zengin insanlar sanıldığı gibi mutlu değiller.Her şeye sahipler ama huzurları yok…Fakir halk belki yoksul ama mutlu.Seviyor,seviliyor….”
Biz de sonu gelmeyen yarışmalar,evlendirme programları ,zengin çocuklarının yediği haltları anlatan ağırlıktaki fotokopi diziler..
Bir sabah polisler alt komşumu götürdüler; ilgilenmedim.Sonra üst komşum götürüldü;yine kayıtsız kaldım.Sağ komşum götürülürken de ilgisizdim.Ama sıra bana geldiğinde,bağırdım,yardım istedim.Heyhat sesimi duyacak kimse yoktu!
İngilizler, 13 Kasım 1918’de tek kurşun atmadan İstanbul’u işgal ettiğinde, basının haftalarca yaptığı aldatıcı propagandalar yüzünden halk bilinçsizce ne olduğunu bilmeden onları sevgi gösterileri ile karşıladı.Ta ki işgal başlayıp tutuklamalar,işkenceler saldırılar oluncaya dek.Mustafa Kemal ve kurmaylarının ağır bedeller ödeyerek,canlar vererek bu işgalden 1923 ‘te zor da olsa kurtunuldu.
Yine o günün satılık medyası, Yunanlıların İzmir’i işgal edeceği söylentilerinin de safsata olduğu haberlerini yapıp halkın dikkatlerini başka yönlere çekmeye çalışmış ve İzmir halkı Yunanlıları karşılarında görünce acı gerçekle karşılaşmışlardı.
Şimdi artık gündemleri de,liderleri de ve hatta savaşları da güçlü olanların eline geçmiş medya belirliyor.Onların düşmanları da karşıt görüşte olan gerçekçiler,doğrucular.
Bu savaşın galibi de kazananı da yine medya olacaktır.
GÜNÜN SÖZÜ
İnsɑnlɑr, hezeyɑn yɑşɑmɑdıklɑrı sürece özgürlüklerinden vɑzgeçmez.
Edmund Burke
TEBESSÜM
Temel Ambulans şoförü olarak çalışmaya başlamıştır.
Günlerden bir gün bir otobüs kazası olmuş ve Temeller ambulans çağrısı alırlar ve hemen olay yerine gitmek için harekete geçerler.
Kaza yerine gittikleri zaman gördükleri manzara çok kötüdür. Her tarafta yaralılar, ölüler…
Yakınmalar yeri göğü inletmektedir.
Lakin adamcağızın biri diğerlerinden fazla bağırmaktadır. Temel de adamın
yanına gider ve bakar ki adamın iki bacağı birden kırılmış.
Temel yaralıya basıyor fırçayı :
- Ula uşağum ayuptur bu senin yaptuğun. Şunun şurasında iki bacağun kırılmış sadece. Bak orada insanlar ölmüşler hiç ses çıkarıyorlar midur?