Cumhuriyetimizin 99.yılı çokta diğer yıllara oranla bu sene gösterişli bir şekilde kutlandı. Her yer kırmızı beyaza boyandı. Bu sene Atatürk’ümüzün bile resimlerini söylemlerini daha fazla duyar olduk. Sevindik, zaman zaman şaşırdık, duygulandık, gururlandık ama sormadan da edemeyeceğiz. Düne kadar Atatürk ve Cumhuriyet’e karşı alerjisi olanlar bugün ne oldu da profillerini bayraklarla süslemeye afili sözler paylaşmaya başladılar. Kafalarına ne dank etti de bugün ellerindeki değerlerin öneminden konuşmaya, övgüler dizmeye başladılar.
Oysa ki bizler Atatürk ve Cumhuriyet ruhuyla yetişmiş bir kuşak olarak hep aynıydık. Gençliğe hitabeyi sindirmiş bir nesil olarak yolumuzdan hiç ama hiç sapmadık. Ülkemizi, devletimizi, bayrağımızı ve Atatürk’ ümüzü ilk baştan itibaren sevdik,anladık ,inandık ve taviz vermedik. Kırmızı çizgilerimizin ötesine hiç ama hiç geçmedik.
Günümüzdeki gelişmeler, Atatürk’ün büyüklüğünü ve vizyonunu her geçen gün bir kere daha ortaya çıkarmakta ve âdeta onu ölümsüzleştirmektedir.
Bugünkü ve yarınki nesillere düşen görev, Atatürk’ü doğru anlayarak doğru anlatmak ve onun, “En büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaktır.
----
BU UYGULAMANIN DARISI BİZE…
Aksaray'da cenaze evinde verilen taziye yemekleri yasaklanmış. Valilik tarafından kurumlara 'Genel emir' adı altında yazı gönderilmiş. Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu: "Maddi durumu iyi olmayan çevresinden borç alıyor, kredi çekiyor. Bu uygulamaya son veriyoruz" demiş. Ne kadar doğru ve yerinde bir karar olmuş. Birilerinin artık bu saçma uygulamaya son vermesi lazım. Artık taziyeler de meftaya dua etmek, Kur’an okumak yerine öğlen ne yenilecek, akşama ne yapılacak bunlar konuşulur oldu. Eğer akraba eş dost yemek yapmıyorsa cenaze sahibi kalabalığa ne yemek yapacağım telaşına ve borçlanmasına gidiyor. En son gittiğim bir taziye de kendisine çay ikram etmeyi unutan ev sahibine sallayan bir ziyaretçiyi de gördükten sonra “Bu işin iyice cılkı çıkmış, bu ne densizliktir” demekten kendimi alamadım.
Bütün bunlara ilaveten Gaziantep’te ekstra uygulanan bir yanlışlık var; Taziye yerine giderken baklava ya da börek götürmek adeti. Çok yakın eşe dosta götürmek isteyen götürebilir ama genele bu adetin uygulanması işin tadını iyice kaçırmaya başladı. Bundan birkaç sene önce olsa hadi neyse diyeceğiz ama bugün gelinen noktada fiyatlar almış başını gidiyor. Ben sessiz çoğunluğun iç sesi olayım ve bu saçmalığın derhal kaldırılması için buradan sesleneyim. Bir tane ağır abi bu adeti sesli bir şekilde kaldırsa gerisi çorap söküğü gibi gelecek ama ilk bayrağı kim çekecek bilemiyoruz.…
GÜNÜN SÖZÜ
“Demokrasi prensibi, hakimiyete istismak eden vasıta ne olursa olsun, esas olarak, milletin hakimiyete sahip olmasını ve sahip kalmasını icap ettirir.”
Mustafa Kemal Atatürk
TEBESSÜM
Kadının biri vefat etmiş cenaze namazı kılınmış.
-Cemaat tabutu sırtlamış tam camiden cenazeyi çıkartacaklar tabut caminin kapısına çarpmış.
Tabuttan bir inilti duyulmuş tam açmışlar tabutu öldü sanılan kadın yaşıyormuş.
-Hemen hastaneye götürmüşler ve kadın 10 sene daha yaşamış.10 sene sonra kadın ölmüş.
Yine aynı camide cenaze namazı kılınmış tam tabutu cami kapısından çıkartacaklar.
-Kadının kocası Kapının yanına gelmiş.
-Gözünüzü seveyim kapıya dikkat edin !