Twiter yıldızı,en fazla takipçisi olma özelliği taşıyan eski Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, 2013 yılında attığı twitlerle “in” iken, favoritesini yeni twiter fenomeni Fuat Avni’ye kaptırarak “out” oldu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın oylarıyla birinci gelen Sayın Recep Tayyip Erdoğan ,eski gelenekçi cumhurbaşkanlığı anlayışını “out” yapıp rafa kaldırarak,her zaman gündemde olan,her açılışta bulunup siyasi konuşmalar yapan,daha önceleri duyulmamış geniş bir danışman kadrosuyla konuşulan ve artık neredeyse paralel yapı söylemleriyle daha çok anılacak olan yeni cumhurbaşkanlığı imajını “in” yapmışlardır.
Bir zamanların gözde makamı,devletin zirvesine yıllarca ev sahipliği yapmış olan tarihi Çankaya Köşkü bu dönemde yıldızı sönüp “out” olurken, klozet kapağıyla bile kendinden söz ettirmeyi başaran yeni cumhurbaşkanlığı sarayımız artık “in” oldu..Öyle ki ne dillere destan Dolmabahçe Sarayı, ne de büyük padişahların halen gizemini koruyan Topkapı Sarayı bu ilgiyi görmemişti.
Değerli Hoca,büyüğümüz, barış elçimiz.. söylemleriyle anılan Gülen grubunun lideri Fetullah Gülen ile AKP’nin dillere destan fırtına aşkları bitip “out” oldu.Bebek katili, terörist başı Öcalan ise bu dönemde öne geçerek AKP’ye göz kırpıp statü atlayarak önce” Sayın”,sonrada açılım elçisi…olarak bu aşkın yeni favorisi “in” olmaya hak kazandı.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, ortalarda gezinen açıklamaları, ketum tutumlarıyla,varlığını bir türlü anlamlandıramadığım geniş bütçeli makamıyla sürekli “out” olma durumundan kurtularak, bu dönemde aldıkları 1 milyon TLlik makam aracıyla ilk defa “in” olmanın keyfini yaşadı.
Orta Doğunun gözde lideri, İngiliz kökenli zarif eşleri,batıya dönük yüzüyle sevimli lideri, hatta tatile giderken yanınıza alacağınız üç şeyden birisi olan Beşer Esad 2014’te tüm klasını kaybederek “out” olurken tahtını IŞID teröristleriyle mücadele eden,PKK lı teröristleri kucaklayan, Kürdistan için çabalayan masum!lider Barzaniy’e bırakarak “in” olmasını sağlamıştır.
Birkaç yıl önce devleti yıkmakla ithaf edilerek suçlanan ve içeri atılan çoğunluğu asker ,akademisyen ve gazeteciden oluşan Ergenekon sanıkları “out” olurken 2014 te tahtlarını bu sefer polis,savcı,avukat ve gazetecilerden oluşan “Paralel Yapı” diye adlandırılan bir gruba devrederek onların artık “in” olmasına müsaade etmişlerdir.
Dikkatlerinizi çekmek isterim ki gazeteciler her dönemde “”in” oluyorlar.Bu tahtan öyle kolay kolay inmek,her dönemde favoritesini yüksek tutmak sadece bu meslek grubuna hastır.
Sanat camiasında ise bu dönem tesettüre giren,umreye giden,nasıl namaz kıldığını ekranlarda şova dönüştüren, gür sesiyle ilahi okuyanlar “in” olurken, önceki dönem akiller grubunda olanlar favoritelerini kaybederek yüksekten yuvarlanma misali “out” durumuna düştüler.Artık onları ne pişman olduk demeleri, ne çifte umre ziyaretleri ,ne mevlit şekerleri, ne de evliya sakalları kurtaramaz.
2013 yılının ağaç kesimine karşı çıkmayla başlayan, sonrasında toplumsal bir tepkiye neden olan ve uzun zaman gündemden düşmeyip siyasilerin de malzemesi olan “Gezi Parkı Olayları”2014 de favoritesini kaybederek “out” olmaktan kurtulamamıştır. Onun yerine ise yine bir çevre katliamının yaşandığı Soma’da, santral kurmak isteyen şirket yetkilileriyle zeytin ağaçlarının kesilmesini engellemek isteyen yöre halkının nöbet tutarak verdiği mücadele “in” oldu.Öyle ki zeytin ağacı ağaç olmaktan çıkıp melun bir günahkar,zeytin yağı ise şifalıktan sıyrılıp haram olmakla burun buruna geldi.Ağaçların çoğunluğu köylülerin mücadelesine rağmen kesilince başka bölgedekiler şükür cehennemlik olmaktan kurtuldular.
2013’te adını ilk olarak değerli sanatçımız Ebru Gündeş’e aldığı uçakçıkla duymaya başladığımız,2014 te zirvenin fevkaledesinin de fevkinde gördüğümüz,2015,16,17..ler de de muhtemelen adını hep duyacağımız değerli iş adamımız Reza Zarrap,ekonomimize de sağladığı büyük katkılarıyla! her zaman “in” olmuştur.Olmaya da devam edecektir.Ayrıca değerli paracıklarını alıkoyduğumuz için birikmiş faiziyle birlikte kendilerine iade ederek vefa borcumuzu da ödedik laf aramızda.Sen hep “in” kal kıymetli iş adamımız, biz vatandaş olarak hep ”out” olmaya devam ederiz.
GÜNÜN SÖZÜ
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.
TEBESSÜM
Bir papaz, bir sarhoş ve bir mühendis giyotinle ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Sıra öncelikle papazdadır. İnfaz memuru papaza sorar:
– İnfaz edilirken yukarı mı aşağı mı bakmayı tercih edersin?
Papaz cevap verir:
– Yukarı bakmak isterim. En azından ölürken yüzüm tanrıya dönük olur.
Papazın isteği yerine getirilir, giyotin bıçağı havaya kaldırılır ve bırakılır. Bıçağın hızı kesilir kesilir ve tam papazın boynuna santimetreler kala duruverir.
Bu tanrıdan bir işaret olarak görülür ve papaz serbest bırakılır. Sıra sarhoşa gelmiştir. Bir umutla sarhoş da yukarı dönük olmak istediğini söyler. Aynı şekilde giyotin bıçağı tam sarhoşun boynuna yaklaşmışken yavaşlar ve durur. Bu da tanrının bir işareti olarak kabul edilir ve sarhoş da serbest bırakılır. En son sıra mühendistedir. Mühendis de yukarı dönük infaz edilmek istediğini belirtir. Tam bıçak havaya kalkmışken mühendis bağırır:
– Durun bir dakika, bıçaktaki sorunun nerede olduğunu anladım.