Atmışlar ve seksenler darbelerini ABD kendilerine biat eden Kenan Evren zihinli askere yaptırırken, iki binler de bunun talimatını organizasyonunu yönetim, güç heveslisi Gülen ve ekibine yaptırdı.
Ama ABD’nin bu sefer ki senaryosu diğer darbelerden tamamen farklı kurgulu ve amaçlı.Bu seferki hedefleri, ilerlemeye başlayan demokrasimiz ve dünyaya korku salan kahraman ordumuz.
Yanında tuttuğu, koruduğu kendisinin en sadık hizmet eri Gülen ve ekibine, “darbe yapın yanınızdayız “kandırmacısıyla yalnız bırakarak hezimete uğramalarını sağladı hem de sokaklara dökülen içinde IŞID’cısının PKK’lısının da olduğu kalabalığa Türk askerini linç ettirdi, dövdürüp itibarsızlaştırdı.
ABD tarafından yazılıp sahneye konulan çakma darbe, onlar açısından istenilenden daha da başarılı oldu.
Bugüne kadar, her ne şartta olursa olsun ordusunu gözünden bile sakınan Türk insanı, tatbikata gittiğini sanan yirmi yaşındaki emir eri Mehmetçiği linç edercesine dövdü. İlk kez tokat attı.
“Onlar Güneydoğuda dört kardeşimi öldürdü” diye böğürerek elindeki silahı bırakıp teslim olan askerimizi linç eden şerefsiz de kahraman oldu.Sakallı, İŞID militanı tipler teslim olmuş askerimize saldırdı.
Şehit düşmesin diye tankın üzerinde yaralı polis arkadaşının üstüne yatıp kendini siper eden Mehmetçik ne hikmetse polisten de tekme tokat dayak yedi. Halbuki o gün bu görüntü ile ne kadar da haklı olarak övünüp gurur duymuş, hainlere karşı daha da kenetlenmiştik.
Ne acıdır ki bu sefer kardeş kardeşi vurdu ve öldürdü. Bölücü hainlere karşı omuz omuza çarpışırken şahadet şerbeti içen kahraman polis ve askerlerimizin birbirine silah çektirilip, düşman edildiği ve çok tehlikeli bir kamplaşmanın tezgahına oturtuldu.
Basına ve sosyal medyaya ilk defa yayın yasağı getirilmedi. Yirmi yaşındaki Mehmetçiğimizin katledilirken yüreğimizi burkan görüntüleri servis edilip, aylardır kendileri ile mücadele eden PKK/PYD'yi, IŞİD'i, ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya'yı... Barzani'yi, Öcalan'ı, Cemil Bayık'ı, Karayılan'ı...sevindirdi.
Türk halkı olarak darbenin her türlüsüne karşıyız.Ama bu sefer ki çakma darbe karşısında yaşananlardan da öfkeliyiz,üzgünüz ve şaşkınız..
Ne hikmetse şehitler verirken gıkları çıkmayan imamlarımız iki gündür coştukça coşmaktalar. Sokaklarda ise halkın arasına sızmış niyeti,amacı belirsiz eli silahlı karanlık tipler böğürerek dolaşmakta.
Gücü ve itibarı elinden alındığı için bu millete hırslanan, öğrenci bursu yalanıyla saftiriklerden topladığı paralarla yardım ettiği ABD’nin kucağında oynayan Feto!
Sen de askerimizde, demokrasimize, milletimize yaptıklarının bedelini bir gün mutlaka ödeyeceksin. Kaçışı yok; bu millete yaptıklarının hesabını elbette ki vereceksin.Hiç merak etme ki, eteğine sığındığın, güvendiğin ABD bir gün işi bittiğinde kendi elleriyle seni paketleyip üzerine pul yapıştırıp bize postalayacaktır.
GÜNÜN SÖZÜ
En kötü demokrasi en iyi ihtilalden daha iyidir.
Alparslan Türkeş
TEBESSÜM
Çakma darbe olurda, darbecilerin piri Kenan Evren ve meşhur gafları hatırlanmadan geçilir mi hiç? En sevdiklerimden bir kaçı;
“Sevgili hemşerilerim. Bütün insanların kafaları şekil olarak aynıdır... Hepsi de yuvarlaktır. Hepsinin kafasının içinde beyin vardır... Beyin de aynıdır. Ama o beynin içinde oluşan fikirler ayrı ayrıdır. Bunu böyle kabul etmeye mecburuz.”
**
“Sevgili Muğlalı hemşerilerim. Ev alacaksan tuğladan, kız alacaksan Muğla'dan derler. Muğla'ya en son geldim diye içinizden bazı vatandaşlarım kızgın olabilirler. Kaldı ki, bir yemeğin en sonunda tatlı yenir. Niye tatlı yenir? Ağız tadı olsun diye yenir. Ben de ağız tadıyla bu işi tamamlamak için en sona Muğla'yı bıraktım. Sonra... Bazı yerlerde bir söz vardır... Son çocuk için... "Son uşağım, sırma kuşağım" derler.”
**
“Sevgili Yozgatlı kardeşlerim. Şuna inanınız ki, her şeyin fazlası zararlıdır. Fazla fakirlik nasıl zararlıysa, fazla zenginlik de insanların rahat ve huzurunu kaçırır. Fazla yemek, fazla içki, fazla sigara, fazla eğlence, fazla sıcak, fazla soğuk... Velhasıl haddinden fazla olan güzel şeyler dahi zararlıdır. Hatta... Fazla uzun boylu, fazla kısa boylu da zararlıdır. Yani bir şeyin azı da, çoğu da zararlıdır.”