Çocuk katili Abdullah Öcalan,önce paketlenip servis edilip mahkum edildi.Sonrasında açılım uğruna sayın oldu,muhatap alındı,akıl verir,tehdit eder oldu oldu.Zaman zaman bütünleştirici rolüne bürünen zaman zaman da tehditlerine şahit olduğumuz Öcalan’ı açılım aşkına mecliste de görürsek şaşırmayalım..
PKK teröristleri askerlerimizi şehit edip,köylerde çoluk çocuk demeden katlederken,şehit edilen öğretmenlerimizin kanları daha kurumamışken doğuda, sözde mahkemesini kuruyor,kimlik sorguluyor,Atatürk büstlerine saldırılıyor,TC kaldırılıp Kürtçe isimler kullanılıyor,fütursuzca at koşturuluyor.Çocukların okullarını yakıyor,halkı tehdit ediyor.Batıda aslan kesilen hükümet nedense burada sessizliğini imtina ile koruyor.Bundan da Türk halkının için yanıyor ,öfkesi kabarıyor ama tepki yok. Neden;açılım zarar görmesin..
Tabi bu arada Kürt ve Türk halkı arasında sürekli bir barış ve beraberlik mesajları verilmeye çalışılıyor.Akıllı adamlar! İl il dolaşıp akıl dağıttılar sözüm ona. Ne yazık ki artık bundan sonra istenildiği kadar özgürlük verilsin dış güçlerinde desteğiyle iyice şımarıklaşan PKK nın ve destekçilerinin asıl istedikleri başka.Türkiye den toprak kopartılarak oluşturulmuş bir Kürt federe devleti .
Barışı ve huzuru herkes ister. İstemiyorum diyenin akıl sağlığından da şüphe etmek gerekir. Ancak,Türk halkı yıllardır teröre evladını vermişken,Kürt halkında da yılların birikmiş öfkesi ve hıncı varken bu gerçektende imkansız görünüyor. Bu yüzden Kürdistan hayalleri kuranlara bunun imkansız olacağını enerjilerini bundan sonra gerçek anlamda barış için harcamalarını tavsiye ederim ama dert başka ne yazık ki…
Oysaki daha bu günlerde İngiltere de yaşayan ve yıllarca özgürlük mücadelesi veren İrlanda halkı referandumda İngiltere den ayrılmama kararı aldılar. Çünkü gayet iyi biliyorlar ki bölünme her anlamda felaketleri olacak.Umarım bu örnek bazı bölücülere de emsal olur.
Bu günler de bana açılımı soranlara şu hikayecik ile cevap veriyorum:
Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış.
Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmiş. Yaradan a olan aşkı (yılan bile olsa) yaratılana yansımış ve yılana vurmaya kıyamamış.
Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş; ”Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edeceğim” demiş.
Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş.
Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve ”Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira vereceğim!” demiş.
Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş.
Ailesi dahil hiç kimseye olanı biteni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştıgı için durumunun düzeldiğini zannetmiş.
Oduncu yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış.
Bir gün oduncu ağır hastalanmış.
Kuyunun başına gidemez olmuş.
Birkaç gün geçince bolluğa alışmış evinde darlık başlamış.
Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını anlatmış. ”Kör kuyunun başına git ve oğlum olduğunu söyle; yılan sana altın verecek!” demiş. Oğlu inanmamış ama gitmiş.
Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış.
Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikayenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, ”Kim bilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde!” diye düşünmüş.
Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış.
Yılan da can havliyle dönüp oğlanı sokmuş ve öldürmüş.
Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış.
Kuyunun başına gitmiş ki oğlu cansız yatıyor.
Yılanda o anda görünmüş; kuyruğu yok ve kanlar içinde. Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş.
Canının parçası oğlu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı…
”Hatalı olan oğlum olmalı!” demiş ve yılandan özür dilemiş. ”Tekrar dost olalım!” demiş. Yılan ise acı acı gülümsemiş: ”Çok isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız!” demiş.
GÜNÜN SÖZÜ
II.Adülhamit
TEBESSÜM
Siyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır…
Temel, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset… Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga ederler…
Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum… Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum… Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun…
Dursun atılır:
– Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk… En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar… Savaşı kaybederuk… Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
– Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz…