İsrail’in Amerika’nın güdümüyle artık Türkiye ile ilgili ,Güneydoğuyu bölüp,Kürdistan adı altında ikinci bir İsrail kurmak ve “Büyük İsrail”e ilhak etmek olduğu artık bir sır değil.Uzun zamandır verdikleri bir çalışma ve mücadelede sona gelindiğine inanmaya başlamışlar bile.Kürdistan’ı ise de Irak Merkezi Hükümeti’ne yok ettirip zengin kaynaklı topraklarına sahip olmaktır.İsrail halklarla ilgilenmez sadece sahip oldukları topraklarla ilgilenir.
Son 15 yıllık izlenen politikalara bakacak olursak;
Önce 28 Şubat bahanesi ile ne kadar tarikat ve küçük çaplı cemaat varsa ya kapatıldı ya da sindirildi. Gülen cemaati de kontrol altına alınmalıydı. Ve bu başarıldı.
Sonra açılım ile Kürt halkı çeşitli söylemlerle kandırılarak ve sanki hepsi PKK’lı yapılarak , ayaklanma yapabilecek kadar güçlenmesi amaçlandı.Kobani ayaklanması da bir provaydı zaten.
Her adımımızı takip eden, kokoreçimize bile karışan AB ve üyesi Danimarka, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin dondurulmasını istedi fakat Cumhurbaşkanımız “Umurumuzda bile değil” diyerek AB’ye rest çekti. İstenilen yanıtta zirveden alınmış oldu. Zamanı geldiğinde önümüze koyabilmek için.
Ve sıra asıl korkulana ve kontrol altına alınmasının mutlak ve mutlak olanına geldi:Türk Ordusu!
Ama Türkiye dünyanın en güçlü,donanımlı ordularından birine sahip ve üstelik Türkiye NATO üyesi. Yani bu orduyla Türkiye’nin bölünmesi mümkün değil. Olası bir saldırıda Barzani’ye, PKK’ya,PYD’ye ABD’nin açıktan destek vermesi lazım. Türkiye NATO üyesi olduğu için ABD bunu dünyaya anlatamaz. Dünya ABD’nin kendi müttefikini arkasından vurmasını hiç de hoş karşılamaz.
İşte bu yüzden Türkiye’yi dünyanın gözünde itibarsızlaştırarak zaten her söyleminde bizi beğenmeyen ve eleştiren AB nin yanında bu sefer ABD’nin de yer alıp ikili bir kumpas gerekiyor.Baş piyon olarak ise burada cemaat bulunmakta.
İşte bu nedenle ABD ve Avrupa kasten cemaate destek vererek Türkiye’yi oyuna getirmeye çalışıyor. AKP Cemaate karşı Avrupa’yı karşısına alırsa hatta ABD’yi karşısına alma noktasına gelirse Türkiye’nin NATO’dan atılmasını tartışacaklar. Ve tüm dünyaya cemaate karşı yapılan operasyonların demokratik olmadığı, gazetecilerin ve hatta senaristlerin yönetmenlerin tutuklandığı dünya gündeminden düşmüyor.Aslında hedef bir taşla iki kuş vurmak.Amaçlanan,hem başlarını sürekli ağrıtan cemaati yok etmek hem de Türkiye’yi NATO’dan atarak büyük projelerinin önündeki engeli de kaldırmak.
Cemaat Batı’nın hiç umurunda değildir ve Türkiye’nin parçalanması için yapılan planların uygulanması noktasında sadece bir PİYONDUR. Batının böyle pek çok piyonları var ve işleri bitinceye kadar dost işleri bitince de düşman oluverirler. Şimdiki dostları Barzani ve Kürtlerdir.Onlarında işleri bitene kadardır.Hatırlarsak Irak lideri Saddam Hüseyin’ide kendileri başa getirmişlerdi ve bir numaralı kankalarıydı.İşleri bitince astılar.
Barzani’yi terör listelerinden bunun için çıkarıldı.Hatta IŞID’la mücadelesi yüzünden bugün yarın kahraman bile ilan edilebilir. Barzani sınırlarımızda ,Diyarbakır’da Kürdistan bayrakları dağıtımı yapabiliyor ve nedense hiçbir müdahaleyle karşılaşmıyor.
Türkiye Avrupa’dan dışlansın istiyorlardı, sonuçta da NATO’dan ihraç edilmesidir ki onunda adımı atıldı nihayetinde.
İsrail her zamanki gibi doğrudan hedefini ortaya koyarak Türkiye’nin NATO’dan ihracını istedi.Gerekçeleri Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği iddiası.Bu iddiayı İsrail ortaya attı.Oysa IŞİD’i ABD,İngiliz ve İsrail gizli servislerinin yani CIA ve MOSSAD’ın kurduğu belgelendi. Yani hem terörizmi kurup destekliyor hem de Türkiye destekliyor diye iftira atıp NATO’dan ihracını istiyor.
Önümüzdeki günler ve 2015 yılı bu gelişmelere gebe.Göreceğiz bizim için çokta anlamı olmayan bu birliklerden tamamen atılıp yalnızlaştırılacak mıyız? yoksa da silkelenip, kendimize gelip ayağa kalkabilecek miyiz?
Göreceğiz!
GÜNÜN SÖZÜ
Gerçeği insanların ölçüleriyle değil, insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı.
Hz. Ali
TEBESSÜM
Amerika’da bir okulda öğretmen sorar;” Söyleyin bakalım çocuklar. gelmiş geçmiş en akıllı insan kimdir? bilene 20 dolar vereceğim.
Çocuklar, Amerika ve dünya tarihinin gelmiş geçmiş tüm büyüklerini sayarlar.Cristof Coulomb, Jack London, Shakespeare, Einstein… vs. bildikleri tüm büyük beyinleri sayarlar fakat öğretmeni tatmin edemezler. Yalnızca Yahudi asıllı olan Abraham sakince parmak kaldırır. söz aldığı zaman ise;
– Öğretmenim, dünyanın gelmiş geçmiş en akıllı insanı şüphesiz ” İsa Mesih” tir.
Öğretmen şaşkınlıkla Abraham’ı tebrik eder ve 20 doları verir ve sorar;
– Aferin Abraham. Fakat merak ettiğim bir şey var.Sen Yahudisin.En akıllı insanın “Hz. Musa” olduğunu iddia etmen gerekmiyor mu?
Abraham bu arada 20 doları güneşe tutmuş sahteliğini incelemektedir. Gülümseyerek cevap verir.
– Aslına bakarsanız öğretmenim, en akıllı insanın Hz. Musa olduğunu düşünüyorum ama gene de iş iştir.