Afganistan;Yıllarca yaşadığı devrimler,darbeler ,değişen yönetimlerle ABD’nin darmadağın ettiği ülkelerden sonuncusu,b ir dipsiz kuyu.Kendi kendine bırakılmadan başkalarının elinde oyuncak olmuş, çileli mücadelelerle dolu uzun bir var oluş ülkesi.Özellikle de kadınlar için.Önce özgürlükleri ellerinden alındı.Sonra da var oluş hakları.Şimdi de yaşam haklarına göz dikiliyor ve yirmi yıllık kimlik kazanma mücadeleleri çöp olmuş durumda.Kadınlar için yine başa dönülüyor.
Babaları,kocaları,ağabeyleri,oğulları daha Taliban ülkeyi ele geçirmeden canlarını alarak kaçmaya başladılar.Aileniz nerede? Diye sorulduğunda da hele “biz yerleşelim onları sonra getiririz” diye de pişkin pişkin cevapladılar.Taliban Afganistan’a elini kolunu sallayarak girdi ve ülke üzerinde hızla hükümlerini uygulamaya başladı.Burka giymediği için bir Afgan kadını yol ortasında infaz ettiler.15 ‘lik kızları kaçırmaya başladılar bile.Uçak uyruklarında,kamyon kasalarında kendi canlarını alıp kaçan yiğit! Korkusuz! Afgan erkekleri!!! Geriye döndüğünüzde terk ettiğiniz ananızı,bacınızı,ailenizi yerinde bulabilecek misiniz? Ya da bizim vatanperver! Suriye erkekleri gibi ülkemizde evlenip yeni hayatlar kurmak daha mı cazip gelecek.Dedik ya,kargo uçaklarının ardından Amerika rüyasına koşturan erkekleri için hava hoş.Ama acımadan geride Taliban’ın merhametine bırakılan kadınlar, çok geç olmadan seslerini dünyaya insanlığa duyurmak için yüksek sesle bağırmaya başladılar.
Bizim kültürümüze,insanlığımıza ne kadarda ters değil mi? Ailenin,kadınlarını düşmanın eline terk edip,mücadele ederek savaşmak yerine tabanları yağlayıp kaçabilmek!
O yüzden de bunlar bana hiçte acınası,zavallı,mağdur görünemiyorlar..
Ülkesinden uçak tekerleklerinde Büyük Amerika! Hayaliyle kaçmaya çalışan Afgan erkeği!
Sen kuyruğunu kıstırıp utanmadan anneni, bacını, karını, kızını ve de vatanının zulmün göbeğinde ardına bakmadan bırakıp kaçacaksın; ben de sana üzüleceğim… öyle mi?" geç bunları geç geç!
Plajlarımız var…yüzersen..
Kebaplarımız var… yersen..
Nargile var…içersen…
GÜNÜN SÖZÜ
Vatan aşkı maya gibidir, sütü bozuklarda tutmaz.
Muhsin Yazıcıoğlu
Her şeyi affedin; ama vatanınıza ihanet edenleri asla affetmeyin.
Hz. Ali
Onursuzca teslim olup, şerefsizce yaşamaktansa onurumuzla savaşır, şerefimizle ölürüz!
Irz ve namustan mahrum olan millet vatan hissi taşımazlar, böylelerinden sakınılmalıdır.
Hz. Mevlana
TEBESSÜM
Bir mahallenin ağası vardır. Bu da Hasan Ağadır.Bir gün kahvede tv izlerken Bülent Ecevit’i görürler.
Hasan Ağa:
-“Ben bunu iyi tanırım, benim elimde büyüdü bu” der.
Kimse inanmaz. Giderler Bülent Ecevit’i bulurlar ve Ecevit Hasan ağayı görür görmez ellerine yapışır, öper. Ve Hasan Ağa ispatlar tanıdığını.
Bir gün gene tv izlerken başbakanı görürler ve Hasan Ağa:
-“Ben bunu çok iyi tanırım” der.
Gene kimse inanmaz ve Ankara’ya giderler, bulurlar. Başbakanı gene aynı olaylar olur.
Ve gene bir gün kahvede tv izlerken Bush’u görürler tv de.
Hasan Ağa:
-“Ben bunu iyi tanırım benim elimde büyüdü” der.
Gene kimse inanmaz ve Amerika’ya giderler. Beyaz saraya gireceklerdir, ama görevli sadece Hasan Ağa’nın girmesine izin verirler.
Hasan Ağa hariç herkes Beyaz Saray’ın önündedir. Kapının önünden ünlü futbolcu Maradona geçer, herkes der ki:
-“Abi sen uzun boylusun, bak bakalım şu camdan kim var.”
-“Tamam” der.
Sorarlar:
-“Kaç kişi var” diye.
Maradona:
-“6 kişi var” der.
-“Peki kimler var” der,Hasan Ağa’nın arkadaşları.
Maradona yanıtlar:
-Hasan Ağa varda diğerlerini tanımıyorum…